• dünya'da bin çeşit insan olduğundan dolayı olması mümkün olan kadındır. hatta bunun çocuk yapıp sonradan anne olmak istemediğini farkeden versiyonları da vardır.

    bir zamanlar tanıdığım bir yaşça büyük bir kadın vardı, çocuk yapmıştı ama kendisi bakmıyordu, yılda belki bir iki kez görüyordu. zavallı çocuğa, kadının annesi-babası bakıyordu. şaşırtıcı idi ama belki de mantıklı olandı çünkü kadının çok ciddi psikolojik problemleri vardı.
  • 10 yıllık sevgilimle evlendim ve evlendiğimiz gibi çok kısa bir zaman diliminde bazı korunma yöntemlerine rağmen hamile kaldım. hamile olduğumu öğrendiğimde hayatımın şokunu yaşamıştım. asla çocuk sahibi olmak istemiyordum, ve bu fikir bana oldukça korkutucu geliyordu. bu yaşadığımız dünyaya bir çocuk getirmenin bencilce olduğunu düşünüyordum fakat eşim çok istiyordu bir gün olacaktı mutlaka ama bu kadar kısa bir sürede hiç hazır değildim. çocuklar ve bebeklerle hiç bir şekilde iletişim kuramıyordum ve sevmiyordum da. ne kadar istemesem de hamileliği sonlandırmaya vicdanım elvermedi. zaten eşimde asla böyle bir şey yapmama izin vermezdi. vicdanım mı yoksa eşimin bu tutumu mu beni buna itti emin değilim.
    hamileliğim boyunca duygularım maalesef hiç değişmedi ve sürekli bir buhran halindeydim. çünkü içimde büyümeye devam eden bir canlı vardı ve ona karşı hiç bir şey hissetmiyordum. bu durumdan sürekli kendimi suçluyordum. ve bu süreçte yaşamış olduğumuz maddi ve manevi zorluklar da cabasıydı. yeni evlenmiştik, ev almıştık, kredi çekmiştik bu süreçte işten çıkarıldım vs. 8 aylık hamile iken doğumum başladı. evden hastaneye giderken ne yapacağımı asla bilmiyordum. sevebilecek miyim bilmiyordum. o ise dünyaya gelmeye çok istekli bir kızdı. nihayetinde bana yıl gibi gelen çok sancılı bir sürecin sonunda bebeğim dünyaya geldi. ona dokunduğum anda dünyam değişti.günlerce hamile iken onu istememiş olduğum için, ona yapmış olduğum haksızlık için ağladım. lohusa depresyonu muydu emin değilim ama çok uzun süre sürekli kendimi suçlayıp durdum. şu an minik kızım 11 aylık oldu. bu süreçte hiç pişman olmadım, çünkü onsuz bir hayatı düşünemiyorum. sanki dünyam onunla anlam kazandı. ama anne olmak demek çok büyük sorumluluk almak demek, kariyerinden vazgeçmek demek, fiziğinin ve ruhsal halinin sürekli değişmesi demek, uykusuz geçireceğin geceler demek, sonsuz bir enerjiye mecburen sahip olmak demek, yemeden, içmeden, gezmeden vazgeçmek demek. özetle anne olmak demek kendinden vazgeçmek demek. hiç bir kadının kendini hazır hissetmeden hamile kalmasını, anne olmak istemeyen bir insana bu dayatmaların yapılmasını istemem. çünkü benim için hamile olmadan önceki duygu ve düşüncelerimin, bebeğim doğduktan sonra büyülü bir şekilde değişmesi bence benim en büyük şansımdı. aksini düşünemiyorum bile…
  • mutsuz bir evliliğin içinde sorumsuz bir adam kendi yuvasına ailesine sahip çıkamayan bir eş yavrusuna nasıl sahip çıkar? bir kadın bu sorumluluğu tek başına nasıl alır? bazı kadınlar çok isteseler bile bunu dile getirmezler. ben de öyleydim. bugün hala oldum ve insanın canı nasıl çekiyor. doğru insanla her şey ama her şey çok güzel olabilir.
  • 20 yaşımdan beri kendimi bildiğimi düşünüyorum ve o yaştan beri çocuk sevmiyorum, sevme zorunluluğum olduğunu da düşünmüyorum. haliyle anne olmayı da düşünmüyorum.bir yazar askere alınsınlar demiş, ona da tamamım, 1 ay gider, grip olur dönerim (bkz: swh)

    sonuç olarak karışmadığınız bi bu kalmıştı amk
  • olası baba adayında ışık göremeyen kadındır
  • rahmini aldırırsa samimi bulacağım kadındır.
  • anne olmak istemek kadar doğal ve sadece kişinin kendisini ilgilendiren haktır.
  • kendi tercihidir, anne olmak isteyen kadın kadar normaldir.
    biyolojik annelik kutsal değildir, kutsal olan emektir. bir bebek, bir çiçek, bir kedi, güzel olan her şey için verilen bütün emek, her zerresiyle kutsaldır.
    imza: üç haftalık insan annesi.
  • benim bu. kokuşmuş yozlaşmış topluma, her şeyden habersiz masum bir canlı getirmek istemiyorum,
  • kendi benliğini kadın-anne mantalitesinden çıkaran karakter abidesi.
hesabın var mı? giriş yap