hesabın var mı? giriş yap

  • - hede: iyi günler efendim ben hede, hödö beyle görüşecektim.
    - sekreter: hı hı, bi saaniyeeeaa bekletceeem... (müzik çalmaya başlar)

    (30 saniye sonra müzik kesilir)

    - s: hede bey, hödö beyin telefonu meşgul. 10 dakika sonra tekrar arar mısınız?
    - h: benim telefonum kendisinde var, beni arattırabilirseniz memnun olurum.
    - s: siz ararsanız daha iyi olur efendim.
    - h: neden?
    - s: ben söylemeyi unutuyorum çünkü...
    - h: tıssss...*

  • (23 nisan öncesi okulda yapılacak etkinlikleri içeren bir bilgilendirme yazısı gelmiş, atatürk büstüne bırakılmak üzere bir adet karanfil istenmiştir. ege (5 yaş) karanfilini alıp okula gitmiştir. akşam okul dönüşü...)

    romica: eee, ne yaptınız bugün?
    ege: ne olsun sanki, çeşitli faaliyetler.
    romica: 23 nisan neymiş peki biliyor musun?
    ege: çocuk bayramı, atatürk hediye etmiş çocuklara.
    romica: atatürk kimmiş peki?
    ege: aman anne ya bilmiyor musun? ulu önder, düşmanlardan kurtardı ya!
    romica: canım senin neler bildiğini merak ediyorum...
    ege: biliyor musun anne, atatürk tek başına atmamış düşmanları...
    romica: öyle mi? kimlerle beraber atmış peki?
    ege: eski dedeler, nineler, anneler, babalar beraber savaşmışlar!
    romica: öyle mi?
    ege: evet, ve hepsi kendini feda etmiş vay canına!
    romica: peki çiçek koydunuz mu büste?
    ege: yan sınıftaki bütün öğrenciler bıraktı, gördüm.
    romica: sizin sınıf bırakmadı mı?
    ege: bir kişi hariç herkes bıraktı?
    romica: kim bırakmadı?
    ege: ben bırakmadım, öğretmenim de çok ayıp dedi.
    romica: neden bırakmadın?
    ege: anne, o sadece heykel, benim gerçekten nefes alan, ip atlayan, şarkı söyleyen bir kız arkadaşım var!

  • - bir haftadır ne zaman su içsem ağzımda oluşan çilek tadının sebebini sonunda bulmuş olmaktan çok mutsuzum. evet su bidonunun içinde çiğnenmiş sakız var.

  • ispanyanın en öğrenci dostu ülke olduğunu ve samimi olduğu söyleyen türk kızı. yolda adres dahi sorsanız sizinle ilgilenir, yardım ederler demiş; vay anasını ya adres sorsan bile söylüyolar demek taktir ettim ispanyolları. dediği gibi gerçekten dünyaya daha geniş pencereden bakmayı öğrenmiş ablamız.

  • eskiler öyle derler... haksız da sayılmazlar hani...

    edit: erkeğin huyu yokluktan varlığa geçince; kadının huyu varlıktan yokluğa düşünce belli olur.

    şunu da ekleyelim;
    “seni iki şey anlatır.
    hiçbir şeyin yokken gösterdiğin sabır,
    her şeyin varken sergilediğin tavır…”

  • her gün 30-45 dakika kadar körlük yaşıyoruz. bu da neredeyse hayatımızın %2'lik kısmına denk geliyor.

    saccade: ing. gözün kısa ve hızlı hareketi.
    saccadic masking: gözün kısa ve hızlı hareketi esnasında bulanık olan görüntüler yerine, beynin milisaniyeler önceki stabil görüntüyü göstermesi durumu.

    bir aynaya gidip gözlerinizden birine bakın. sonra kafanızı sabit tutup öteki gözünüze bakın. bunu yaparken gözünüzün hareket ettiğini göremeyeceksiniz. yani kendi gözünü hareket ederken göremiyorsun. ama hareket ediyor. işte orada beyin diyor ki, kardeşim senin bana verdiğin görüntü bulanık, dandik; ben sana ultra hd görüntü göstereceğim. hakkaten de gösteriyor. yani gözün gördüğü görüntüyü görmezden geliyor.

    bu saccade olayı 20-100 milisaniye arası gerçekleştiğinden hiçbir şey anlamıyoruz. mesela arabada seyahat ederken yanımızdan hızla geçen arabanın gözün algıladığı kısımdaki hallerini görüyoruz. beynin oluşturduğu düzgün görüntüleri görüyoruz yani.

    dilim döndüğünce özet geçtim. olayı incelemek isteyenler için linkler:

    wikipedia
    link2
    link3
    video1
    video2

  • benim küçük kız bu.
    sanırsın babasının malı.
    öyle sert kapatıyor ki sıpa, içim gidiyor.
    sonunda "papı papandı baba" deyince canı sağolsun diyorum.

  • ayrılmışsındır, 9 sene olmuştur, görmeyeli de 7 sene, herhangi bir iletişim olmayı 6 sene. ilişkin vardır, nişanlısındır, evli, belki 50 yaşındasındır, coluk cocuk sahibisindir. ama bir şarkı çalar eskilerden, aklına o gelir, tatildesindir, denizi izlersin, bir bira söylersin, birden aklına gelir yine. ayıptır lan dersin, acaba akıl hastası mıyım? değilsindir, tutkudur o, özlemdir, yarım kalan seydir, tamamlamak istersin, koymustur pis.

    hep sonradan gelir aklın başına, hep sonradan..

  • likya yolu bir antik yol değildir, kültür rotası olarak geçer, yani kültür turizmi odaklı olarak geliştirilmiştir. ilk olarak kate clow tarafından tespit edilmiş, 1999 yılında da kültür rotası açılmıştır. en kapsamlı bilgi de kate clow'un likya yolu kitabındadır.
    likya yolu'nun kesiştiği antik yollar da vardır, örneğin kayaköy'ün kuzeyinde ve güneyinde bu antik yollara rastlanabilir. antik yollarla ilgili bilgi almak için fethiye arkeoloji müzesi ve antalya arkeoloji müzesi'ne bakılabilir, ayrıca patara antik yol yazıtı stadiasmus patarensis ile ilgili yapılan yayında, antik kentlerin ulaşım yollarına dair bilgi verilmektedir. akdeniz üniversitesi'nin stadiasmus patarensis ile ilgili sayfası linktedir.
    fethiye ve ölüdeniz arasında ciddi bir arkeolojik malzeme yığılması vardır.

    üzerinde kalan belli başlı antik kalıntılardan bahsedersek:
    ölüdeniz'iz geçtikten sonra yol bir antik yol ile yaklaşık 3.5 km boyunca çakışmaktadır. bel ve avlan arasında sidyma antik kentinden geçer. ardından letoon'dan kuzeye dönerek xanthos'a ulaşır. patara yol üstünde kalmamakla birlikte (clow'un rotasına göre) kalkan'a ulaşmadan önce eren tepe yönüne dönülerek görülebilir ve görülmelidir. kalkan'ın kuzeyinden devam eden yol kaş hizasında phellos ve antiphellos kentlerinden geçer ve sahile ulaşır. sahilden devam edildiğinde kaletepe, yol içeri doğru tekrar girdiğinde apollonia, apollonia'dan tekrar sahile inildiğinde aperlai antik kentleri vardır. aperlai muazzamdır. daha sonra kaleüçağız yani theimiussa ve simena civarından sahil boyunca devam edilir ve pek çok irili ufaklı kalıntı görülür (buzağılık antik yerleşimi, gökkaya antik yerleşimi, istlada). soura'nın kyısından ve andriake'nin kuzeyinden devam edilirse demre'nin kuzeyinden dolaşılarak myra antik kentine ulaşılır. belören civarında muskar kilise vardır. zeytin mahallesi'nin antik yerleşim alanında geçilerek finike'ye yönlenilir, finike'nin antik kenti phonikos'tan geçer. finike ve kumluca'nın önemli kentleri limyra, arykanda ve rhodiapolis'ten geçmez, ama ziyaretçinin araçla gidip bu kentleri görmesini şahsen öneririm. sahil boyunca gelidonya burnu'na kadar ilerler. yolda melanippe (korsan koyu olarak da bilinir) vardır. ardından teke yarımadası'nın doğu kıyısı boyunca ilerleyerek adrasan, olympos, khimaira, phaselis ve gedelma kalesi da görülerek hisarçandır'a kadar gidilebilir.

    likya ile ilgili bilinmesi gereken şey, arkeolojik malzeme her yerdedir. yürürken sürekli bir şey görürsünüz. kırsal bir alan olması, ana yerleşimlerin dönemin büyük kentlerinin kalıntılarının üzerinde olması (bu kötü bir şey değildir, sürekliliktir, insanlar orada yaşamayı hiç bırakmamıştır.) diğer alanların ise çok fazla bozulmamış olması, çok yoğun bir insan trafiği olmaması gibi etkenler bitki örtüsü ve doğanın kalıntıları korumasını sağlamıştır.

    yolda yürürken olur ya bir heykel, önemli gibi görünen bir şey görürseniz ilgili müzeyi arayınız. yolda yürürken defineci görürseniz ilgili jandarmayı arayınız. kalıntıları seviniz, melanippe'de antik duvarın içinde ateş yakan hıyarlar gibi olmayınız.

    likya yolu'nun kültürü budur. doğaya saygılı, kültüre saygılı bir ziyaret gerektirmektedir. bu ikisine saygı göstermeyecekseniz gitmeyiniz, yazıktır.

    bir de bilgi istiyorsanız, azıcık nezaket öldürmez. nasıl yürünebileceğine dair öneri ve bilgiler çok önemlidir, kolay kolay bulunmayan paylaşımlardır, dolayısıyla bu yolun tarihi, içeriği hakkında bilgi bir çok yerde bulunabiliyorken burada kendi deneyimini paylaşan insanların bilgileri son derece kıymetlidir.

    edit: imla

  • anthony bennett ile alakası olmayan ayıboğan. anthony bennett bildiğimiz anlamda şişkoydu, uyku apnesinden ve astımdan muzdaripti. aynı zamanda da 2013 gibi zayıf bir sınıfta bile en iyi ihtimalle 9. veya 10.sıradan seçilmesi öngörülüyordu. anthony bennett'in ilk sıradan seçildiğine anthony bennett bile inanamıyordur, hatta üzerine lanet ediyordur şu anda.

    zion'ın kariyeri ne olur, bilemiyorum. ama her ne olursa olsun, bust etiketi yese dahi kimse zion williamson'ın new orleans pelicans'a kattıklarını göz ardı edemeyecek. eğer new orleans pelicans yeniden yapılanmadan bu kadar hızlı çıkıp gelecek için umut veriyorsa tek sebebi zion williamson ve yarattığı etkidir. eğer pelicans beklendiği gibi 7. veya 8.sıradan seçim yapsaydı lakers en azından hart'ı ve yanında 1 seçim hakkını kurtarabilirdi. üzerine pelicans'ın 4.sırayı akıllıca "trade down" yapma lüksü olmazdı ve yapacakları muhtemel bir garland/reddish/hunter seçimi ile de geleceklerini tayin etmiş olurlardı. bugünse pelicans'ın bradley beal için teklif yapacağı, uzatma imzalamasının tek sebebi anthony davis olan jrue holiday'i takımda tutacağı falan konuşuluyor. bunların hepsi zion williamson sayesinde. 2013 drafti gibi bir draftin 1.sıra hakkı olsa bunları konuşamazdı pelicans.

    hatırlatmakta fayda var, bu takım şubatta sırf lakers'ın vereceği 1 cap filler (maaşları eşitlemek için kullanılan oyuncu)+3 genç oyuncu+2 draft hakkı teklifine tav olmamak için yaza erteledi anthony davis takasını. daha fazla müşteri çekelim de kopardığımız kardır diyerek bunu yaptılar. ama zion williamson'ı seçme hakkı kendilerine çıkınca bir anda eli güçlü tarafa dönüştüler ve lakers'tan 4 tane 1.tur hakkı almayı başardılar, ingram ve hart gibi takaslarda kullanılabilecek gençler de cabası (lonzo'yu pek değerli bulmuyorum, isterseniz onu da ekleyin). anthony davis takası sadece ve sadece zion williamson etkisidir, bunu unutmayın. zion williamson sayesinde pelicans'ın eline geçenler aşağıda.

    brandon ingram
    lonzo ball
    josh hart
    2019 8.sıra (jaxson hayes)
    2019 17.sıra (nickeil alexander-walker)
    2019 35.sıra (marcos louzada silva)
    2020 ilk 10 sıra korumalı cleveland 1.tur draft hakkı (ilk 10'a düşerse 2 tane 2.tur hakkı olacak)
    2021 lakers 1.tur draft hakkı (ilk 8'e düşmezse 2022 lakers draft hakkı)
    2023 lakers 1.tur draft hakkı (lakers hakkı daha iyi çıkarsa)
    2024/2025 lakers 1.tur draft hakkı

    üstüne üstlük solomon hill faydasızını da yollamayı başardılar. son zamanlarda takaslanan yıldızlar olan demarcus cousins, kawhi leonard, paul george'un hangisi bu kadar verimli bir yeniden yapılanma takası getirdi? anthony davis'in takaslanma süreci de pek farklı olmayacaktı. ta ki pelicans lotaryayı kazanıp zion williamson'ı getirme hakkını elde edene kadar.

    bu ayıboğan şimdiden pelicans franchise'ını olası bir taşınmadan kurtarmıştır. daha 1 maça bile çıkmayan bir oyuncu için hiç fena değil bence.

  • kişi başına düşen yeşil alan oranları;

    istanbul: 7,57 m2 / kişibaşı
    izmir: 6 m2 / kişibaşı
    ankara: 20 m2 / kişibaşı

    sorarlarsa gri şehir dersiniz kim bilecek?

    kuşbakışı 200-300 metre aralıklarla devasa yeşil parkların olduğu şehir ankara.

    istanbul'da tiyatrocular, seyirci gelmiyor diye ağlayadursun, ankara'da ortalama oyunlara gitmek için bile aylar öncesinden biletini alacaksın. senfoni konserleri full çeken şehirdir ankara.

    sorarlarsa pavyoncular dersiniz kim bilecek?

    covid19 yasaklarının hafifletilmesinden sonra bir moda sahilin haline bakın, bir izmir kordonun haline bakın, bir de seğmenler parkına bakın.

    en düşük profilli ilçelerde bile otobüs sırasını bozmayan şehirdir ankara.

    sorarlarsa ankaralılar barzo, öküz dersiniz kim bilecek?

    ankara'ya oradan buradan göçen şark kurnazlarını ve istanbul'dan gelenleri tenzih ederek;

    size taahhüt edilen işi, taahhüt edildiği gibi ve söz verilen zamanda aldığınız şehirdir ankara. iş dünyası ve iş ahlakı avrupa'ya en yakın şehirdir ankara.

    sorarlarsa ankaralılar çakal, şark kurnazı dersiniz kim bilecek?

    en iyi restaurantlar ankara'da olur. uluslararası mecraların verdiği avrupa'nın en iyi deniz mahsülleri restaurant'ı ödülünü arka arkaya alan mekan ankara'da.

    gezecek yerden beklentiniz fazla sayıda gece hayatı ve deniz kenarından ibaret değilse, gezecek yeri çoktur ankara'nın. aynı ülkede yaşamalarına rağmen etnografya müzesi ve anadolu medeniyetleri müzesi'ne gitmeyecek kadar sığ insanlar rica ediyorum eleştirmesin ankara'yı bu konuda. önce ülkenizde dünya için ne kadar önem taşıyan ne yerler var onu öğreniniz.

    sorarlarsa gezecek yer yok ağbi ankara'da.

    işin manevi kısmını bir kenara bırakıyorum, anlatmaya gerek bile yok çünkü her şehrin insanının yaşanmışlıkları farklı. ne siz ankara'nın manevi kısmını anlarsınız, ne de biz sizin şehrinizin.

    ama somut örneklerde sırf popüler kültür öyle diyor diye asılsız eleştirileriniz komik duruyor.

    eminim ağbi ankara şöyle ankara böyle diyenlerin bir kısmı da her 24 ocak facebook duvarlarına, instagram storylerine "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" imza: uğur mumcu yazan adamlardır.

    bu durum sizi çok üzüyor, durumu yadsımak için "ahaha" diyeceksiniz ama ankara, türkiye'nin en entelektüel şehridir.

    esen kalın.