1277 entry daha
  • gitmeye değmeyecek şehirler listeme girmiştir kendisi. siz de seyahatinizde biraz olsun samimiyet arıyorsanız sizin de sevmeyeceğinizden eminim. o halde biraz detaya girelim

    - öncelikle buraya ucuz diyenlere bildiğim tüm küfürleri sıralamak istiyorum. ucuz falan değil hatta avrupa'nın en pahalı bazı şehirlerinden bile pahalı. fakat bu pahalılığın ne kadar yapay olduğunu da hissediyorsunuz çünkü normal bir pahalılıktan bahsetmiyorum. özellikle turistleri ve anladığım kadarıyla şehrin merkezinde yaşayanları yolmaya odaklanmış herkes.

    kıyası öncelikle bir turistin günlük ihtiyaçlarına göre yapıyorum tabii ki. örneğin restoran fiyatları, çıldırmış durumda. fiyatlar genellikle londra ile aynı veya daha yüksek seviyede. ya da şehrin merkezinde kurulmuş bir bit pazarını geziyorsunuz diyelim, fiyatlar notting hill'den bile yüksek. belki bi kaç turist kafalarız kafasında herkes.

    tüm mekanlar ınstagram'a tiktok'a düşmüş ve fiyatları da bu yüzden uçurmuş. 2 tane bagel + 2 soft içeceğe 25 dolara yakın para ödemeniz gerekiyor. bagel diyorum bakın, simidin yumuşağı. bu şehirde biraz yerli gibi takılayım, biraz samimiyet hissedeyim diye bir olay mevcut değil. böyle bir arayışınız varsa italya'ya alalım sizi. yok ben sabah tiktok ünlüsü bir mekanda kahvaltı yapar, öğlen ınstagram ünlüsü bir mekanda öğle yemeği yer, akşam da michelin yıldızlı bir restoranda 4 duvar arasında fine dining yaparım diyorsanız budapeşte'ye gelin.

    - şehirde ucuz diyebileceğim tek şey alkol ve ulaşım. marketten satın alacağınız bir bira inanılmaz ucuz. ama bir mekana gidip oturduğunuzda o neredeyse bedavaya gelen bira da bir anda londra seviyelerine fırlıyor :)

    ulaşım ise gerçekten ucuz ve verimli. neredeyse yürüyerek her yere gidebileceğiniz bu şehre metro bile yapmışlar ve her şey tıkırında ilerliyor. 15 günlük full toplu ulaşım kartı 5950 huf (16 dolar) ediyor. havaalanı geliş ve dönüşte de kullanabildiğiniz için (200e+metro aktarması kullandığınız sürece) neredeyse ilk günden parasını çıkarıyor zaten. şehirle ilgili laf edemeyeceğim tek şey ulaşımdır diyebilirim.

    - gelgelelim şehrin atmosferine ve turistik aktivitelere. bu şehir olabildiğince güzel planlanmış ama inanılmaz ruhsuz sokak ve caddelerden oluşuyor. hafta içi sabah ve öğlenleri sokaklar, caddeler bomboş. insanlar çok garip bir koşuşturma halinde. işler sadece cuma gecesi ve biraz da cumartesi gecesi değişiyor. merkez bölge bir anda kadıköy sokaklarına dönüyor. mekanlar full, millet sokaklara taşmış, mekanlarda boş yer bile bulamazsınız. ama bu iki akşamın dışında sessiz, soğuk bir sovyet şehrinden farksız.

    - peki ya insanlar? bir alakaları var mı yok mu umrumda değil ama tam sovyet insanı suratsızlığı var. ayrıca insanlar türkiye'de olduğu gibi gözünüzün içine içine bakmaya takmış kafayı. siz gözünüzü kaçırmasanız bir yerlerde kavga çıkacak sanki. biraz sıcak kanlı insanların yaşadığı bir ülkeden buraya gelirseniz şimdiden yaşayacağınız şoka hazır olun derim. ukrayna insanlarını kaba ve suratsız zannederdim ama ta ki burayı görene dek.

    - peki ya güvenlik? dibine kadar güvenli. burayı görünce bir kez daha anladım ki bir şehirde yaşamak için hiçbir neden yoksa o şehir güvenli oluyor. bir şehir ne akdar cezbediciyse o kadar güvensiz oluyor. budapeşte dibine kadar güvenli arkadaşlar. kız başınıza gece 5'te sokaklarda yürüyüş yapın, atlayın otobüse havaalanına gidin başınıza bişey gelmez.

    - biraz da turistik yerlerden bahsedelim ashjdfags. şehirde turistik yer diye bir şey yok. yani üzerinden geçip gitmeniz 2-3 dakika sürecek 1-2 tane köprüsü var. ilk kez yurtdışına çıkışınız değilse yüzüne bile bakmayacağınız sovyet kalıntısı "kahramanlar meydanı" falan. bunlar dışında hiçbir bok yok. italya'da yanından geçerken içine şöyle bir göz atıp "helal olsun ne güzel yapmışlar" deyip yanından geçip gideceğiniz kiliseler, katedraller buranın ana turistik değerleri. şehirde yapacak bir şey olmadığı için buraları gezmeniz gerekiyor :)

    balıkçı tabyası, buda kalesi falan tamamen tırt. dediğim gibi ilk defa yurtdışına çıkmıyorsanız balıkçı tabyası'na gider birkaç fotoğraf çekip starbucks'a oturup zaman geçsin diye beklersiniz. gerçekten beğendiğim ve etkilendiğim tek şey parlamento binası oldu ama ne kadar süre oturup parlamento binasını izleyebilirsiniz ki?

    - hazır turistik yerler ve turist düdükleme demişken... gellert tepeleri'ne çıkmak haricinde neredeyse hiçbir turistik aktivite ücretsiz değil. en tırt kiliseler bile giriş ücreti istiyor. buda kalesine mi çıkmak istiyorsunuz, füniküler mi kullanacaksınız? dünyanın neredeyse her yerinde toplu ulaşıma dahil olan füniküler de burada turistleri yolmak için kullanılıyor :) yanlış hatırlamıyorsam çıkış+iniş 8000 huf yani yaklaşık 22 dolar ediyordu.

    bakın 15 günlük full toplu ulaşım kartı 16 dolar ederken 2-3 dk'lık fünikülere binmek 22 dolar. siz anlayın şehirdeki turist düdükleme atmosferini.

    özetleyecek olursam: ilk kez yurtdışına çıkmıyorsanız veya mecbur kalmadıysanız bu şehre gezmek için gitmeyin. öğrenci olsam belki burada okumak isterdim, orası ayrı. ama gezmek için gitmeyin. yok ben illa gideceğim diyorsanız da havaların gerçekten sıcak olduğu, yağmur yağma ihtimalinin ve kapalı hava ihtimalinin en az olduğu aylarda gidin. bu ruhsuzluğun üstüne bir de havanın kasveti dahil olmasın. veya en az 3-4 kişilik bir arkadaş grubuyla gidin, grup olduğunuz sürece biraz olsun çekilir kılınabilir belki.

    biraz eski entry'lerde gezdim de millet kahramanlar meydanı'nı görmeden dönmeyin falan demiş ya. bütün ağlama emojilerini sıralamak istiyorum şu an buraya. ya allah aşkına en fazla kaç dakikanızı geçirebilirsiniz şu meydanda ve hayatınıza görsel olarak ne katabilir... offff içim daraldı bak
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap