hesabın var mı? giriş yap

  • henüz markasını bilmediğimiz telefonlar olmakla beraber ciklet alır gibi telefon alınmasına tepki göstermiş sayın cumhurbaşkanımız. http://goo.gl/w5p2ke

    bir telefonun; daha ilk çıktığı gün kapısında yatan, asgari ücretle çalışıp 2-3 bin liralık telefon alan tiplere ben de kılım sayın cumhurbaşkanı. ama ülkede tonla sıkıntı ile geçinen adam varken 1 milyar 300 küsür milyon türk lirasına saray yaptıranlara kıl olan, bu saray yapımından ötürü tahrik olanlar da var. onlara ne diyeceksiniz?

  • şimdi bir bu ülkede apo asılmadı iki ülkede idam cezası yok üç erdoğan için idam kararı alındı diyelim ortam öyle bir hale gelmiş olur ki davudoğlu kusura bakma kimse seni izin için aramaz diyeceğim gereksiz bir mağduriyet tenceresinin dibini sıyırma dili.
    edit: sen izin vermezsin ama tayyip tek hamlede seni yer davutoğlu.

  • aşağılık bir söylem.

    hdp mitinginde bomba patlasa, 4 kişi ölse bunun devlete(ben akp demeyi tercih ederim) ne katkısı olur demiş bir dangalak, açıklayalım. oyları gün be gün azalan bir iktidar partisi vardı ve kamuoyu yoklamalarına göre zaten barajı geçmiş olan bir hdp vardı o gün. bakmayın bıçak sırtıyız bir oy bile kritik dediklerine. saldırının akp'ye katkısı olmadı çünkü planları tutmadı. eğer ki kürtler o saldırıdan sonra sağduyulu davranmasa, galeyana gelse ve kazara medyaya 2-3 molotoflu fotoğraf malzemesı verselerdi istenen olacaktı mesela. veya daha korkunç daha şeytani bir senaryo olarak sokakların iyice karışması ve seçimin ertelenmesi. hdp'nin terörist parti diye yaftalanmasına gerekçe sağlayacak şeyler.

    bombaları patlamadan sonra can havliyle kaçışan halka biber gazı sıktıran zihniyet koymuştur. onun yedek lastiği, sözde milliyetçi cephe de memnuniyetle karşılamış olsa gerek.

    şimdi o beyninle bir düşün bakalım, bu saldırının faili kim olabilir?

  • (bkz: akdeniz üniversitesi)

    navigasyon projesi için kampüs haritasını 3b modellemiştim. bu sebeple kampüsün her köşesini drone ile görüntülemiştik. sosyal alanları ve ayak basılmamış doğal örtüsüyle eşsiz olduğunu düşünüyorum.

    doğal alanlar demişken fazla içeriye girmenizi önermiyorum zira yılan, kaplumbağa ve bonzaici bilumum sürüngen tayfaya ev sahipliği yapıyor.

    edit: tilkimiz de varmış.

    navigasyon uygulaması henüz yazılım aşamasında ama harita görüntüsünü yönlendirme raketleri üzerinde baskı olarak uyguladık. kampüs içerisinde on iki noktada mevcut.

  • haftanın günleri farklı dil ve dil ailelerinde çoğunlukla benzer şekilde isimlendirilmiştir.
    özellikle batı dillerinde, gün adlarının, mitolojik tanrı ve tanrıça'ların günleri şeklinde ifade edildiği görülür. esasen bu sistem, eski çağlarda öncelikle "gök cisimleri"ne tanrı ve tanrıçaların adlarının verilmesi ile başlamıştır. antik yunan ve roma'da günlerin isimleri daha sonradan gök cisimleri üzerinden atanınca, tanrı ve tanrıçaların adları da böylece dolaylı olarak gün isimlerine yansımış (verilmiş) olur. ayrıca, cermen kökenli orta ve kuzey avrupa toplumları da sonradan yunan-roma geleneğini takip etmişlerdir.

    bununla beraber m.s. 4. yy'da dönemin roma imparatoru büyük konstantin (kendisi istanbul'u bir nevi yeniden inşa ettirip, sonra adını veren adamdır aynı zamanda, bkz: konstantinopolis) hıristiyanlığın etkisiyle * 'pazar' gününü tanrıya adayıp (bu kez tek tanrılı din sistemi var, öncekinden farklı olarak) tatil ilân ederken, diğer günleri de numaralandıran yeni bir sistem getirmiştir (pazartesi => ikinci gün, salı => üçüncü gün ... gibi).

    doğu avrupa dillerinde de (slav ve baltık dilleri) benzer şekilde cumartesi ve pazar hariç (bu günlerin adları dinî sebeplerle değişmiştir yine) diğer günleri numaralandıran bir sistem vardır. önemli farkı, bu dillerde pazartesi günü haftanın ilk günü olarak kabul edilir (salı => ikinci gün, çarşamba => üçüncü gün ...).

    ortadoğu'da da benzer şekilde günleri sayılarla ifade etmek daha yaygın bir kullanımdır. ayrıca her ne kadar bu entry’de haftanın ilk gününü pazartesi olarak alıyorsam da, not edilmelidir ki pek çok kültürün tarihsel arkaplânında haftanın ilk günü pazar olarak kabul edilmiştir.

    yani genel hatlarıyla toparlarsam; avrupa ve ortadoğu genelinde gün adları
    1) mitolojik dönem tanrı ve tanrıçaları üzerinden isimlendirilmiştir,
    2) sayılarla ifade edilmiştir,
    3) her iki sistemde de kısmen ibrahimî dinler kaynaklı değişiklikler yapılmıştır.

    uzak doğu derseniz onlar başka hikâye, entry'nin sonlarında çince ve japoncadan örnek veriyorum.

    ---

    (not 1: geniş bir coğrafyada kullanılan kimi dillerde -özellikle arapça gibi- ülkeden ülkeye şive farkından kaynaklanan söyleyiş farklılıkları olabilir, bazen kelimeler tamamen değişebilir. ayrıca arapça, ibranice, rusça gibi farklı alfabelere sahip dillerin lâtin alfabesi uyarlamalarında hatalar olabilir, kaynakların yalancısıyım)

    (not 2: norveççe, isveççe ve danca. aşağıda hepsi adına iskandinav dedim; zaten çok benzer dillerdir, gün adları da hepsinde hemen hemen aynıymış, o yüzden ayırmadım)

    (not 3: portekizce aslen lâtince kökenli bir dil olup italyanca, ispanyolca ve fransızca gibi dillerle beraber alınması gerekirdi. ancak yine dinî sebeplerle gün adlarını değiştirip numaralandırma sistemine geçmişler)

    günlerden;

    pazartesi

    dilimizde, belki bilmeyenler vardır diye söylüyorum, pazardan sonra gelen gün anlamındadır :)

    eski yunancada heméra selénes yani selene'nin günü olarak geçer. selene ikinci nesil ay tanrıçasıdır, esasen daha çok bilinen artemis'in selefidir.
    lâtincede de dies lunis (dies lunae) yani ay'ın günüdür.
    oradan hareketle italyanca lunedì, fransızca lundi, ispanyolca lunes haftanın ilk gününe verilen isimdir.

    kuzey mitolojilerinin ay tanrısı olan máni (veya mano) da orta ve kuzey avrupa dillerini etkiler.
    ingilizce monday, almanca montag, iskandinav mandag gibi.

    ikinci gün manasına gelen kullanımlar ise şu şekildedir: arapça yavm al-tneyn, ibranice yom şeni, farsça doşanbe, portekizce segunda-feira, roma-bizans- dheftéra

    rusçada pazartesi günü anlamındaki ponedelnik, nedelya'dan (pazar) sonra gelen gün demektir. bunu biraz açıklamak gerekecek çünkü rusçada pazar günü nedelya değil, voskresenye'dir. oysaki çoğu slav dillerinde pazar günlerine "bir şey (iş) yapma!" (çalışmama hâli, dinlenme durumu) anlamına gelen nedelya (nedely, nedele, nedelja, niedziela vs.) denirken rusçada verilen isim nedense farklıdır (muhtemelen sonradan değişmiştir). yine de pazartesi günü tarihsel bağlantıyla "nedelya" ifadesini içeren kökünü korumuş "ponedelnik" olarak kalmış.

    salı

    dilimizde salı kelimesi, arapça "üç, üçlü" gibi anlamları olan selaseden yuvarlanarak oluşmuştur. haftanın üçüncü günü olduğunu işaret eder.

    keza; arapça yavm al-slase veya şivesine göre yavm al-tlate, farsça seşanbe, ibranice yom şlişi, portekizce terça-feira, roma-bizans- tríti üçüncü gün demektir.

    rusça vtornik ikinci anlamına gelir.

    eski yunancada heméra áreos yani ares'in günüdür. ares üçüncü nesil savaş tanrısıdır.
    lâtincede de dies martis yani mars'ın günüdür. mars ares'in roma'daki karşılığıdır.
    fransızca mardi, italyanca martedì, ispanyolca martes mars'a adanmıştır.

    kuzey avrupa'da yine savaş tanrısına adanmış gündür salı. iskandinav mitolojisinde savaş tanrısı tyr'den gelir, iskandinav tirsdag, ingilizce tuesday (tyr => tiu => tue) şeklinde.

    almanca dienstag (thing => ting => ding => dien) "toplanma" günü demektir. eskiden cermen ve iskandinav kavimlerinde toplumsal sorunları görüşmek için (yasama, yürütme, yargı mahiyetinde) haftanın bir günü toplanmasından gelmektedir.

    çarşamba

    dilimize farsçadan girmiştir. dört - cihar* sayısından yola çıkarak, cihar-şanbe (farsça charşanbe), yani dördüncü gün manasındadır.

    eski yunancada heméra hermou yani hermes'in günüdür. hermes tanrıların habercisidir.
    hermes'in roma'daki muadili mercurius'tur.
    lâtincede dies mercurii, italyanca mercoledì, fransızca mercredi, ispanyolca miércoles çarşambadır.

    orta ve kuzey avrupa'da ise bu gün tanrıların başı odin'e adanır. (odin, odinn, wodan, woden, weden gibi versiyonları vardır) odin bir nevi yunan zeus'un kuzeydeki karşılığıdır.
    iskandinav onsdag, ingilizce wednesday gibi.

    almanca mittwoch hafta ortası demektir.
    rusçada da (sayı sisteminden farklı olarak) sreda orta, ortanca gibi anlamlara gelir.

    arapça yavm al-arbğa, farsça charşanbe, ibranice yom revi'i, portekizce quarta-feira, roma-bizans- tetárti hep dördüncü gün anlamındadır.

    perşembe

    çarşambaya benzer şekilde farsçadan dilimize geçmiştir. penç-şanbe yani beşinci gün demektir.

    eski yunancada heméra diós baştanrının günü demektir. dios (tanrı) denilen zeus olsa gerek.
    roma'da da zeus'un baştanrı karşılığı iupiterdir (iuppiter, jupiter).
    nitekim lâtincede dies jovis, yani iupiter'in günü; ispanyolca jueves, fransızca jeudi, italyanca giovedì aynı şekilde jüpiter kökünden gelirler.

    kuzey avrupa'da ise perşembe günü fırtına tanrısı thor'a adanır. zeus her ne kadar yunan'da thor gibi fırtına, yıldırım, ve yağmur tanrısı görevlerini üstlense de, konumu itibariyle daha çok thor'un babası odin'e benzer. yalnız thor da kuzey mitlerinin en karizmatik, babası odin'e rağmen en güçlü tanrısıdır diyebiliriz.
    günlere gelirsek, iskandinav torsdag, ingilizce thursday, almanca donnerstag (donar- thor'un almancası) thor'a adanmış isimlerdir.

    diğer beşinci gün anlamları: arapça yavm al-ğhamis, ibranice yom khamişi, farsça panjşanbe, portekizce quinta-feira, roma-bizans- pémpti.

    rusça çetverg dördüncü anlamına gelir.

    cuma

    dilimize arapçadan geçer.
    arapça yavm al-cımğa (jum‘ah), toplanma, bir araya gelme demektir. farsçada da benzer bir isimlendirme vardır: adine (inanç günü) veya jome (arapça jum-ah).

    avrupa dillerinde çoğunlukla aşk tanrıçasına adanmış gündür.
    eski yunancada heméra aphrodítes yani aphrodite'nin günüdür. roma'daki karşılığı ise venus.
    lâtince dies veneris (venüs'ün günü), fransızca vendredi, italyanca venerdì, ispanyolca viernes şeklinde.

    orta ve kuzey avrupa kültürlerinde bu güne adını veren tanrıçanın kim olduğu biraz karmaşıktır. büyük ihtimalle aphrodite'nin iskandinav mitlerindeki benzeri aşk ve güzellik tanrıçası olan freyja (freya) olmalıdır, ancak küçük bir ihtimalle odin'in karısı, (yunan hera'nın benzeri) frigg (frige, frigga...) de haftanın beşinci gününün isim annesi olabilir.
    (ek bilgi: frigg ve freyja bazen karıştırılır aynı tanrıçanın farklı adları sanılırlar, ama yukarıda açıkladığım şekilde öyle değildir)
    freyja'nın günü olarak kabul edelim; iskandinav dillerinde fredag, almanca freitag, ingilizce friday olarak geçer.

    roma-bizans- paraskevi (eski yunanca bir kelimedir. kutsal cuma'yı ifade eder)

    ibranice yom şişi ve portekizce sexta-feira altıncı gün demektir.

    rusça pyatnitsa beşinci anlamına gelir.

    cumartesi

    entry'nin ikinci paragrafında andığımız üzere, haftanın ilk gününü pazar olarak kabul eden toplumlar vardır. doğal olarak bu toplumlarda haftanın son günü de cumartesi olacaktır. öte yandan -meselâ musevîlerde ve hıristiyanlarda var olan- tanrı'nın dünyayı altı günde yaratıp yedinci gün dinlendiği inancı doğrultusunda cumartesi yedinci gün olarak tatil olur, buna da şabat (hıristiyanlarda: sabbath; musevîlerde: shabbat) denir. (not: günümüzde hıristiyanların çalışmama günü pazar olmuştur. ama tarihin derinliklerinde aslında cumartesidir)

    dilimizde cuma'dan sonra gelen gün anlamındadır.

    arapça yavm as-sabt (sebt) iki anlamda olabilir; haftanın sonu, zira sabt 'son' demektir; veya yedinci gün, arapçada 'yedi' sebğa'dır.

    farsçada ise ilginç bir şekilde (yedinci gün anlamında) numara verilmemiş bu güne. şanbe yani 'gün' demektir. sadece gün!

    eski yunancada heméra krónou yani kronos'un günüdür. kronos ikinci kuşak baştanrı, ouranos'un oğlu, zeus'un babası olan titandır. kronos'un roma'da karşılığı saturnus'tur.
    roma dönemindeki lâtincede dies saturni (not: lâtincenin sonraki kullanımlarında sambati dies de deniyor).
    ingilizce saturday, kuzey dillerinden ve ingilizcedeki diğer gün adlarından farklı olarak bu kez lâtinceden gelir.

    ancak lâtince kökenli diğer batı dillerinde de bu kez durum farklıdır, lâtince kökeni kullanılmamıştır.
    cumartesi günü, bu dillerde konstantin'in yaptığı değişiklik sonrası (ilk paragrafta anmıştık) sabbath günü olarak isimlenir.
    roma-bizans sávato, italyanca sabato, ispanyolca sábádo, fransızca samedi (lâtince: sambati dies (sabbati dies), yani sabbath günü) şeklinde. normalde sayı sistemini kullanan ibranice, portekizce ve rusça ile ortaya karışık giden almancada da sabbath geleneğine uyulur: portekizce sábado, ibranice yom şabbat, rusça subbota, almanca samstag.

    iskandinav dillerinde ise bambaşka bir anlam ve önemi vardır cumartesi gününün: yıka(n)ma günüdür (banyo, temizlik vs) lørdag, lördag diye geçer.
    ("aşk"ın günü fredag'tan sonra temizlik günü geliyor olması.. (bkz: zamanlaması manidar) )

    pazar

    nihayet haftanın son ve de aynı zamanda ilk günü.

    dilimize farsça bazar'dan geçmiştir. çarşı, semt pazarı manasına gelen 'pazar' anlamındadır.

    ancak farsçada bu güne bazar demezler, yekşanbe yani birinci gün denir. aynı şekilde arapça yavm al-ehhed ve ibranice yom rişon birinci gün (haftanın ilk günü) demektir.

    eski yunanca heméra heliou yani helios'un günüdür. helios ikinci kuşak titanlardan, güneş tanrısıdır. yine esasen daha çok bilinen apollon'un selefidir. (yukarıda pazartesi günü içinde selene-artemis örneği gibi).

    helios'un roma'da karşılığı sôl'dür. lâtince pazar gününe de dies solis denir.

    ingilizce sunday, iskandinav søndag, söndag ve almanca sonntag benzer şekilde güneş günüdür, cermenlerin güneş tanrıçası sunna’dan gelir.

    lâtince kökenli diğer batı dillerinde (cumartesi gününde olduğu gibi) durum yine farklıdır, lâtince köken kullanılmamıştır.

    buna göre; genel olarak hıristiyan kültürlerde pazar gününe (konstantin'in getirdiği yeni isimlendirme ile beraber) "tanrının günü" anlamında isimler verilmiştir. buna göre roma-bizans kyriakí yani (eski yunancada) tanrının günü demektir.
    aynı mantıkla lâtincenin roma sonrası kullanımında dies dominica yani aynı şekilde tanrının günü olarak isimlendirilmiştir. bu isimden türemiş diğer kullanımlar şöyledir; italyanca domenica, ispanyolca domingo, portekizce domingo, fransızca dimanche.

    rusça voskresenye diriliş * demektir. pazartesi günü kısmında açıkladığım şekilde rusça diğer slav dillerinden (ne delya) burada ayrılır.

    ---

    ek olarak;
    uzakdoğuda bu iş nasıl oluyor diye de araştırdım;
    çincede acayip bir sistem var. pazara "hafta günü" diyorlar, sonraki günler "hafta bir", "hafta iki", ... şeklinde sıralanıyor.

    japonlar günlere "güneş" ve "ay"la beraber japon kültürünün beş temel elementinin adlarını vermiş. tahta günü bile var* (ayrıca japonlar aynı elementleri gezegenleri isimlendirirken de kullanmışlar)

    çince'de,
    pazar, xingqirì (hafta günü)
    pazartesi, xingqiyi (hafta bir)
    salı, xingqi'èr (hafta iki)
    çarşamba, xingqisan (hafta üç)
    perşembe, xingqisì (hafta dört)
    cuma, xingqiwu (hafta beş)
    cumartesi, xingqiliù (hafta altı)

    japonca'da,
    pazar, nichiyobi - güneş günü
    pazartesi, getsuyobi - ay günü
    salı, kayobi - ateş günü
    çarşamba, suiyobi - su günü
    perşembe, mokuyobi - tahta (ağaç) günü
    cuma, kinyobi - altın günü
    cumartesi, doyobi - toprak günü

    ---

    çok daha farklı dillerde de gün adlarını öğrenmek isterseniz (veya gün adlarını dillere göre tablo hâlinde bir arada görmek isterseniz), daha detaylı bilgi içeren wiki'ye göz atmanızı tavsiye ederim:
    http://en.wikipedia.org/wiki/week-day_names

  • 10 oy hakkım olsa 10 oy hakkımı bunu gerçekleştirecek siyasi partiye basarım.

    birisi de faşist toplaşma başlığı demiş, hayır canım faşist değil. ülkesindeki refahı, huzuru takanların başlığı. avrupa; doktorları, bilim insanlarını ve bütün vasıflı bireyleri ülkelerine alsın. biz de vasıfsızları, hırsızı, eğitimsizleri alalım. yok öyle faşist diyerek bunların zeminini hazırlamak.

  • kendi milletinin menfaatlerinin gerektirdiğini yapıyor, ülkesinde kimsenin buna ırkçılık vs. diye karşı çıkacağını sanmıyorum. keşke bizde de net tutum sergileyecek basirete sahip siyasetçiler olsa.

  • boğaziçi köprüsü hala boğaziçi köprüsü, hatta bazen birinci köprü. gata hala gata. atatürk havalimanı hala atatürk havalimanı. ülkenin cumhurbaşkanı hiç başkan olmadı mesela, yapamadılar kendileri de vazgeçti. hastanelerin, caddelerin, parkların, koruların ismi hiç değişmedi. yıllardır değiştirmemiz gereken tek bi isim var, oy çokluğuyla, tez zamanda inşallah.

  • cumhurbaşkanı erdoğan: "ilk gün bazı sıkıntılar yaşandı ama ikinci gün hakimiyet sağlandı."

    bazı sıkıntılar dediği o ilk kritik 24 saat aralığında binlerce insan öldü! bir insan kendisinden daha ne kadar tiksindirebilir.

  • "evinizde için kardeşim içip içip sapıtıyorsunuz ben zaten kendi biramı yapıyorum" demeye devam edelim. önce gece 22 den sonra yasak, şimdi açık alanlarda yasak, sonra mekanlarda yasak, sonra komple yasak. yavaş yavaş, alıştıra alıştıra geliyor her şey. buna da eyvallah denilecek ne yazık ki.

  • şiddeti desteklemiyoruz derken hilafet bayrağı açmak serbest mi demek istiyoruz yani?

    o zaman anayasaya aykırı bayrak açanlar da gözaltına alınsın.

    aynuristan trolü özel editi:inşaata asılan hilafet bayrağına soruşturma al koçum doya doya oku. soruşturma açılan bayrağı filistin yürüyüşünde açmışlar mı? açmışlar. sen cumhuriyetle derdin yok gibi davran, yiyen yesin.