hesabın var mı? giriş yap

  • hakkında mesnetsizce iddialar ortaya atılan futbolcu. neymiş idmanlarda mancini'nin yardımcılarına doğru şut çekiyormuş. oğlum adamın doğal hali o. kaleye doğru vuramıyor ki.

  • ben az kazanan bir adamım. öyle akıllı telefonum filan yok. geçen şirketin evrağı teslim etmek için cevahir'e gittim. daha önce de birkaç kez yine aynı sebeple gitmiştim. neyse lafı uzatmayayım kendisini orada gördüm.

    imza mı istesem, foto mu çektirsem diye düşündüm. en iyisi ölümsüz bir anı olan foto çektireyim dedim. dedim dedim de ben de akıllı telefon yok ama bilic de orada. bir daha nereden göreceğim onu deyip yanına gittim.

    derdimi tarzanca-ingilizce anlattım. kırmızı kapaklı samsung telefonumu gösterdim; ''but i want photo with you'' dedim tarzanca olarak. utanmadan bir de dedim ki; ''take photo with your phone than e-mail to me, ok?''

    aklımca; ''senin telefonunla çekelim bana e-mail ile gönder olur mu?'' demek istedim. adam zeki tabi, şak diye anladı. ben olur mu öyle şey len filan deyip kızacağını düşünüyordum ''okey'' dedi, beraber selfie çekindik. sonra e-mail'imi aldı. teşekkür edip tokalaştık.

    sonra ben şirket evrağını teslim ettim. sonra işe yeninden döndüm. dönüş yolunda; ''iyi çekindik de bu bana göndermez ki hacı'' diye düşünüyordum, neyse çekildik mi çekildik diye kendimi avutuyordum. yol bunu düşünerek geçti. yeniden masamın başına oturdum, e-maillere bir heyecanla baktım. yoktu.

    neyse, göndermezse canı sağolsun dedim. o gün bilic'ten gelen giden yoktu. ertesi gün de yoktu, ondan sonra da yoktu. olmadı. artık ben vazgeçtim. içten içe de biraz kızgındım, sonra artık umudumu kaybettim. yaklaşık 10 gün sonra tanımadığım bir adresten e mail geldi, şüphelendim ama yok ya artık gelemez dedim. heyecansız bir şekilde açtım. bir baktım bilic'le ikimizin fotoğrafı ve bir de antrenmana davet mektubu.

    kıt ingilizcemle bunu anladım ama bir arkadaşa kesin olsun diye tercüme ettirdim. evet, önümüzdeki perşembe beni davet ediyordu. önümdeki 4 günü bir bayramı bekler gibi bekledim, allem edip kallem edip patrondan izin aldım ve beşiktaş antrenmanına gittim.

    bu sefer hazırlıklıydım, bir arkadaşın fotoğraf makinesini yanımda getirmiştim. binlerce foto çektim. sağol bilic, bana çok güzel bir perşembe sabahı yaşattın.

    debe editi: hikaye gerçek mi diyenler oluyor, evet hikaye gerçek değil. yalnız bu entry'nin sevilmesindeki maharet benim değil. slaven bilic'in. kimse bilic öyle şeyler yapmaz lan demedi. herkes bilic'in böyle gönlü bol, taraftarına değer veren biri olduğu konusunda hemfikir. ben de bu yazıyı kurguladım yazdım. insanları hayal kırıklığına uğrattıysam affola.

  • mehmet, topal mopal ama sağlam geçiriyor. hatta geçirmeden önce bir hemoroid kontrolü yapıyor. temiz olduğunu görünce dayanıyor. aga her zaman demişimdir, bu devirde bir körden korkacaksın bir de topaldan.

  • dün geceki maçtan sonra mikrofonlara: "boateng sol ayağımla vuracağımı düşündüğü için o tarafı kapattı, ben de diğer tarafa doğru gittim." demiş, büyük ayıp etmiştir.

    bizde ölenin arkasından konuşulmaz.

  • *bu resim hayabusa 2 tarafından 26 kasım 2015'te alınmış. resimde sağda dünya, solda ay'ı görüyoruz. sağdakinden soldakine toplamda 24 kişi gitti ve sadece 12'si ay'a ayak bastı.

    *ay'a sadece 3 kişi iki kez gitti. james lovell (apollo 8 ve 13), john young (apollo 10 ve 16), eugene cernan (apollo 10 ve 17). apollo 8'in zaten ay'a inmesi planlanmamıştı ve 13 de arıza yüzünden iniş yapamadı, yani james lovell iki kez gitmesine rağmen ay'a hiç ayak basmadı. kendisi nazarımda dünya'nın en şanssız, en cenâbet insanıdır.

    *uzayın ortalama sıcaklığı -270 °c'dir. "uzay'ın ısısı" mı diyelim yoksa "uzay'ın sıcaklığı" mı tartışmaları bırakılıp "uzay'ın soğukluğu"nda karar kılınmalı diye düşünüyorum.

    *bu uzak galaksi grubunun adı the cheshire cat group of galaxies*. bu kediyi çok büyük kütlelerce bozulmuş ışıklar oluşturuyor. muhtemelen bu resmin ressamı karanlık madde.

    *üç dev gezegenin doğumu böyle fotoğraflanmış.

    *bilinen en ağır kara delik bu arkadaş, adı s5 0014+81. kütlesi 40 milyar güneş kütlesi. kendisi galaksimizdeki tüm yıldızların toplamından 25 bin kat daha güçlü parlıyor. samanyolu'nda tahmini olarak 200 ila 400 milyar yıldız var.

    *galaksimizde, merkezde yer alan kara delik sagittarius a'nın dışında "deliğim gözü kara deliğim, yakarım süpernova'yı da yakarım" diye şarkı söyleyen 10 milyar civarında daha kara delik olduğu düşünülüyor. bu kara delikler kara deliğe dönüşmüş yıldızlardan ibaret, yani yıldızsal kara delik.

    *cassini, satürn'ün uyduları tethys ve enceladus'u hizaya sokmuş.

    *satürn gibi halkalarımız olsa ekvatordan geceleri böyle, ekinokslarda böyle görünecekti. mükemmel.

  • devletim benden 20bin dolardan çok para almıştır.
    kabataslak bir hesapla 20.000 tl + kdv'lik bir fatura kesip gelir elde etti iseniz kdv dahil 23.600 tl eden bu gelirin 7.600 tl'si devlete gitmektedir. yani cebe kalan para 16.000 tl oluyor.

    bunun karşılığında ne verdi size uzun uzun yazayım:

    .

  • (bkz: 10 aralık 2016 beşiktaş patlaması) sırasında gazi olan, arkadaşlarının ölümüne tanık olmuş polisin tweetleridir. kendisi şuan hastanede ve durumu iyiymiş. ayrıca bu gazi olan polis memurumuz, daha sonra bu yazdıklarını "kızgınlık ile yazdığını, pişman olduğunu" belirten başka tweetler atarak hesabını kapatmış. tamamen yorum yapmadan, sadece bilgilendirme amaçlı olarak aşağıda yazdığı entryler var. ayrıca link olarak yazdıklarını yayınlıyorum aşağıda.

    tweetler şu şekilde;

    istanbul kadrosunda bizi bombalı aracın geçtiği yolun etrafına toplayacak kadar yüksek rütbeli bir hain var

    hiçbir zaman o stadda oraya toplanmadık , öyle bir tedbir çevik kuvvet için yok

    biri müdürlerimizi dahi sattı , kimsen seni de bulacağız

    içerden bu teröristlere bilgi veren var net , açıklayacağım

    valla biliyolardı birileri adım kadar eminim , rakip taraftar gitti yarım saat o aracı bekledik sanki... hastaneden yazıyorum

    gazimizin twitter adresi

    edit: http://hizliresim.com/moppn6
    http://hizliresim.com/kgb1v7
    http://hizliresim.com/ad3ykr
    http://hizliresim.com/o03ybo

    edit2: sevgili modlar, başlık yanlış yazılmış. düzeltirseniz sevinirim.

  • skordan, herşeyden bağımsız söylüyorum, çok rahatsız edici bir kibri var. herşey kontrolüm altında havalarındaki rahat görünümünün altında hikmet karaman'a laf sokmaya çalışıyor:

    "hikmet hoca tabi uzun konuştu, bizim yerimize de konuştu, maçı anlatmaya gerek yok sağolsun".

    yani şunu diyor, hikmet kırk yılda bir maç kazandı, keyifli keyifli maçı anlatıyor.. olabilir ağam, niye takıyorsun? koskoca fatih terimsin, hikmet karaman'ın övünmesinden, gerinmesinden nasıl gocunabilirsin? kayserispor tesadüf kazanmadı, uzun zamandan beri izlediğim en iyi anadolu takımı performansını gösterdi. kayseri'nin ekstradan iyi oynaması, hikmet'in kendini övmesi, senin o kadar da kötü olmadığına dair de bir sonuç yaratır, neden rahatsızsın?

    rahatsız çünkü fatih terim kendinden başka birilerinin kazanmasını, kendinden başka birilerinin övünmesini, eseriyle gurur duymasını, abartsa da keyfini çıkartmasını olgunlukla karşılama gücünden yoksun bir çocuk egosuna sahip.

  • rönesans'ın evrensel dehası olarak anılan leonardo da vinci bir psikanalist olan freud'un ilgisini çok erken çekiyor. freud'un 1910 yılında, da vinci üzerine yaptığı bir inceleme metni, freud'a yüceltme ve narsisizm gibi temel psikanalitik terimlerin tanıtılmasına olanak sağladı.

    freud, leonardo'nun bilimsel notlarını incelerken kuşların uçuşu hakkında incelemelerin yer aldığı bölümde leonardo'nun çocukluk anısı ile karşılaştı. leonardo anısını şu şekilde aktarmıştı ''.. henüz beşikteyken bir akbaba yanıma kadar alçaldı, kuyruğuyla ağzımı açtı ve yine kuyruğuyla birkaç defa dudaklarıma vurdu.''

    freud bu anının, hatırlanmayacak kadar eski döneme uzandığını, bunun kurgusal bir olay olabileceğini ve çocukluk anıları içerisine yerleştirilebileceğini ifade eder. ancak yine de leonardo'nun kişiliğinin nasıl örgütlendiğini anlamlı bir şekilde açıklayan bir anı/düşlem olabileceğini belirtmiştir.

    düşlemi/anıyı inceleyen freud akbaba kuyruğunun erkek cinsel organını simgelediğini belirtir. düşlemi ''fellatio'' (oral seks) olarak adlandırır ve bu düşlemin eşcinselliğin özel bir türünü betimlediğini ifade eder. aynı zamanda leonardo ustalık döneminde çevresine genç erkekleri toplamış, onlara bir anne gibi ilgi göstermiştir. freud, bu durumda leonardo'nun annesinin yerini aldığını ve genç erkekler üzerinden kendisini sevdiğini belirtmiştir. bu eşcinsel nesne seçimini ise o dönemde freud ''narsisistik nesne seçimi'' olarak adlandırmıştır.

    anıdan ''henüz beşikte uyuduğum zamanlar'' olarak bahsetmesi freud'a ikinci bir yorum yaptırır. sahne, anne göğüsünden emzirilmeyi çağrıştırmaktadır. annenin yerinin akbaba ile düşlemde yer değiştirdiğini ifade eder. çocukluğunda leonardo'nun annesi ile yalnız kaldığını, babası tarafından resmen tanınmadığını belirtir. bu nedenle anneye yoğun erotik bağ geliştiğini, babanın yokluğunun da bunu pekiştirerek leonardo'nun eşcinsel yönelimde olduğunu ifade eder.
    bu noktada mısır mitolojisine, çift cinsiyetli kadın tanrıça mut'a gönderme yapar freud. mut, annelik ve koruyuculuk ile ilişkilendirilirdi. bu tanrıçanın da akbaba başlı olmasını (hatta almanca anne anlamına gelen mutter kelimesinden de bahsederek) savına eklemeler yapar ve savını tamamlar.

    özetle freud, leonardo'da anneye yoğun erotik bağlılığın ve babanın eksik olmasının eşcinselliğin oluşumunda yoğun etkiye sahip olduğunu belirtmektedir.

  • temel olarak şimdiki fizik anlayışımıza göre zamanda yolculuk mümkün değildir fakat geleceği bilemediğimiz dolayı bu önerme şimdilik geçerlidir. eğer bir zaman makinemiz olsa ve zamanda bir yolculuk yapacak olsak yanımızda bulundurmamız gereken şeyler, amacımıza ne yapmak istediğimize ve ziyaret etmeyi planladığınız döneme bağlı olarak değişebilir. ancak genel olarak bir düşünce deneyi yapsak, acaba nelere ihtiyaç duyardık.

    ara not: bu saydıklarımın bir çoğu geçmişe gittiğimiz taktirde geçerli olacaktır.

    kimlik ve dokümanlar: zaman içinde seyahat ettiğimizde, illaki o dönemdeki insanlarla etkileşime girmeniz gerekebilir. bundan kaynaklı dönemim koşullarına göre kimlik, pasaport ve diğer belgeler sizin tanımlanmanızı, fark edilmemenizi veya başınızın derde girmemesi konusunda yardımcı olabilir.

    para:yukarıda söylediğim gibi insanlarla etkileşim kaçınılmaz olduğundan bu kısımda elzemdir. bundan kaynaklı olarak her dönemin ekonomik yapısı farklılık gösterecektir. elinizde o dönemin para birimine ait , para bulunması gerekmektedir veya aşırı geçmişe gittiyseniz ve takas sistemi varsa, yanınızda buna uygun miktarda, çeşitlilikte materyal yahut değerli eşya işinizi görecektir.

    giyim: bence olmazsa olmaz bir durum örnek verecek olursak marty mcfly geçmişe gittiğinde üzerindeki kırmızı şişme yeleği herkes can kurtaran yeleği sanmıştı ve dönemin insanları garipsemişti. onun için geçmişteki dönemin kıyafetlerine uygun giyim eşyaları yanınızda bulunmalıdır. bu, hem dikkat çekmemenize yardımcı olur hem de o döneme daha iyi uyum sağlarsınız.

    modern aletler: bunları bu gün kullandığımız en basit aletlerden en karmaşık aletler olarak sıralayabilirz. örnek verecek olursak mesela aşırı geçmişe gittik ve ateş yakmamız elzem bir duruma dönüştü, çakmak veya kibrit gibi materyaller önem arz eder yine bir el feneri mesela. ayrıca marty mcfly gibi karşıdaki kişiyi bir düşünceye sevk edeceksiniz mesela bir walkman'e ihtiyacınız olabilir.* burayı biraz da sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

    taşınabilir enerji kaynakları: illaki bazı durumlarda yanınızda bulunan elektronik veya günümüz modern eşyalardan yararlanacaksınız. bunlardan en basiti fener olabilir mesela. gittiğiniz zaman çizgisinde prizler ve elektrik altyapısı gibi yapılar olamaya bilir bunun için yanınızda piller ve taşınabilir enerji kaynakları taşımanız size pek çok şeyde yardımcı olabilir.

    sağlık ve güvenlik malzemeleri:zaman içinde seyahat etmek bazen sizi kötü durumlara sokabilir. örneğin çeşitli sağlık riskleriyle karşılaşabilirsiniz. bunun için ilk yardım malzemeleri, temel sağlık ürünleri ve çeşitli ilaçlar işini görebilir. yine insanları bir tarafa bırakacak olursak tehlikeli hayvanlar karşınıza çıkabilir ve güvenlik ekipmanları(çeşitli silahlar....) yanınızda olmak zorundadır. bunların hepsi sizin beklenmedik durumlar karşısında hazırlıklı olmanıza yardımcı olabilir.

    yemek ve su: zamanda yolculu ekstrem bir kamp olarak düşünecek olursak gittiğiniz dönemde başınıza ne geleceğini bilemezsiniz.ziyaret ettiğiniz dönemdeki yiyecek ve içecek temininde sorun yaşayabilirsiniz veya o dönemin yiyecek kültürü ve sağlık standartları farklı ise hasta olmanıza neden olabilir. bunun için aynı kampa gider gibi yanınızda yeteri miktarda yiyecek ve su olması, yapmış olduğunuz gezintinizi zevkli hale getirebilir.

    bilgi: insanlarla etkileşim kaçınılmaz olacağından ziyaret ettiğiniz dönemle ilgili temel bilgileri, dönemin kültürünü, geleneklerini ve tarihi hakkında bir yoksa, bence ne kadar akıllı ve zeki olduğunuzun bir önemi bulunmamaktadır. çünkü onların baktığı perspektiften bakamazsınız ve muhtemelen başınızın belaya girmesi kaçınılmazdır. örnek verecek olursak outlander dizisinde claire fraser adlı karakter geçmişe gitmiş ve geçmişte yaptığı bir kaç uygulama neticesinde cadı, şifacı veya büyücü olarak yaftalamıştı. bu, yanlış anlamaları ve uyumsuzlukları önlemek için ne diyoruz bilgi önemli.

    ütopik aletler : işte benim en çok sevdiğim bölüme geldik. artık burada biraz daha yazıya hayal gücü ekleyebilir ama abartmadan. örneğin yanımızda dune evrenindeki holtzman kalkanı muhakkak olmalıdır fakat bu kalkan her türlü silahı etkileyecek şekilde çalışması gerekmelidir ki en zor durumlarda bile hızlıca sıyrıla bil ya da frodo'daki güç yüzüğü(zaten sauron değilseniz tek bu işe yarıyor) yanınızda olmalı ki taktığınız anda görünmez olun.
    benim listemdeki bir bak alet ise görevimiz tehlike filmlerindeki yüksek teknoloji ürünü maskeler ve ses değiştirme cihazları. fakat ses cihazı hem sesinizi değiştirmeli hemde dönemin dilini konuşmanıza yardımcı olmalı.
    seçtiğim bir başka ütopik alet ise dragon ball animesindeki kapsüllerdir çünkü bu kapsüllere* barınaktan tutunda her şey sığabiliyor ve tekrar tekrar kullanılabiliyor.

    hayal gücünün bir sonu olmadığından yazımı burada bitirirken bonus olarak daha önce izlediğim zaman yolculuğuyla ilgili bir kaç dizi ve filmle öneriyorum.
    -outlander(dizi)
    -steins gate(anime dizi)
    -back to the future
    -timeline
    -just visiting
    -the time machine
    -kate and leopold
    -hot tub time machine
    -the time traveler's wife
    -toki o kakeru shôjo

    şimdiden iyi seyirler.....