hesabın var mı? giriş yap

  • ülkücü bıyığının kaşlarla birlikte üç hilal görüntüsü verdiği için bırakılması.

  • feng shui evleri şöyle olmalıdır:

    yaşanılan mekanda olumlu enerjilerin hareket etmesi ve barınabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. pozitif akışı sağlayabilmek için aşağıda yer alan maddelere dikkat edilmesi gerekir.

    1.giriş kapısı

    -evin giriş kapısı yani sokağa bakan kapının yönü burada önemlidir.
    -giriş kapısının üzerinde tuvaletin yer almaması gerekiyor.
    -giriş kapısının karşısında ve yanında merpen olmamasına dikkat edilmeli.
    -giriş kapısının karşısında ayna olması enerjiyi tekrar dışarı çıkaracağı için ayna olmamalı.
    -giriş kapısının karşısında birden fazla kapı bulunması ayrıca cam bulunması feng shui felsefesine aykırıdır.

    2.yatak odası

    -yatakların ayak kısmı kapıya doğru yönelmemelidir. bu ölümü çağrıştırır.
    -yatak odasında yer alan örtü ve çarşaflar düz renk olmalıdır. desenli olacaksa eğer geometrik şekil olmasına dikkat edilmesi gerekir.
    -yatakbaşı pencereye dayalı ya da pencerenin altında olması sakıncalıdır.
    -kiriş altında uyumak ise ayrılığı sembolize eder.
    -evli çiftler ise ayrı yatakları yanyana koymamalıdır.
    -ebeveyn yatak odalarının güneybatıda yer alması mutlu bir evliliğe işarettir.
    -yatak odasında elektronik aletlerin olması feng shui felsefesi bakımından sağlığa zararlıdır.
    -sağlıklı kişilerin yatak odalarında canlı bitki bulundurmamaları gerekir. canlı bitkiler sadece hasta kişiler için canlı enerjiler vermektedir.

    3.çalışma odası

    -çalışma odaları koridorun sonunda olmalı ve çalışırken sırt duvara verilmelidir.
    -çalışma odasında yer alırken arkanızda pencerenin olmamasına dikkat edin. eğer var ise kalın bir perdeyle örtmeniz gerekir.
    -kapaklı kitaplıklar ve dolaplar tercih edilmelidir.
    -çalışma odasında yer alan elektronik aletler batı ya da kuzeybatı yönünde bulunmalıdır.
    -çalışma odası bol ışıklı olmalıdır.
    -hafif müzikle çalışmak odada yer alan enerjiyi artırır.
    -çalışma odasında kırmızı rengin olmasına dikkat etmeniz gerekir.

    4.mutfak

    -ateş ve su elementlerini temsil eden eşyalar yanyana ya da karşı karşıya olmamalıdır.
    -mutfak kapısı ile tuvalet kapısı karşılıklı olmamalıdır.
    -pencerenin ocağın bulunduğu duvarda yer almaması gerekir.
    -evin arka cephesinde mutfak bulunmalı.

    5.yemek odası

    -yemek odasının karşısında tuvalet ve giriş kapısı bulunmamalı eğer var ise bir paravan ile engellenmelidir.
    -yemek masasında sandalye sayıları 6-8-12 adet olmalıdır.
    -yemek masasının bulunduğu duvarda bir ayna bulunmalıdır. bereketi artırır.
    -yemek masası dar bir köşede ise bu bereketi azaltacaktır. bunu önlemek için o bölgede ayna kullanılmalıdır.

    6.oturma odası

    -süslemek için kullanılan nesneler sivri şekilde olmamalı.
    -l şeklinde yerleşmemeye özen gösterilmelidir.
    -oturma odasında yer alan büyük dolaplar kapaklı, diğer dolaplar ise açık olmalıdır.
    -çiçekler güneydoğu bölgesinde yer almalıdır.
    -kırmızı renkli dekoratif eşyalar kullanmaya dikkat edilmelidir.
    -odalarda kaktüs bulundurulmaması gerekir.

    7.tuvalet ve banyo

    -dubleks evlerde tuvaletin altına gelecek odalarda oturmaktan ve uyumaktan kaçınılmalıdır.
    -oturma odası ve mutfağın karşısında yer almamalıdır.

    tanım: çin öğretisi.

  • 1887 yılında başlanan ve 26 ay süren eyfel kulesinin yapımında 3000 kişi çalışmış.
    şaşırtıcı olan; tek bir can kaybının yaşanmaması.
    türk olduğum için ufkum iki katına çıktı.
    biz yarın başlasak, 30 şehit garanti.

  • 1995 yılında hitnet yazılarımdan ilkini (bkz: #2940055) yazarken kullandığım saçma bkz'lara bakıp "içinde en saçma sapan şeylerin bile en ince ayrıntısına kadar var olduğu bir bilgi kaynağı olabilir mi?" diye düşünüp "yok be imkansız ahahha" diye gülüp geçmiştim.

    1997 yılında disq'in irc'den yolladığı douglas adams'ın the hitchhiker's guide to the galaxy romanını bilgisayar ekranından okudum. "e ilk ben akıl etmemişim ki bunu" dedim.

    1999 yılında ise internet'te içerik yayınlamanın zorluğu yüzünden ekşi sözlük'ü birkaç saate kodlayıp 16 şubat gecesi yayına geçirmiştim. o sırada ilk entry ne girsem diye düşünürken masamın üzerinde klavyenin yanında duran penaya gözüm takılmış ve #1'i yazmıştım.

    bugün ekşi sözlük'ü her ay 19 milyon kişi ziyaret ediyor. her gün douglas adams'ın tüm romanlarının toplamı kadar içerik giriliyor. şimdi 1995 yılında düşündüğüm şeyin hayal edemeyeceğim kadar büyük boyutlarda gerçekleştiğini görüyorum. biz "2010'da sözlük" diye başlık açıp "mars'tan entry girilir hahah" gibi fantaziler kuruyorduk. 2010'u fırladık geçtik back to the future'daki geleceğe geldik bile.

    20 yıl önce gülüp geçtiğim bir hayalin, hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir boyutta, hayal edemeyeceğim sonuçlara vesile olmuş olması beni her sene daha çok şaşırtıyor, hayran bırakıyor. her seferinde konunun benle pek de ilgili olmadığını daha iyi anlıyorum. ekşi sözlük'ün kültürü ve dinamizmi bir toplumun yıllardır açlık çektiklerinin, içine attıklarının dışavurumundan geliyor, benzersiz bir mizahla harmanlanıyor. pek çok şeyini tasvip etmediğim oluyor, kızdıklarım oluyor. ama bu dinamizmin bir benzerini başka mecralarda görmüyorum. tamamen bize ait, bizim kusurlarımızı eksiksiz taşıyan, bizi eksiksiz anlatan bir ortam.

    umarım hikayemizin katipliğine uzun yıllar devam eder. 12 yıl önce dediğim gibi bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlara bahsedecek acayip bir masalımız olacağı kesin.

  • kuranda bir (1) erkek şahitliğinin yerine iki (2) kadın şahitliğinin geçerli olacağının ayan beyan yazılmasına rağmen, (bakara 282)
    kadınlarınıza hafifçe vurabilirsiniz denilmesine rağmen, (nisa 34)
    erkeğin günaha girmesinin sebebinin kadın olduğunun dolaylı olarak söylenmesine rağmen (yasak elma)
    kadınlar tarlanızdır ve tarlanıza dilediğinizce varabilirsiniz denilmesine rağmen, (bakara 223)
    mirası bile eşit olarak dağıtmamasına rağmen, (mirasçıların tamamı kızsa tüm mirasın 2/3ünü alabiliyorlar) (nisa 11)
    bizzat "erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler." (nisa 34), "kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın" (nisa 3) cümlelerine rağmen,

    hala burada "kuranda kadın erkek eşittir" denilebilmesi.

    rakamla da eşit değil, ahlak ile de eşit değil... hala burda goy goy yapılıyor.

    ayrıca
    kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz

    *

    ekleme: ilgili ayetlerin kaynakları.

  • bu bilgi aslında herkesin tahmin ettiği bir gerçeğin bilimsel açıklaması şeklinde;

    hiçbir elektronik cihazı yanınıza almadan doğada geçireceğiniz 1 haftalık süre sonunda vücudununuzun biyolojik saatine adeta reset atılıyormuş. (bkz: melatonin) hormonu gün doğumu ve gün batımı zamanlarına göre salgılanacak şekilde tekrardan belirli bir düzene giriyormuş.

    özetle ağır şekilde uykusuzluk çekiyorsanız yada uyku düzensizliğinden şikayetçiyseniz her türlü elektronik cihazdan uzak 1 haftalık bir kamp hayatı eski düzeninizi bulmanıza yardımcı olabilir.

    menbaı

    debe edit; bu ve buna benzer bilgileri severim diyorsan at badi'ye bekle. öu2kçş'e 100'den fazla buna benzer bilgi girdim bilgine...

  • yere zannettiğinizden daha çok leblebi, fıstık, vs düşürüyor olduğunuz. ne kadar dip köşe temizlik yapılsa da illa bir koltuk minderinin içinden göz kırpan çıkar.

  • almanya'da yaşamakla ilgili en sevdiğim şey, insanların birbirine yalancı muamelesi yapmaması.

    ulus kültüre şu yerleşmiş: birinin beyanı esastır ve kafadan doğru kabul edilir. yalan atıyor mu diye düşünülmez. bu devletle ilgili işlerde de böyledir, arkadaş arasında elde bira içip muhabbet ederken de. söylediğiniz şeyler olduğu gibi kabul edilir ve altında bir şey aranmaz.

    ancak gün olur da yalan söylediğiniz ortaya çıkarsa bedelini ağır ödersiniz. resmi konularda büyük para cezaları gelir, sosyal ortamlarda dışlanma yaşarsınız.

    bunun böyle olması ülkede işleri rahatlatıyor. örneğin birine gidip "kardeşim buraya araba parketmek yasak" dediğinizde tartışmaya girmiyor, "özür dilerim" diyerek çekiliyor. sözünüzün altında bir çakallık aramıyor. insanlar arası böyle bir güven ortamı oluşturan aile değerleri, eğitim sistemi vs. ne varsa türkiye'nin de üzerine dersler çıkarması gerek sanıyorum.

  • musclewiki diye bir site var. hangi kası çalıştırmak istiyorsanız o kası çalıştıran hareketleri gösteriyor.

    edit: sevgili sözlük gelen mesajlardan ötürü bi açıklama yapma gereği hissettim. bilgi için teşekkür eden de var, çok cahilsin keşke ölsen diyen de :) gym'e yeni başladığımı çok şey öğrenceğimi söyleyen falan oldu. allah kahretmesin sizi emi :) kpss sonucu bekleyen, günde 256 defa memurlar.net sayfasını yenileyen bi garibanım ben la. bu işi bilenleriniz var ama çoğumuz spor salonuna girip ne bok yiyeceğimizi bilmeyen insanız. site sizi tatmin etmemiş olabilir ama vay amk çok iyiymiş diyenler de var. bu siteyi görüp daha iyisine zıplayacak belki adamlar. çok da şey yapmayın yani. bu arada bolca omuz çalışın. hadi eyvallah.

  • önceleri insanlar emekli olduğunda son aldığı maaşının aşağı yukarı %70'i emekli maaşı olarak bağlanırdı.

    2008 senesinde 5510 sayılı kanun ile emekli olduğumuzda son aldığımız maaşın yaklaşık %30'u bağlanıyor.
    yani somutlaştırırsak;
    2008 sonrası işe girmiş, bugün 7000 tl maaş alan bir beyaz yakalı, şuan emekli olsa agisi falan dahil 2500 lira falan emekli maaşı alacak.

    karşılaştırmak için biraz daha açmak gerekirse;
    öğretmen emeklisi babanız 2008'den önce emekli olduysa; bugün 4000 lira emekli maaşı alıyorken,
    2008 sonrası öğretmen olmuş olan siz, bugün emekli olsanız 2500 lira emekli maaşı alacaksınız.

    2008 sonrası işe girenler henüz emekli olamadığı için birçok kişi sorunun farkında bile değil. bir gecede kendi maaşlarına %70 zam yapanlar, yine bir gecede emekli maaşı kesintisini %30'dan %70'e çıkarabiliyor böyle işte...
    (bkz: yaparsa ak parti yapar)

    mevzunun saçmalığı acilen anayasa mahkemesine kadar taşınmalı.
    hala düzeltilmediği takdirde insan hakları mahkemesi tarafından zaten bozulacaktır.

    şuan sözlükte yazıp çizen, okuyan hemen hemen herkesi ilgilendiren bir durum olması sebebiyle bu başlık altına yazmayı tercih ettim.
    artık ufkunuz iki katına mı çıkar, içinize mi kaçar bilemem.

    25-30 sene sonra fox haber muhaberiyle simit hesabı muhabbeti yapmak istemiyorsanız dillendirip kamuoyu oluşturmak gerekiyor.
    ya da istikramda kaydırmaya devam gençler...
    (bkz: your life your choice)

    debe editi: dururken (bkz: ali tezel) olduk iyi mi *
    üşenmedim saydım 37 mesaj atılmış, daha da ardı gelecek gibi gözüktüğü için ek bilgiler ekleme gereği duydum.
    sık sorulan sorulara cevap niteliğinde olur umarım;
    2008 öncesi işe girdiyseniz saklı seçilmiş falan değilsiniz. hemen sevindirik olmayın.
    kurtarmış olduğunuz bir durum yok.
    örneğin 2005 senesinde işe girdiğiniz hala çalışıyorsunuz;
    2008'e kadar olan 3 senelik dönem eski usulden, sonrası dönem ise yeni usulden değerlendirilir.
    kısacası 2008 öncesi, yani (bkz: kıymetlimiss) öncesi çalışma hayatınız ne kadar fazla ise o kadar kardasınız.
    fark şurdan kaynaklanıyor;
    bakın, noyan abi, bilal'e anlatır gibi anlatmış.
    ''2000 yılı ile 2008 arasındaki çalışma döneminde büyüme hızının tamamı emekli maaşında etkin olurken,
    2008’den sonra büyüme hızının yüzde 30’u dikkat alınmaya başlandı.
    böyle olunca da 2000 öncesi çalışmalar emekli aylığına yüksek yansırken, 2008 sonrası çalışmalar daha düşük yansıyor.
    yani, 2008’den sonra aylık bağlama oranı ciddi düşürüldü, buna paralel emekli maaşları da düştü.''
    kaynak

    kendilerine bir gecede süper emeklilik çıkaran, maaşlarını katmer katmer katlayan eller ile senin, benim emekli maaşıma kadar göz dikip emcükleyen eller aynı.
    sorunu uzakta veya başkasında değil, kendinizde arayın.