affetmek

• paul boese der ki:
  "affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar."
  
  insan affedebilmeli ve böylece özgürleşebilmeli. bizi üzen insanları affetmemiz kendimize yaptığımız bir saygısızlık değil, gereksiz yüklerden kurtulmamız için yaptığımız bir iyiliktir aslında. bu yüklerden kurtulup, hafiflemeli ve önümüze bakmalı, geçmişte yaşamaya devam etmemeli.
  
  haa zor iş bu diyebilir kimisi, zayıf birileri... affetmek aslında bir zayıflık değil, güçlülüktür; zira kolay değildir birisini ya da yaptığı şeyi affedebilmek.
  gandhi de affetmek için; “zayıflar hiçbir zaman affedemez, affetmek güçlülerin işidir” der.
• biri sizi üzdüğünde kızdığınız kişi o değil , kendinizdir. çünkü siz izin vermişsinizdir o kişinin size üzmesine. sizin kurduğunuz bağlar belirler acının şiddetini. o yüzden o kişiyi değil , önce kendinizi affedin. kendinizi özgür bırakın bu acının pençelerinden. o zaman çok daha hafiflediğinizi göreceksiniz.
  
  karşınızdaki kişi eğer gerçekten sizi çok üzdüyse asla affetmeyin. o acıya sımsıkı sarılın ve ders çıkarın. böylelikle bir daha aynı hatayı yapmazsınız. onu unutmak ve onu affetmemek o kişiye verebileceğiniz en güzel ceza olacaktır. merak etmeyin onu unuttuğunuz anda affetmemenin yükü de omuzlarınızdan düşecektir.
  
  dünyada her kötülük yapanı affetseydik sokaklar psikopat kaynardı. bazı insanlar yaptığı hataların bedelini ödemeli. bu illa fiziksel bir ceza olmak zorunda değil. asla affedilmeyeceğini bilmek bile yeterli biz cezadır.
• ben yapmam bunu. asla yapmam demiyorum ama genel olarak yapmam diyorum.
  
  pişman mıyım? değilim. affedilecek insanlar tanımadım henüz
• affedemezsin ama sana yapılanları kabul edip yoluna devam edersin.
  
  affedip özgürleşecekmişiz,ben affetmeden özgürleşiyorum teşekkürler.
• yapamıyorum. affetmek için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, çünkü canım çok yanıyor. bu yüzden sırtımda bu yük ile yaşamaya çalışıyorum.
  
  zaman her şeye ilaç diyorlar ama bunun için ne kadar zaman geçmesi lazım bilmiyorum.