412 entry daha
  • sosyal medyanın nasıl bir foseptik çukuru olduğunu cümle âleme teşhir eden cinayettir. yani sanal âlemde ipe sapa gelmez insanların diline düşeceğinize, cehenneme düşün daha iyi.

    evvela şu hususun altını çizeyim. bir defa doğru zamanda, doğru yerde bulunursanız dünyadaki herkesi öldürebilirsiniz. amerikan başkanını bile. tarihin en büyük faili meçhul cinayeti olan ve 1963 yılından bu yana faili bulunamayan kennedy suikasti'ni bir düşünün. dünyanın en iyi korunan insanı bile, tüm dünyanın gözü önünde halkı selamlarken korkunç bir suikaste kurban gitti ve failleri hiçbir zaman bulunamadı.

    o yüzden bazı şeyleri gözünüzde çok büyütmeyin. hepimiz insanız neticede. gafil anlarımız olabilir. koskoca amerikan başkanını bile öldürüp, limuzini kan ve beyin parçalarına bulayan suikastçiler bile hiçbir zaman bulunamadı. böyle bir suikastin yanında, küçük bir kız çocuğunu öldürüp yakalanmamak, hiçbir şey değildir. tecrübeli ve gözü kara bir katil, o gün şansı da yaver girmişse pekala böyle bir cinayeti gayet rahat bir şekilde işleyip, kimseye görünmeden buhar olabilir. çeyrek asır boyunca da, tüm devlet kurumlarını atlatmayı başararak sırra kadem basabilir.

    bu arada yeri gelmişken söyleyeyim. ben katiyyen çağla'nın ailesinden, çevresinden biri değilim. ne rahmetli çağla'yı tanırım, ne hayatım boyunca o mahallede ikamet ettim, ne de çağla'nın ailesi ile bilfiil tanışıklığım vardır. ben sadece suç olaylarına meraklı biri olarak, bu olayı medyaya aksettiği ölçüde ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'nun anlattığı kadarı ile biliyorum. sadece, maktulenin ailesinin yalnız ve sessiz görünüp, sanal âlemde linç edilerek çarmıha gerilmesini kabullenemiyorum. adamların zaten canı gitmiş ve eksik kalmışlar. evlerinin neşe kaynağı ve annesinin arkadaşı olan 14 yaşındaki masum çocuk, feci şekilde katledilmiş. bu insanlar, çeyrek asırdır bu büyük acı ve ızdırap ile yaşıyorlar. bu korkunç acı, üzüntü, özlem ve hicran yüzünden fiziksel ve mental açıdan sağlıkları çok kötü etkilenmiş. bir de siz, sırtlan sürüsü gibi kalleşçe saldırmayın bu insanlara.

    yani gerçekten merak ediyorum. bu kadar yalanı ve hurafeyi nereden duydunuz? gözünüz ile görmeden, kulağınız ile duymadan ve o ortamda bulunmadan nasıl inanıyorsunuz duyduğunuz her şeye? bu kadar kolay şekilde, masumiyet karinesini ihlal etmeyi ve hiç tanımadığınız insanlara, şeytanın bile aklına gelmeyecek tarzda iğrenç iftiralar atmayı nasıl başarıyorsunuz?

    siz hem rahmetli çağla için güzel diyorsunuz. ondan sonra da kalkıp, bu kız çocuğuna takıntılı bir erkeğin, saplantılı bir aşığın, pedofilin ve sapığın mevcut olma ihtimalini hiçe sayıyorsunuz. halbuki türkiye'de işlenen kadın cinayetlerinin 1 numaralı nedeni eski sevgililer, kocalar, saplantılı aşıklar ve sapıklardır.. bu gerçeği bildiğiniz hâlde, ne hikmetse iş çağla cinayetine gelince aileden başka kimseyi suçlamıyorsunuz. şimdiye nazaran hayli kalabalık ve genç erkek nüfusun fazla olduğu fulya semtinde, çağla ve ailesinden başka kimse yaşamıyormuş gibi konuşuyorsunuz.

    pedofili suçunun dünya genelinde yaygın bir suç olduğunu ve hiç ummadığınız kişiler arasından bile böyle ağır sapıklar çıkabileceği gerçeğini görmezden geliyorsunuz. işte jeffrey epstein olayı açık emsal teşkil etmektedir. çok sayıda zengin insanın, iş adamının, ünlü kişinin ve doktorun dahil olduğu pedofili ağına, birçok kız çocuğunu düşürmüşler. bunların özel görüntülerini, şantaj amacı ile arşivleyen jeffrey epstein'ın konuşmasına mâni olmak için, adamı öldürüp intihar süsü verdiler.

    yani demem o ki, pedofili bu kadar yaygın ve rezil bir suçtur. maalesef dünya genelinde 16 yaş altı kız çocuklara ilgi duyan sapık mahluk, çok fazla sayıda var. hukuk sisteminin çok güçlü olduğu ve çocuk haklarına büyük önem verilen abd ve avrupa'da bile umumi vaziyet buysa eğer, varın ortadoğufdx'daki durumu siz tasavvur edin. hele hele bundan çeyrek asır öncesinde ve bu konular hakkında toplumsal sağduyu henüz oluşmamışken.

    yahu daha geçen gün, izmir'de bir parkta oturan anne ve kızına, hiç tanımadıkları sarhoş bir adam saldırdı. defalarca bıçaklanan anne ve kız hastaneye kaldırdı. kız maalesef öldü. anne ise yoğun bakımda tedavi gördükten sonra servise alındı. düşünebiliyor musunuz? öldürülen kız, katili tanımıyor. annesi de tanımıyor. rüyasında bile görmemişler adamı. ancak hiç tanımadıkları o şahsın, kurbanı oldular ve 20 yaşındaki genç kız feci şekilde can verdi. tek suçu genç ve güzel olmaktı.

    yani burası ortadoğu coğrafyası. maalesef bu ülkede genç ve güzel bir kadın olmak bile, öldürülmek veya tecavüze uğramak için tek başına yeterli bir sebep teşkil ediyor.

    şimdi.. çağla cinayetine dönecek olursak, bazı doğru bilinen yanlışları, madde madde düzeltmek iktiza ediyor. başka türlü, kimse anlamayacak.

    biraz uzun olacak ve muhtemelen çoğu kişi tarafından okunmayacak. çünkü gerçeklerin müşterisi her zaman azdır ama yalanların ve komplo teorilerinin müşterisi her daim için boldur.

    zaferlerin babası çoktur, ancak yenilgiler her zaman yetimdir.

    1-) maktulenin naaşı üzerinde yapılan otopside, hiçbir penetrasyon bulgusuna rastlanmamış. yani bir çocuk için, bunu söylemek çok acı. ama yapılan otopside maktulenin tamamen bakire olduğu tespit edilmiş. tecavüz, ensest falan gibi iğrenç iddialar, otomatik olarak ekarte olmuş oluyor yani.

    2-) maktulenin naaşında sadece 3 adet kesici ve delici alet yarası var. ilk iki yara, bildiğiniz tehdit yarası. katil zanlısının, suç aletini maktulenin boğazına ve boynuna dayayıp onu tehdit etmesinin neticesinde oluşmuş bu iki yara. bu yaralardan biri arkada, diğeri ise önde bulunuyor. arkadaki yara, ilk yara muhtemelen. maktuleyi, içerideki odaya sürüklemek için suç aletini dayamış katil. ikinci yara ise katil zanlısının, maktulenin boğazına suç aletini dayaması neticesinde oluşmuş. üçüncü yara ise ilk iki yaradan tamamen bağımsız bir şekilde, boğazlama eylemi neticesinde meydana gelmiş.

    yani maktule, boğazından bıçaklanmamış. tehdit ve cebir ile sürüklendiği odada, yatağa yatırılmış ve yatakta boğazlanmak sureti ile katledilmiş. hani öyle iddia edildiği gibi, alelade bıçaklama şeklinde cereyan etmemiş hadise. yatakta olup bitmiş her şey.

    3-) maktulenin tüm kanı, zaten yatağa akmış durumda. duvara doğru fışkıran ve yarım ay şeklinde olan kan lekesi, müstakilen ölüm olayına neden olan yaranın yatakta açıldığını, tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ispat ediyor. ayrıca öndeki tehdit yarası da, maktulenin bir şeye icbar edildiğini gösteriyor. kuvvetle muhtemel öndeki tehdit yarası cinsel saldırı girişimi için açılan bir tehdit yarası idi. bu yara aynı zamanda, katil zanlısının pis emellerine ulaşamayınca cinayeti işlediğini, net bir şekilde kanıtlıyor.

    4-) 2000 yılı şartlarını bir hayal edin. ne şimdiki gibi teknoloji var, ne sosyal medya var, ne de internet bu kadar yaygın ve gelişmiş durumda. müge anlı ile tatlı sert gibi programların esamesi bile yok ortada. kimse polisin ve adli tıbbın çalışma yöntemlerini bilmiyor o dönem. dolayısı ile çağla tuğaltay cinayeti gibi minimum delil içeren ve kusursuza yakın bir cinayet işlemek, 2000 yılının şartlarında gerçekten çok ama çok zor. sıradan ve tecrübesiz birinin anlık dürtüler ve öfke nöbeti ile bu cinayeti işlediğini düşünmek bile abes ile iştigal bir durumdur.

    5-) bıçak vasfına sahip kesici ve delici bir alet ile, bu kadar kısa sürede bu kadar profesyonelce bir cinayet işlemek gerçekten ciddi manada el aşinalığı ve tecrübe sahibi olmayı farz kılmaktadır. anatomik olarak boyun aort damarını tek hamlede kesmek, hem çok iyi bıçak kullanmayı hem de daha önce bu işlemi tecrübe etmiş olmayı zaruri kılmaktadır. en kötü ihtimalle katil zanlısının, cinayetten önce celepçilik veya kasaplık gibi meslekler ile iştigal ettiği ve bu işi hayvanlar üzerinde tecrübe ettiği hususu, tartışmaya mahal vermeyecek bir hakikattir.

    6-) maktulenin babasının, nişastaşı gibi nezih bir semtte iki adet dükkan işlettiği ve çoğu zaman dükkanların hasılatını eve getirdiği bilinmektedir. 2000 ve 2001 yılları ekonomik kriz yılları idi. dolayısı ile yüklü miktarda nakit para, her hırsızın ve serserinin iştahını kabartan bir mıknatıs gibidir. bu parayı çalmak için yedek anahtar yahut maymuncuk gibi bir nesne vasıtasıyla eve girilmiş ve paranın saklandığı zula yerleri aranırken, bir anda evin kızı çıkıp gelmiş olabilir. ya da evi boş sanıp girmişler ve evde maktule ile karşılaşmış olabilirler. sonradan konuşmasın ve şikayetçi olmasın diye oracıkta öldürmüşlerdir çocuğu. belki o esnada niyeti de bozup, çocuğa fenalık da yapmak istemişler ancak malum nedenlerden ötürü muvaffak olmamışlardır. kim bilir.

    7-) yapılan otopside ayrıca maktulenin vücudunda saçtan çekme, darp, fiziksel hasar izine rastlanmamış. üç adet yara tespit edilmiş. ölüme neden olan yara, son derece profesyonelce açılmış. bu durum, katilin daha önceden bu işi tecrübe etmiş biri olduğuna, ilk ve son cinayeti olmadığına delalet etmektedir.

    8-) katilin solak olduğu bilgisi ise kesin değildir. yapılan kapsamlı analizlere ve tetkiklere göre, katil eğer cinayet anında maktulenin önünde ise solak, arkasında ise sağlaktır. eğer bu cinayeti işleyen bir değil iki kişi ise, ölüme neden olan yarayı açan kişinin, maktulenin arkasında olması çok daha kuvvetli bir ihtimaldir. muhtemelen kullandıkları alkolün veya uyuşturucunun tesiri ile sırayla kıza fenalık yapmak istediler. ancak çalan telefonlar, apartmandan gelen sesler ve kızın o gün muayyen gününde olmasından dolayı, pis emellerine ulaşamayıp küçük kızı oracıkta katlettiler. maktule, katili veya katillerini simâ olarak da olsa tanıdığı için, konuşmaması, bağırmaması ve şikayetçi olmaması için öldürdüler muhtemelen. tamamen yabancı biri olsa, bir de cinayet gibi bir belayı başına sarmamak için, muhtemelen öldürmek yerine maktuleyi etkisiz hâle getirmeyi tercih ederdi. tıpkı kasklı sapık gibi.

    9-) olay mahallinde, 9 adet parmak izi tespit edilmiştir. bu parmak izi kalıntıları, maktulenin sülalesinden veya o apartmanda ikamet eden kişilerden kimse ile uyuşmamıştır. tabii bu demek değil ki, bu parmak izi doneleri, 9 farklı kişiye ait. hayır alakası yok. bir insanın, 10 adet parmağa sahip olduğu düşünülürse, bu 9 adet parmak izi, bir kişiye de ait olabilir. iki veya üç kişiye de. yüzeyden yüzeye değişmek ile beraber parmak izi, 48 ila 72 saat içinde spontane olarak kaybolan bir done olduğuna göre, cinayet anında veya cinayetten kısa bir süre önce o evde aileden ve apartmandan olmayan birilerinin mevcut olması hayli yüksek bir ihtimaldir. gülnur hanım, cinayetten önce teknik servis, tamirci, kurye galan gibi hiçbir yabancı insanın eve girmediğini söylemişti. bu durumda, evde bulunan bu parmak izi örnekleri çok daha fazla oranda ehemmiyet arz ediyor. daha da ilginci, bu parmak izi kalıntılarının sahibi veya sahipleri, arasan geçen çeyrek asırlık süreye rağmen hiçbir şekilde ehliyet, pasaport ve yeni nesil nüfus cüzdanı almamışlar.

    10-) maktulenin ailesi, katilin bulunması için çeyrek asırdır canını dişine takmış durumda. ben bizzat medyadan şahidim bu mukaddes çabaya. gülnur hanım'ın çıkmadığı program, başvurmadığı televizyon ve gazete kalmadı. hattâ 2005 yılında, cinayeti araştıran polis ekibini dava etti..

    "aradan 5 sene geçti ama kızımın katili ortada yok. bu ekip çalışmıyor mu, niye böyle ağır ilerliyor bu süreç " diyerek. anne gülnur hanım, olağanüstü bir çaba ile savaş ay, yasemin bozkurt ve uğur dündar başta olmak üzere, herkese ulaştı. birçok programa çıktı. filmlere konu olacak bir çaba sarf etti. müge anlı'nın programına da kendi isteği ile çıktı. ancak program, amacından sapıp deli saçması bir hâl alınca ve dedikodu yayınına dönüşünce, hukuki olarak gıyabında yayın durdurma kararı aldırdı.

    11-) maktulenin ağabeyi ilker bey'in olay esnasında nerede olduğu ve ne yaptığı polis ve savcılık tarafından hem teknik takip, hem de yerinde tahkikat ile tespit edilmiştir. polis için ağabey ilker bey'in şüpheli listesinde adı yok. çünkü ağabey, sadece teknik takip ile değil, aynı zamanda olay mahallinde bulunan ve iki yabancı erkeğe ait olan dna donelerine göre de kesin olarak aklanmıştır. 2017 yılında kendi şahsi iradesi ve arzusu ile adli makamlara başvurarak, kan örneklerini vermiş ve bir defa daha aklanmıştır.

    12-) bu cinayetin zaman aşımı engelini aşmasını ve 10 sene ek süre kazanmasını sağlayan çağla'nın ailesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'dur. başka kimse değil. ailenin, insanüstü çabaları ve mustafa bey ile işbirliği olmasaydı, bu cinayet 5 haziran 2020 tarihinde çoktan tozlu raflara kaldırılmış ve dosya kapanmıştı. ancak anne gülnur hanım, hem mustafa bey ile işbirliği yaparak hem de müge anlı başta olmak üzere çıkmadık program bırakmayarak, bu cinayetin 10 sene daha ek süre kazanmasını sağladı. bu insanların bu cinayet ile alakalı bir çekincesi yahut mahsuru olsa, zaman aşımı engelinin aşılması için ne diye bu kadar çaba sarf etsinler?

    13-) aynı yıllarda işlenen yasemin durgun, gizem sel, damla çelik ve nigar kevser şahin gibi faili meçhul çocuk cinayetlerinde, maktullerin aileleri hiçbir şekilde veri paylaşımı yapmadılar. tecavüze uğrayarak katledilen kız çocuklarının, naaşlarına sahip çıkmadılar. sanki bu korkunç sonu, kendileri tercih etmiş gibi, onların ölü bedenlerinden bile utandılar.

    "polis ve savcılık katilleri buluyorsa bulsun, yoksa biz allah'a havale ediyoruz" dediler. kendilerine yardımcı olmaya çalışan hiçbir gazeteci ve dedektif ile veri paylaşımı yapmadılar. namus histerisi ile hareket ederek, kızlarının ölüsü ile adlarının anılmasını ve fotoğraflarının medyada yer almasını bile istemediler. utandılar. ancak çağla'nın ve münevver'in aileleri başka. onlar, kız evlatlarının naaşından utanmadılar. sonuna kadar mücadele ettiler, veri paylaşımı yaptılar ve hâlâ mücadelelerini sürdürüyorlar. bugün bizler bu cinayet hakkında malumata sahipsek ve fikir yürüyebiliyorsak, bu durum çağla'nın ailesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu sayesindedir. onlar kamuoyu ile veri paylaşımı yapmasaydı, nereden bilecektik bu detayları?

    14-) maktulenin ağabeyi ve babasının, bu cinayetin çözüme kavuşması ve faillerin hakkettiği cezayı almaları için perde arkasından var güçleri ile mücadele ettikleri bilinmektedir. yani bizler, medya önünde hep anneyi görüyoruz ancak perde arkasında baba ve ağabey de büyük çaba sarf ediyorlar. hem sosyal medyada, hem gerçek hayatta ağabey ve babanın muazzam emekler harcadığını herkes biliyor. annenin diksiyonu ve kendini ifade tarzı daha muntazam olduğu için anneyi hep medya önünde görüyoruz. anne gülnur hanım, daha çok ailenin sözcüsü gibi.

    15-) ayrıca maktulenin ağabeyi ve babasının şiddet geçmişi bulunmuyor. bu insanların sabıkası bulunmuyor. muhtemelen trafik cezaları bile yoktur. halbuki bu cinayeti yorumlayan ve analiz eden çok sayıda emekli komiser ve dedektif, bu cinayeti işleyen kişinin tecrübeli, soğuk kanlı ve gözü kara olduğu hususunda hemfikir durumdalar. çağla'yı öldüren katilin, ilk ve son cinayeti olmadığını ve son derece sosyopatik ve psikopatik özellikler gösterdiği hususunun altını çiziyorlar.

    16-) cinayetin işlendiği çiğdem apartmanı, cinayetin işlendiği tarih itibariyle 13 daireli bir bina olup, bu aparatmanda çok sayıda insan ikamet etmektedir. apartman hem kalabalık, hem de gelen giden misafiri çok. herkesin herkes ile samimiyeti yok. sadece iki-üç dairede oturan insanlar arasında akrabalık bağına sekonder olarak gelişmiş bir samimiyet durumu söz konusu. geri kalan dairelerde ikamet eden insanlar hakkında pek bir malumat yok. ismen bilinen ama kimsenin pek samimiyetinin olmadığı, işten eve gidip gelen insanlar bunlar.

    yani demem o ki, cinayetin işlendiği gün, o apartmanda bulunan 13 daireden birine gelen bir misafir, kurye, teknik servis veya tamirci gibi dışarıdan gelen birinin olup olmadığını da kimse bilmiyor.

    17-) cinayetin işlendiği apartmana çok yakın olan, birçok blok apartman bulunuyor o bölgede. çağla'nın hunharca katledildiği çiğdem apartmanına çok ama çok yakın olan apartmanlar mevcut. neredeyse blok apartman denecek kadar yakınlar birbirine. bu apartmanlarda ikamet eden insanları da hesaba katarsanız, bir anda şüpheli sayısının logaritmik bir hızla arttığını görürsünüz. çünkü polis ve savcılık, seneler boyunca sadece tek bir apartmana ve iki daire üzerine yoğunlaşmış. ancak çiğdem apartmanına çok yakın olan diğer apartmanlara hiç dikkat edilmemiş. orada kimler ikamet ediyor, olay mahallinde neredelermiş, maktuleyi tanıyıp tanımadıkları falan katiyyen bilinmiyor. dna eşleştirmesi, teknik takip falan hiçbir şey yapılmamış. tek bir apartman, aile ve anahtarın emanet edildiği alt komşu ile uğraşılmış hep.

    18-) 2000 yılı itibarı ile, cinayetin işlendiği fulya bölgesinin gündüzleyin farklı, geceleyin farklı bir çehreye büründüğü bilinmektedir. bölgede hırsızlık, taciz ve cinayet suçları gayet de işleniyormuş. o dönem emniyetin kayıt altına aldığı suçlar, sistemde halen mevcut.

    leyla adalı, müberra yorgancıoğlu ve neslihan yargıcı'nın yakın akrabalarına bıçak zoru ile saldıran, tecavüze ve hırsızlığa yeltenen gözü dönmüş canilerin o muhitte olduğu biliniyor. hattâ postacı kılığına girerek, müberra yorgancıoğlu'na saldıran bıçaklı sapık tufan g'nin haberini internette ve gazete arşivlerinde bulabilirsiniz.

    19-) bölgede yalnız yaşayan kızları tespit edip, taciz eden ve saldıran başka sapıklar da varmış. yaşar doğu sokak civarında ikamet eden genç bir kızı düzenli olarak gözetleyen, takip eden ve evine girmeye çalışan sapık ve fetiş bir inşaat işçisinin varlığı kesin olarak biliniyor.

    bunun yanında aynı muhitte ikamet eden, başka bir genç kızın başına gelen başka bir hadise daha var. gene 2000 yılında, evde yalnızken kızın kapısı çalınıyor. genç kız, önceden alışkanlık edindiği üzere kapı deliğinden bakıp, zincirli vaziyette kapıyı aralıyor. o esnada, genç ve madde bağımlısı kılıklı bir erkeğin, deri montunun cebinden bıçak çıkardığını görüyor. hemen kapıyı kapatıp bağırmaya başlıyor. bunun üzerine paniğe kapılan saldırgan son sürat kaçıyor. canını ve iffetini güç bela kurtaran genç kız, bu şahsın kaçışını pencereden korku dolu gözlerle izliyor.

    öte yandan gene aynı dönemde o muhitte bulunan okulun yakınındaki parkta, kız talebelere bakıp kendini tatmin eden bir başka şüphelinin varlığı da biliniyor.

    benzer şekilde çağla cinayetinin işlendiği 5 haziran 2000 tarihinde, cinayetin işlendiği sokağın bir üstünde bulunan lüks sitenin bahçesine koşar adımlarla giren ve çömelip nefeslenen turuncu saçlı bir genç de, gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'na ihbar edilmişti.

    20-) son ihbarda adı geçen şahıslar, katiyyen alelade isimler değiller. cinayetin işlendiği 2000 yılı itibarıyla, çiğdem apartmanın hemen karşısında ve bir iki blok ötesinde ikamet eden tipler bunlar. cinayetin işlendiği tarih itibarıyla, 18 yaşından büyük olan suça meyilli genç erkekler. hele ilkay t adlı şahsın, çağla'nın katledildiği evin hemen karşısındaki apartmanda ve dairede oturuyor olması ve cinayetten sonra eskişehir'e taşınması ve orada vahşice katledilmesi bir tesadüf olmasa gerek.

    21-) cinayetin işlendiği çiğdem apartmanı, hem konum hem de mimari olarak enteresan bir yapıya sahip. bir defa bu apartman, kuryelerin bile bulmakta zorlandığı sote bir lokasyona sahip. birkaç farklı çıkışı olan, enteresan bir apartman. apartmandaki dairelerin kapı deliğinden baktığınız vakit, merdivenden inip çıkan kimseyi görme şansına sahip değilsiniz. konum olarak merdivenler tamamen kör bir noktada bulunuyor. dairelerin kapısı, merdivenleri görmüyor yani. ayrıca, apartmanı ilk olarak inşâ eden aile, en alt katta oturuyor. zamanla tüm apartmanın sahibi bu aileymiş. ancak yıllar içinde, ekonomik durumları bozuldukça tek tek tüm daireleri satmış ve elden çıkarmışlar. sonunda en alt kattaki daire ellerinde kalmış. işte bu en kattaki daire, aynı zamanda çift kapılı bir daire. bir kapı mehmetçik caddesine çıkıyor, diğer kapı nar çiçeği sokağa.

    22-) cinayetin işlendiği muhitin, 2000 yılı itibarıyla farklı bir popülasyonu olduğu bilinmektedir. o dönemde genç nüfus çok fazlaymış. bilhassa birçok genç erkek, tüm vaktini dışarıda geçiriyormuş. o zamanlar şimdiki gibi teknoloji, internet ve sosyal medya gelişmiş olmadığı için, bilhassa genç insanlar vaktini sokakta geçirirlermiş. atari salonu, kıraathane, internet kafe ve birahane gibi mekanlar hınca hınç dolarmış. bunun yanında o mahallede takılan, merdivenlerde oturan, futbol oynayan ve geleni geçeni dikiz eden çok sayıda genç erkek bulunuyormuş. bunların içinde serseri ve madde bağımlısı tipler de bulunuyormuş.

    23-) cinayetin işlendiği muhitin, şimdiki gibi bir görüntüsü yokmuş o dönemde. çok sayıda ağaçlık alan ve boş arsa varmış. buralarda takılan, mangal yapan, alkol ve uyuşturucu kullanan yahut arabası ile gelip ahlaksız eylemlerde bulunan tipler bulunuyormuş. çünkü bilhassa geceleyin buna elverişli, daha kırsal ve izbe bir ortam söz konusu durumdaymış.

    24-) o bölgede bulunan, çok sayıda gencin ve yaşı geçkin erkeğin takıldığı bir gecekondu da o muhitte bulunuyormuş. cinayetin işlendiği apartmana çok yakın olan bu gecekonduda, alkol ve uyuşturucu kullanıldığı söyleniyor. hava güzel olunca bahçesinde mangal partisi de tertiplenen ve yüksek sesle müzik dinlenen bu gecekondudan, çiğdem apartmanına uzanan patika bir yol da bulunuyormuş o dönem.

    25-) 1999 yılında meydana gelen gölcük ve düzce depremlerinden sonra, geçici olarak çıkarılan imar ve iskan iznine sekonder olarak bölgede inşaat sayısı çok artmış. bilhassa arsa malikleri, kat karşılığı usulü ile müteahhitler ile anlaşmışlar. bölgede çok sayıda yeni bina yapılmış. kaçınılmaz olarak yeni inşâ edilen bu binalarda çalışan işçi, usta ve tesisatçı sayısı çok artmış. bu işçilerin kim oldukları bilinmiyor. o yıllarda, sabıkasından dolayı iş bulamayan çok sayıda genç erkeğin, bu tarz inşaatlarda istihdam edildiği bilinmektedir. bu kişilerden biri veya birileri, maktuleyi görmüş ve takip etmişse, evde yalnız olduğunu anladıktan sonra saldırmış ve iğrenç emellerini ifâ etmek istemiş olabilir. muvaffak olamayınca da, çocuğu katletmiştir. kim bilir.

    26-) o muhitte, cinayetin işlendiği dönemde ince inşaat işlerinin de arttığı bilinmektedir. 1999 depremlerinden sonra çıkarılan geçici imar ve iskan iznine müteakip olarak bazı binalarda boya, badana, ısı yalıtımı çalışmaları hızlanmış. bu işlerde çalışan boyacı, sıvacı ve yalıtım ustalarının varlığı da bilinmektedir. hattâ cinayetin işlendiği çiğdem apartmanına yakın bir konumda olan ve iskelelerin kurulu olduğu binalar da bulunuyormuş.

    hattâ çağla'nın ailesi de, balkonu kapatmak ve salona dahil etmek için bir usta ile anlaşmışlar. adam, çırağı ile birlikte gelip ölçü almış iki kere. o esnada rahmetli çağla da evdeymiş. kaderin garip bir cilvesi olsa gerek, bu ustanın adının da nedim olduğunu söylüyor gülnur hanım.

    27-) söylenenlere göre rahmetli çağla, yürüyüş yapmayı seviyormuş. bilhassa havanın güzel olduğu zamanlarda, otobüs durağı ile ev arasındaki mesafeyi yürüyerek katedermiş. belki formunu korumak ve kilo almamak için böyle yapıyordu. ancak yürüdüğü parkurda, ister istemez mahallenin gençleri ve serserileri ile karşılaşıyordu. bu kişiler ile konuşup konuşmadığını kimse bilemez. ancak simâ olarak da olsa, tanıdığı insanlardı bunlar.. benzer şekilde çağla'nın yürüyüş parkurunda inşaat çalışmalarının yapıldığı binalar da bulunuyormuş.

    28-) çağla'nın öldürüldüğü daire, kot farkından dolayı yüksek bir konumda bulunuyor. öyle cinayeti işleyen birinin, balkondan veya pencereden atlayıp kaçması mümkün değil. bir binanın balkonundan, bir başka binanın balkonuna atlamak da mümkün değil.. birbirine çok yakın olan ve neredeyse blok denecek kadar bitişik apartmanlar var orada. ancak balkondan balkona ve pencereden pencereye atlayacak kadar bir yakınlık durumu mevzu bahis değil.

    29-) maktulenin ayakkabılarının, bulaşık makinesi önünde simetrik olarak durmasına takılan çok sayıda insan var. halbuki bu cinayetin tahkikat sürecinde büyük emekleri olan cinayet büro amiri mustafa bayram'a göre, bu botları oraya nizami şekilde bırakan da muhtemelen rahmetli çağla'nın ta kendisi.

    muhtemelen rahmetli çağla, yorgun argın vaziyette eve geldi. evin kapısını anahtarı ile açtı. anahtarını çantasına geri taktı, poşetini ve çantasını yere bıraktı. tam ayakkabılarını eline alıp, kapıyı kapatacağı esnada, katili veya katilleri ile karşılaştı.. aralarında bir konuşma geçti. bir-iki tuzak soru ile çağla'nın evde yalnız olduğunu anlayan katil veya katiller, o esnada bıçak ile maktuleyi tehdit edip içeri doğru ittirdiler. dış kapının hemen karşısındaki mutfağa doğru götürülen maktule, ayakkabılarını burada yere bırakmak zorunda kaldı. ardından dış kapıya doğru kaçmaya hamle yapsa da muvaffak olamadı ve bıçak zoru ile etkisiz hâle getirilip, en arka odaya sürüklendi. orada da, maalesef acı olay tahakkuk etti. emekli komiser ve cinayet büro amiri mustafa bayram'ın bu hipotezi gerçekten çok dikkat çekici.

    30-) bir diğer dikkat çeken detay ise, katil zanlısının ellerini ve suç aletini, oradaki hangar gibi banyoda değil de, mutfakta bulaşık deterjanı ile yıkamış olmasıdır. bu davranış modeli kimlerde daha çok görülür? inşaat sektöründe çalışan kişilerde ve avcılık ile iştigal eden kimselerde görülür. ağır işlerde çalışan bu insanlar, ellerinde meydana gelen bu inatçı lekeleri, bulaşık deterjanı kullanmak suretiyle ellerini çiteleyerek çıkarmaya çalışırlar.

    bunun dışında katil zanlısının, hangar gibi banyo ve o kadar sabun varken, perdesi açık pencereden komşular tarafından görülme pahasına, ellerini mutfakta bulaşık deterjanı ile yıkaması, eve yabancı olduğuna ve banyonun yerini bilmediğine delalet etmektedir.

    sonuç olarak şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. umarım bu çocuğu, hayatının bağrında yaşamdan koparan katil veya katiller, tez zamanda tespit edilip, en ağır cezaya çarptırılırlar. umarım 14 yaşındaki bir çocuğu canavarca katletmenin, onu hayallerinden, ailesinden ve arkadaşlarından koparmanın bedelini öderler. bir çocuğu öldürüp, ailesini de yaşayan mevtaya çevirmenin bedeli bu kadar hafif olmamalı.
  • (bkz: #163860206)
    sosyal medya öyle bir foseptik çukuru ki kimseye ait net delil yokken herkesin suçlu olabileceği ihtimallerinin konuşulmasından rahatsız olup alenen y. isimli şahsın tek başına hedef gösterildiği, diğer şüpheleri dile getirenlere ise ipe sapa gelmez iftirası atılan cinayettir.

    y.. isimli şahıs da tüm şüphelerle incelenmeli ancak defalarca yazdığımız ve tek bir açıklama getirilmeyen diğer şüpheler de değerlendirilmeli. bundan neden ısrarla bu kadar rahatsızlık duyuldu? cinayette aile sorgulanan ilk faili meçhul mu? niye özellikle bu başlık?

    fulyada bir lise öğrencisinin kendi evinde öldürülmesine kennedy suikastının örnek verilmesi manipülasyonda kaçıncı derece ? şey mi denmek istendi acaba bakın o bile örtbas edilebildi bu da pek ala çok güzel edilmiştir mi?

    hele bir de çağlanın yabancı biri tarafından öldürülmesine izmir'de parkta geçen bir cinayetin örnek verilmesi lehe mi aleyhe mi anlamak güç . o cinayet neden faili meçhul kalmadı acaba ? yabancı ve olayı gizleyen tanıdık olmadığı için olabilir mi?

    çağlanın güzel olması sürekli vurgulanıyor. bence güzel olması aile içi cinsel istismar için değil , ailenin çocuğunu kısıtlaması için bir sebepti. bir sürü komşu bunu dile getirdi. hatta abi telefonla her gün aradığını kendisi de söyledi.erkek arkadaşını tehdit ettiğini de abisi kendi ağzıyla söyledi . bunun nesi iftira?

    penetrasyon bulgusu olmaması katilin tecavüz niyeti taşımadığına olay yerinin sonradan düzenlendiğine en net kanıttır. o kız hangi öfkenin kurbanı oldu ise en kolay düzenek tecavüz süsü vermek olmuş. ortamda ne yabancı dna var ne de sperm ne de penetrasyon bulgusu . kim inanır buna ? gerçekten bu şüpheleri sormayalım mı?

    epstein örneği bir şaka olsun lütfen. sence o örgütlü pedofili girişiminde sapık amacına ulaşmadan bırakır mıydı? kaldı ki bahsettiğin pedofili olsa penetrasyon sperm vs başka bulgu da olurdu. bunların olmamasını ensest ( ben de ensest olduğunu hiç bir zaman düşünmedim) olamaz bakın penetrasyon yok diye savunup, pedofili sapık lehine yazman da kaçıncı seviye taraflılık ?

    şu yazdığın mesela :

    --- spoiler ---

    yani gerçekten merak ediyorum. bu kadar yalanı ve hurafeyi nereden duydunuz? gözünüz ile görmeden, kulağınız ile duymadan ve o ortamda bulunmadan nasıl inanıyorsunuz duyduğunuz her şeye? bu kadar kolay şekilde, masumiyet karinesini ihlal etmeyi ve hiç tanımadığınız insanlara, şeytanın bile aklına gelmeyecek tarzda iğrenç iftiralar atmayı nasıl başarıyorsunuz?
    --- spoiler ---

    ben de merak ediyorum hangi yazdığım yalan . direkt suçlu aile demiyorum. dosyada eksikler ve ihmaller olmuş bunlara bakılmalı deniyor. bunu en çok kızın kendi ailesi ister bence.abisi her şey konuşulsun ki kardeşinin katili bulunsun istemez mi ? en çok o ister. basına sızan dava dosyası örnekleri dışında hiç bir dedikoduyu yazmadım. aksine sen ısrarla civardan bazı isimlere şüpheyi çekerken hangi yalan ve hurafeye göre hareket ediyorsun? masumiyet karinesi herkese değil mi senin kafanda o zaman? daha dün o iğrenç iftirayı sen başka bir isim için gündeme getirdin demezler mi? bana sorarsan bahsettiğin isim için de şüphelenmekte haklısın ve incelenmeli. ancak diğer şüpheliler de incelenmeli.kusura bakmayın baştan sona fiyasko ve çelişki dolu bu dosyada herkes şüpheli.

    --- spoiler ---

    yani burası ortadoğu coğrafyası. maalesef bu ülkede genç ve güzel bir kadın olmak bile, öldürülmek veya tecavüze uğramak için tek başına yeterli bir sebep teşkil ediyor.
    --- spoiler ---

    çağla bir kadın değil çocuktu. evet maalesef öyle bir coğrafya burası. ben de bu coğrafyada büyümüş bir kadın olarak biliyorum ki genç ve güzel bir kadın olmanın en büyük tehlikesi kendi ailendeki erkeklerdir. atayım mı kızını kardeşini kıskanıp , erkek arkadaşı var diye vs öldüren erkek haberlerini? hani diğer konularda haber örneği koyup epstein örneği , kennedy örneği verecek kadar uçmayıp kendi coğrafyamızdan yüzlerce haber atayım mı? bu hiç bir şeyi kanıtlamaz demek istiyorum. suçlamıyorum.
    tekrar tekrar maddelemiş ben de tek tek üşenmeden yazayım .
    --- spoiler ---

    1-) maktulenin naaşı üzerinde yapılan otopside, hiçbir penetrasyon bulgusuna rastlanmamış. yani bir çocuk için, bunu söylemek çok acı. ama yapılan otopside maktulenin tamamen bakire olduğu tespit edilmiş. tecavüz, ensest falan gibi iğrenç iddialar, otomatik olarak ekarte olmuş oluyor yani.
    --- spoiler ---
    yukarıda da yazdım . penetrasyon olmaması olay yerinin düzenlenip tecavüz süsü verilmek istenmesi sebebiyledir. anne de daha apartmanın kapısına gelince kimse bir şey demeden tecavüz mü edilmiş demişti.

    --- spoiler ---

    2-) maktulenin naaşında sadece 3 adet kesici ve delici alet yarası var. ilk iki yara, bildiğiniz tehdit yarası. katil zanlısının, suç aletini maktulenin boğazına ve boynuna dayayıp onu tehdit etmesinin neticesinde oluşmuş bu iki yara. bu yaralardan biri arkada, diğeri ise önde bulunuyor. arkadaki yara, ilk yara muhtemelen. maktuleyi, içerideki odaya sürüklemek için suç aletini dayamış katil. ikinci yara ise katil zanlısının, maktulenin boğazına suç aletini dayaması neticesinde oluşmuş. üçüncü yara ise ilk iki yaradan tamamen bağımsız bir şekilde, boğazlama eylemi neticesinde meydana gelmiş.
    --- spoiler ---

    bu yaralardan ilkinin arkadan olan olduğunu adli tabipler açıkladı.ikinci yaranın kazara olmuş olduğu yine aynı kişiler tarafından konuşuldu. orada bir kavga öfke anı vardı ve çağlanın tanıdığı yüzünü bildiği biriydi. çağlayla öncesinde tartıştığını da apartman komşusu duydu. öldürüleceğine ihtimal vermedi. belki her zamanki kavgalardan biri gibi düşündü artık katil her kimse. katilin tecavüz isteği olmadığını biliyoruz . kızın pedini düzgünce kenara katlayıp koyan bir sapık katile inanmıyorum. çağla neden o odaya götürüldü acaba ? bilgisayarda görülen bir şey mi sorulacaktı ? o gün polis bilgisayarı incelese bambaşka olurdu belki de. bu şekilde yürütülen süreçte kim nasıl tamamen aklanıyor?

    --- spoiler ---

    3-) maktulenin tüm kanı, zaten yatağa akmış durumda. duvara doğru fışkıran ve yarım ay şeklinde olan kan lekesi, müstakilen ölüm olayına neden olan yaranın yatakta açıldığını, tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ispat ediyor. ayrıca öndeki tehdit yarası da, maktulenin bir şeye icbar edildiğini gösteriyor. kuvvetle muhtemel öndeki tehdit yarası cinsel saldırı girişimi için açılan bir tehdit yarası idi. bu yara aynı zamanda, katil zanlısının pis emellerine ulaşamayınca cinayeti işlediğini, net bir şekilde kanıtlıyor.
    --- spoiler ---
    bunu açıklamaya gerek var mı bilmiyorum. gerçekten şu yorumu yapmak için inanılmaz taraflı olmak gerek. o yara boğuşma sırasında oldu. amacı tecavüz olan , tecavüz için boyun kesen sapık katil kıza dokunmayacak öyle mi? :) ona tecavüz süsü verilmiş diyoruz. hem de pedi bile kenara katlanarak. sizce bir ölüye iç güdüsel olarak bunu kim yapar? sadece soru ...

    --- spoiler ---

    4-) 2000 yılı şartlarını bir hayal edin. ne şimdiki gibi teknoloji var, ne sosyal medya var, ne de internet bu kadar yaygın ve gelişmiş durumda. müge anlı ile tatlı sert gibi programların esamesi bile yok ortada. kimse polisin ve adli tıbbın çalışma yöntemlerini bilmiyor o dönem. dolayısı ile çağla tuğaltay cinayeti gibi minimum delil içeren ve kusursuza yakın bir cinayet işlemek, 2000 yılının şartlarında gerçekten çok ama çok zor. sıradan ve tecrübesiz birinin anlık dürtüler ve öfke nöbeti ile bu cinayeti işlediğini düşünmek bile abes ile iştigal bir durumdur.
    --- spoiler ---

    o dönem teknoloji olsa kamera kayıtları, kamuoyu baskısıyla aynı gün içerdeydi o katil . kusursuz cinayete bak. içerde at koşturulmuş.ben sana söyleyeyim katil kendisini zeki sanan aptalın teki . olay yeri düzeneğine de insanları inandırabileceğini sanıyor. ama çok aptal ve korkak . içerde tüm delilleri baba ( düşün kızın kesik boynuna bile dokunmuş) yok ediyor. baba şokta ve istemeden buzdolabına , her dolaba , kapılara , lambalara , katilin elini yıkadığı musluğa , kızın kıyafetlerine ... hepsine dokunuyor. hem de içeride polisler varken. bu mu kusursuz cinayet? abi o sırada belki şoktan hatırlayamayıp olamayacak bir sürede ordudan geldim diyor polis tamam deyip ifade almıyor. bu mu kusursuz ? abinin otobüsün camını eliyle kırdığına bu sebeple elinin kesildiğine inandın mı sen ? polis niyeyse inanmış almamış ifade ...bak bu doğruysa bile teyidi şart bir bilgidir.bunj beyanla kabul edemezsin!!! daha böyle yığınla şüpheli durum duruyor . sen bence kusursuzun tanımına bak. katil de belli ki korunan biri . bu aptallık ve korkaklıkla zaten ilk gün yakalanırdı.
    --- spoiler ---

    5-) bıçak vasfına sahip kesici ve delici bir alet ile, bu kadar kısa sürede bu kadar profesyonelce bir cinayet işlemek gerçekten ciddi manada el aşinalığı ve tecrübe sahibi olmayı farz kılmaktadır. anatomik olarak boyun aort damarını tek hamlede kesmek, hem çok iyi bıçak kullanmayı hem de daha önce bu işlemi tecrübe etmiş olmayı zaruri kılmaktadır. en kötü ihtimalle katil zanlısının, cinayetten önce celepçilik veya kasaplık gibi meslekler ile iştigal ettiği ve bu işi hayvanlar üzerinde tecrübe ettiği hususu, tartışmaya mahal vermeyecek bir hakikattir.
    --- spoiler ---
    tabi boyun kesen tüm katiller kasaptır inandık ikna olduk.. bak yukarıdaki entryde senin meyve bıçaklarının kılıç gibi olduğu bir öfke anında katil ettiğini yazan entry duruyor. annesinin boynunu tamamen kesip koparan var , onu geçtim yığınla cinayet örneği var boyun kesip öldüren. hiç biri kasap değil . olmadı bu konu tartışmaya kapalı.

    --- spoiler ---

    6-) maktulenin babasının, nişastaşı gibi nezih bir semtte iki adet dükkan işlettiği ve çoğu zaman dükkanların hasılatını eve getirdiği bilinmektedir. 2000 ve 2001 yılları ekonomik kriz yılları idi. dolayısı ile yüklü miktarda nakit para, her hırsızın ve serserinin iştahını kabartan bir mıknatıs gibidir. bu parayı çalmak için yedek anahtar yahut maymuncuk gibi bir nesne vasıtasıyla eve girilmiş ve paranın saklandığı zula yerleri aranırken, bir anda evin kızı çıkıp gelmiş olabilir. ya da evi boş sanıp girmişler ve evde maktule ile karşılaşmış olabilirler. sonradan konuşmasın ve şikayetçi olmasın diye oracıkta öldürmüşlerdir çocuğu. belki o esnada niyeti de bozup, çocuğa fenalık da yapmak istemişler ancak malum nedenlerden ötürü muvaffak olmamışlardır. kim bilir.
    --- spoiler ---
    bu durumda anne de işbirlikçi özellikle o saatte evde olmamayı ayarladı gibi bir ithamda mı bulunuyorsunuz? annenin rutinde evde olduğu saatler . kendi bile randevunun aksayacağını bilmiyor. o eve hırsızlık için girecek kişi bunu göze alır mı ? o kadar çok kişi girse çağla onlarla muhabbet mi eder ? normal mi tartışır? alt kat komşu sadece eve çağla girdi ve evde tartıştılar diyor. babası yine abisidir diyor. sürekli tartışıyorlarmış yani. öyle kalabalık yabancı grup işi de olmadı. tartışmaya kapalı .

    --- spoiler ---

    7-) yapılan otopside ayrıca maktulenin vücudunda saçtan çekme, darp, fiziksel hasar izine rastlanmamış. üç adet yara tespit edilmiş. ölüme neden olan yara, son derece profesyonelce açılmış. bu durum, katilin daha önceden bu işi tecrübe etmiş biri olduğuna, ilk ve son cinayeti olmadığına delalet etmektedir.
    --- spoiler ---

    bunu yukarıda açıkladım. darp vs olmaması da tanıdık biri olduğunu ilk etapta öldürüleceğine ihtimal vermediği için normal tartıştığını , bıçak boğaza dayanınca o boğuşmayla ilk yaraların olduğunu ( annenin deyimiyle polisler kendisine kazara demiş hatırladın mı?) düşündürüyor . meyve bıçağıyla katil olunuyor demiştin sen ? nasıl şimdi tecrübe girdi araya ?
    --- spoiler ---

    8-) katilin solak olduğu bilgisi ise kesin değildir. yapılan kapsamlı analizlere ve tetkiklere göre, katil eğer cinayet anında maktulenin önünde ise solak, arkasında ise sağlaktır. eğer bu cinayeti işleyen bir değil iki kişi ise, ölüme neden olan yarayı açan kişinin, maktulenin arkasında olması çok daha kuvvetli bir ihtimaldir. muhtemelen kullandıkları alkolün veya uyuşturucunun tesiri ile sırayla kıza fenalık yapmak istediler. ancak çalan telefonlar, apartmandan gelen sesler ve kızın o gün muayyen gününde olmasından dolayı, pis emellerine ulaşamayıp küçük kızı oracıkta katlettiler. maktule, katili veya katillerini simâ olarak da olsa tanıdığı için, konuşmaması, bağırmaması ve şikayetçi olmaması için öldürdüler muhtemelen. tamamen yabancı biri olsa, bir de cinayet gibi bir belayı başına sarmamak için, muhtemelen öldürmek yerine maktuleyi etkisiz hâle getirmeyi tercih ederdi. tıpkı kasklı sapık gibi.
    --- spoiler ---

    şimdi de adli tıpın en önemli verilerinden biri olan katilin solak olduğu bilgisini çürütmek için 2 kişi olduklarını mı kabul edeceğiz ? katil solaktı . evinden başlayıp tüm çevredeki solakların o sırada nerede olduğu beyanla değil net veriyle ortaya konmalı .

    --- spoiler ---

    9-) olay mahallinde, 9 adet parmak izi tespit edilmiştir. bu parmak izi kalıntıları, maktulenin sülalesinden veya o apartmanda ikamet eden kişilerden kimse ile uyuşmamıştır. tabii bu demek değil ki, bu parmak izi doneleri, 9 farklı kişiye ait. hayır alakası yok. bir insanın, 10 adet parmağa sahip olduğu düşünülürse, bu 9 adet parmak izi, bir kişiye de ait olabilir. iki veya üç kişiye de. yüzeyden yüzeye değişmek ile beraber parmak izi, 48 ila 72 saat içinde spontane olarak kaybolan bir done olduğuna göre, cinayet anında veya cinayetten kısa bir süre önce o evde aileden ve apartmandan olmayan birilerinin mevcut olması hayli yüksek bir ihtimaldir. gülnur hanım, cinayetten önce teknik servis, tamirci, kurye galan gibi hiçbir yabancı insanın eve girmediğini söylemişti. bu durumda, evde bulunan bu parmak izi örnekleri çok daha fazla oranda ehemmiyet arz ediyor. daha da ilginci, bu parmak izi kalıntılarının sahibi veya sahipleri, arasan geçen çeyrek asırlık süreye rağmen hiçbir şekilde ehliyet, pasaport ve yeni nesil nüfus cüzdanı almamışlar.
    --- spoiler ---

    size olay anını tekrar anlatayım. kapıda karakol polisleri. komşu çağlayı bulunca tüm apartman eve doluşmuş . baba gelince ( arandıktan 1 saat sonra geliyor ) apartman ışıkları , yerde sürünüp emekleyerek merdiven çıkma , kızının kıyafetlerini örtme açma , kızının ölü olduğu kesinken ve içeride polisler varken boğazındaki kesiğe dokunma , evin tüm kapı dolap kapaklarını açıp katil arama (?), katilin el yıkadığı musluğa dokunma vs yapıyor.suçlamıyorum kendi beyanlarını ve net sonucu yazıyorum. olay yeri yönetilememiş . aynı yerde ilk gelen polisler de eldivensiz ?? hatta masanın üzerinde içilmiş sigaranın bile dna örneği ilk etapta alınmıyor . yıllar sonra gelen ekip yolluyor. bu ortamdan bahsediyoruz yani . yabancı parmak izi çıkmasa mucize olurdu . şunu dünyada ders diye okutursun.
    --- spoiler ---

    10-) maktulenin ailesi, katilin bulunması için çeyrek asırdır canını dişine takmış durumda. ben bizzat medyadan şahidim bu mukaddes çabaya. gülnur hanım'ın çıkmadığı program, başvurmadığı televizyon ve gazete kalmadı. hattâ 2005 yılında, cinayeti araştıran polis ekibini dava etti..

    "aradan 5 sene geçti ama kızımın katili ortada yok. bu ekip çalışmıyor mu, niye böyle ağır ilerliyor bu süreç " diyerek. anne gülnur hanım, olağanüstü bir çaba ile savaş ay, yasemin bozkurt ve uğur dündar başta olmak üzere, herkese ulaştı. birçok programa çıktı. filmlere konu olacak bir çaba sarf etti. müge anlı'nın programına da kendi isteği ile çıktı. ancak program, amacından sapıp deli saçması bir hâl alınca ve dedikodu yayınına dönüşünce, hukuki olarak gıyabında yayın durdurma kararı aldırdı.
    --- spoiler ---

    gülnur hanıma baş sağlığı diliyorum. hangi ihtimal gerçek olursa olsun en kötü tecrübeyi o yaşadı. hayatı aşırı zor . bu konudaki yoruma yönelik yazıyorum bu yorumu. senin mantığında müge anlıya çıkıp günlerce ağlayıp , katili bulun diye gündem yapıp katil kendileri çıkan kişiler aslında masum? bak yıllarca sabah akşam programa düzenli katılıp ağlayan var . insan böyle bir şey değil . dedikodu yayınına dönüşmedi. sorulan her soru gerçekten şüpheli durumlardı. önce onlar açıklanacak ki cinayet çözülsün.
    --- spoiler ---

    11-) maktulenin ağabeyi ilker bey'in olay esnasında nerede olduğu ve ne yaptığı polis ve savcılık tarafından hem teknik takip, hem de yerinde tahkikat ile tespit edilmiştir. polis için ağabey ilker bey'in şüpheli listesinde adı yok. çünkü ağabey, sadece teknik takip ile değil, aynı zamanda olay mahallinde bulunan ve iki yabancı erkeğe ait olan dna donelerine göre de kesin olarak aklanmıştır. 2017 yılında kendi şahsi iradesi ve arzusu ile adli makamlara başvurarak, kan örneklerini vermiş ve bir defa daha aklanmıştır.
    --- spoiler ---
    ilker bey :) olay sırasında nerde olduğu ve ne yaptığı ispatlı bir şahıs değildir. suçlu demiyorum doğruyu yazıyorum sadece. ilkerin dosyada ilk aşamada ifadesi bile alınmamış neyi iddia ediyorsunuz yahu? ordudayım demiş bitmiş. otobüs firma ismi yok , hts kaydı yok, süre uymuyor , senaryo gerçekçi değil, tek şahit yok. nasıl ispatlı? ispatı gösterin biz de bilelim . başka konularda şüpheli yazabiliyorken niye konu ilker olunca bir anda kimsenin bilmediği belgeleri biliyor gibisiniz? nedir ispat ? hts yok . ilker kendi ağzıyla söyledi serap paközde . bence otobüs ismini hatırlasın zira biz o sürede ordudan ışınlanarak geldiğine inanırız otobüsün ama cam kırılıp sinir krizi geçiren yolcuyu tek bir yolcu hatırlamıyor. bir de hangi eli kesilmişti?
    kan örneği verme durumu da serap paközde ısrarla gündeme gelmişti. durduk yere gidilmedi.

    --- spoiler ---

    12-) bu cinayetin zaman aşımı engelini aşmasını ve 10 sene ek süre kazanmasını sağlayan çağla'nın ailesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'dur. başka kimse değil. ailenin, insanüstü çabaları ve mustafa bey ile işbirliği olmasaydı, bu cinayet 5 haziran 2020 tarihinde çoktan tozlu raflara kaldırılmış ve dosya kapanmıştı. ancak anne gülnur hanım, hem mustafa bey ile işbirliği yaparak hem de müge anlı başta olmak üzere çıkmadık program bırakmayarak, bu cinayetin 10 sene daha ek süre kazanmasını sağladı. bu insanların bu cinayet ile alakalı bir çekincesi yahut mahsuru olsa, zaman aşımı engelinin aşılması için ne diye bu kadar çaba sarf etsinler?
    --- spoiler ---
    zaman aşımının bitmesine 1 haftadan az zaman kala imza kampanyası düzenlendi. evdeki hesap çarşıya uyar mı? ısrarla katil sanki ben katilim der gibi bir argümandasın. diyelim iddia olarak sen dile getirdiğin için söylüyorum. katil abi ve anne örtbas etti diyelim sence nasıl davranırlar ? programa başvurma , katili arama çoğu katilde var. kaldı ki planlı değil kaza sonucu olmuş bir ölümse bu fikir anneyi oyalıyor bile olabilir. işte sana sadece bir ihtimal . zaman aşımı için müge anlı mecliste gündem oluşturdu. milletvekilleri ile yapılan görüşmeler ve kamuoyuyla beklenmeyen oldu ve zaman aşımı uzatıldı. bunu hesap etmek baya zordu belki de ?

    --- spoiler ---

    13-) aynı yıllarda işlenen yasemin durgun, gizem sel, damla çelik ve nigar kevser şahin gibi faili meçhul çocuk cinayetlerinde, maktullerin aileleri hiçbir şekilde veri paylaşımı yapmadılar. tecavüze uğrayarak katledilen kız çocuklarının, naaşlarına sahip çıkmadılar. sanki bu korkunç sonu, kendileri tercih etmiş gibi, onların ölü bedenlerinden bile utandılar.

    "polis ve savcılık katilleri buluyorsa bulsun, yoksa biz allah'a havale ediyoruz" dediler. kendilerine yardımcı olmaya çalışan hiçbir gazeteci ve dedektif ile veri paylaşımı yapmadılar. namus histerisi ile hareket ederek, kızlarının ölüsü ile adlarının anılmasını ve fotoğraflarının medyada yer almasını bile istemediler. utandılar. ancak çağla'nın ve münevver'in aileleri başka. onlar, kız evlatlarının naaşından utanmadılar. sonuna kadar mücadele ettiler, veri paylaşımı yaptılar ve hâlâ mücadelelerini sürdürüyorlar. bugün bizler bu cinayet hakkında malumata sahipsek ve fikir yürüyebiliyorsak, bu durum çağla'nın ailesi ve gazeteci yazar mustafa şekeroğlu sayesindedir. onlar kamuoyu ile veri paylaşımı yapmasaydı, nereden bilecektik bu detayları?
    --- spoiler ---
    kendi evinde , tanıdığı biri tarafından canice başı kesilerek öldürülen kız çocuğunu aradıkları için , kızlarının katilini aramayan aileleri örnek gösterip ne tip bir argüman sundum ve takdir bekledin anlayamadım. doğurup camii avlusuna bırakan da var ama yapmadılar gibi saçma bir şey .

    --- spoiler ---

    14-) maktulenin ağabeyi ve babasının, bu cinayetin çözüme kavuşması ve faillerin hakkettiği cezayı almaları için perde arkasından var güçleri ile mücadele ettikleri bilinmektedir. yani bizler, medya önünde hep anneyi görüyoruz ancak perde arkasında baba ve ağabey de büyük çaba sarf ediyorlar. hem sosyal medyada, hem gerçek hayatta ağabey ve babanın muazzam emekler harcadığını herkes biliyor. annenin diksiyonu ve kendini ifade tarzı daha muntazam olduğu için anneyi hep medya önünde görüyoruz. anne gülnur hanım, daha çok ailenin sözcüsü gibi.
    --- spoiler ---
    nerden bilinmektedir mesela ? nerden biliyorsunuz yazsanıza ? olayı ilk tv'ye çıktığı andan itibaren takip ediyorum. dobra dobra dahil yığınla çelişkili ifade vardı. bunun sebebi diksiyon değil.bak türkçeyi zor konuşan, okuma yazma bilmeyen teyzeler programlarda kızlarını, katilleri vs arıyor. kimsenin umurunda değil diksiyon. bu konuda sürekli birbirleriyle çelişmeleri de tek kişinin sözcü olmasına sebep mi oldu demek istediniz yani? bakın bu çelişkilerin sebebi katil olmaları yazmadık. bu çelişkilerin bir sebebi var açıklanmalı ki çözülsün deniyor. yukarıda entryde ben de sadece medyadan takip ettim , tanımıyorum ,orada yaşamadım dediniz. peki ben her programı izlemiş , mustafa şekeroğlunun sonradan kaldırdığı yayın ve belgeler dahil hepsine bakmış biri olarak soruyorum. abi ve babanın geri plandaki çabasını siz nerden biliyorsunuz? bu muazzam kelimesi alelade seçilmedi herhalde ?

    --- spoiler ---

    15-) ayrıca maktulenin ağabeyi ve babasının şiddet geçmişi bulunmuyor. bu insanların sabıkası bulunmuyor. muhtemelen trafik cezaları bile yoktur. halbuki bu cinayeti yorumlayan ve analiz eden çok sayıda emekli komiser ve dedektif, bu cinayeti işleyen kişinin tecrübeli, soğuk kanlı ve gözü kara olduğu hususunda hemfikir durumdalar. çağla'yı öldüren katilin, ilk ve son cinayeti olmadığını ve son derece sosyopatik ve psikopatik özellikler gösterdiği hususunun altını çiziyorlar.
    --- spoiler ---

    siz çağlanın katilini aramayı bırakalı çok oldu.siz katil aile değil kısmındasınız. neden ? yine abi ve baba şüpheliymiş gibi onların üzerinden yazmışsınız ben de o iddia için konuşayım:) abinin öfke kontrol problemini tüm apartman anlatıyor. sürekli çağlaya karıştığını, evde sürekli tartışma olduğunu anlatıyor.komşu canlı yayına bağlanıp annenin kendisine olaydan yaklaşık 1 ay önce bu çocuklar beni öldürecek diyerek ağladığını söyledi. bu mu şiddet meyili olmayan kişi? ilk ve son cinayeti olmadığı kısmında net bir görüş bildirilmedi. bu zaten aşırı saçma bir tespit olur . bilimsel bir gerçeklik de değil. her katilin ilk cinayetinde bu durumda şüpheli olmaktan otomatik elenmesi gerekir.nasılsa ilk cinayeti ve bu kişi daha önce cinayet işlemediği için şüpheli değil. nasıl bir paradox ama ... bunun neyini konuşuyoruz ? katilin öfke anında yapmış olabileceğini , yüzünü çağlanın mutlaka tanıdığını konuştu hep uzmanlar serap paközde hatırladın mı? üzgünüm cem garipoğlunun da harika bir sicili vardı. trafik cezası cinayet için bir eleme metodu değil .

    --- spoiler ---

    16-) cinayetin işlendiği çiğdem apartmanı, cinayetin işlendiği tarih itibariyle 13 daireli bir bina olup, bu aparatmanda çok sayıda insan ikamet etmektedir. apartman hem kalabalık, hem de gelen giden misafiri çok. herkesin herkes ile samimiyeti yok. sadece iki-üç dairede oturan insanlar arasında akrabalık bağına sekonder olarak gelişmiş bir samimiyet durumu söz konusu. geri kalan dairelerde ikamet eden insanlar hakkında pek bir malumat yok. ismen bilinen ama kimsenin pek samimiyetinin olmadığı, işten eve gidip gelen insanlar bunlar.

    yani demem o ki, cinayetin işlendiği gün, o apartmanda bulunan 13 daireden birine gelen bir misafir, kurye, teknik servis veya tamirci gibi dışarıdan gelen birinin olup olmadığını da kimse bilmiyor.
    --- spoiler ---

    şimdi eğer şüpheli abiyse katil olamaz çünkü bu kişi tecrübeli biri , ilk ve son cinayeti değil vs vs altı boş argümanları konuşurken , şüpheli apartmanda oturanlar olunca hepsi olabilir oldu... teknik servis , tamirci çağlayla içerde muhabbet edip normal bir tartışmaya girmez. çağla imdat diye bağırır. ya da bu yabancı kişi annenin evde olmadığına emin olamaz. tutmadı bu da değil .

    --- spoiler ---

    17-) cinayetin işlendiği apartmana çok yakın olan, birçok blok apartman bulunuyor o bölgede. çağla'nın hunharca katledildiği çiğdem apartmanına çok ama çok yakın olan apartmanlar mevcut. neredeyse blok apartman denecek kadar yakınlar birbirine. bu apartmanlarda ikamet eden insanları da hesaba katarsanız, bir anda şüpheli sayısının logaritmik bir hızla arttığını görürsünüz. çünkü polis ve savcılık, seneler boyunca sadece tek bir apartmana ve iki daire üzerine yoğunlaşmış. ancak çiğdem apartmanına çok yakın olan diğer apartmanlara hiç dikkat edilmemiş. orada kimler ikamet ediyor, olay mahallinde neredelermiş, maktuleyi tanıyıp tanımadıkları falan katiyyen bilinmiyor. dna eşleştirmesi, teknik takip falan hiçbir şey yapılmamış. tek bir apartman, aile ve anahtarın emanet edildiği alt komşu ile uğraşılmış hep.
    --- spoiler ---

    evet insanlar da bu eksik araştırmaları eleştirip , kendi şüphelerini yazdı. bak burda ne diyorsun dosyada var , koskaca savcılık ve polis teşkilatı sana mı ispatlayacaktı hani ? (bkz: #163784713) nasıl eminsin bakılmadığına ? ne hikmetse senin şüpheler sadece söz konusu aile ise ortadan kalkıyor. bak civara bakılsa abinin o dönem kiraladığı ev bulunacaktı. neden kiraladı sence 18 yaşında bir çocuk ? bunu mesela neden sorgulamadılar ? bu katil abi demek değil ama böyle bir dosyada ihmal edilecek bir bilgi de değil.

    --- spoiler ---

    18-) 2000 yılı itibarı ile, cinayetin işlendiği fulya bölgesinin gündüzleyin farklı, geceleyin farklı bir çehreye büründüğü bilinmektedir. bölgede hırsızlık, taciz ve cinayet suçları gayet de işleniyormuş. o dönem emniyetin kayıt altına aldığı suçlar, sistemde halen mevcut.

    leyla adalı, müberra yorgancıoğlu ve neslihan yargıcı'nın yakın akrabalarına bıçak zoru ile saldıran, tecavüze ve hırsızlığa yeltenen gözü dönmüş canilerin o muhitte olduğu biliniyor. hattâ postacı kılığına girerek, müberra yorgancıoğlu'na saldıran bıçaklı sapık tufan g'nin haberini internette ve gazete arşivlerinde bulabilirsiniz.

    --- spoiler ---

    o dönem emniyette kayıtlı kişilerle ilgili veri yok ? benzer cinayet yok. hala tecavüz ve hırsızlık demek kaçıncı seviye konu çarpıtma acaba ? hırsızlığın h si yok olayda nereden çıktı? tecavüz yok hatta olay yeri hedef şaşsın diye tecavüz süsü verilerek düzenlenmiş ama tutmuyor. bunu bilgili polis ve adli tabipler söylüyor. niye sendeki bu ısrar ?

    --- spoiler ---

    19-) bölgede yalnız yaşayan kızları tespit edip, taciz eden ve saldıran başka sapıklar da varmış. yaşar doğu sokak civarında ikamet eden genç bir kızı düzenli olarak gözetleyen, takip eden ve evine girmeye çalışan sapık ve fetiş bir inşaat işçisinin varlığı kesin olarak biliniyor.

    bunun yanında aynı muhitte ikamet eden, başka bir genç kızın başına gelen başka bir hadise daha var. gene 2000 yılında, evde yalnızken kızın kapısı çalınıyor. genç kız, önceden alışkanlık edindiği üzere kapı deliğinden bakıp, zincirli vaziyette kapıyı aralıyor. o esnada, genç ve madde bağımlısı kılıklı bir erkeğin, deri montunun cebinden bıçak çıkardığını görüyor. hemen kapıyı kapatıp bağırmaya başlıyor. bunun üzerine paniğe kapılan saldırgan son sürat kaçıyor. canını ve iffetini güç bela kurtaran genç kız, bu şahsın kaçışını pencereden korku dolu gözlerle izliyor.

    öte yandan gene aynı dönemde o muhitte bulunan okulun yakınındaki parkta, kız talebelere bakıp kendini tatmin eden bir başka şüphelinin varlığı da biliniyor.

    benzer şekilde çağla cinayetinin işlendiği 5 haziran 2000 tarihinde, cinayetin işlendiği sokağın bir üstünde bulunan lüks sitenin bahçesine koşar adımlarla giren ve çömelip nefeslenen turuncu saçlı bir genç de, gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'na ihbar edilmişti.
    --- spoiler ---

    istanbul'da doğup büyümüş bir kadın olarak yazıyorum hayatının bir döneminde sapık birinin tacizine uğramamış , takip edilmemiş biri var mı? bakıp tatmin eden kişiler hala var . burdan nereye vardık? dosya tecavüz değil . hani sen yazmıştın böyle alelade sapığın işi olamazdı bu iş ? hani çağla mutlaka yüzünü tanıyordu ve o yüzden açıldı kapı. hani alt komşu konuşmaları , tartışmaları duydu ? bak katille ilgili kesin bilgiler neler ? katili çağla tanıyordu , katil solaktı ( bıçak kullanma , kesinin yönü, olay yerinde cifi kullanma şekli, başka donelerle birleşti ve adli tıp söyledi) bu bilgileri bildiğin halde neden bu manipülasyon artık söyle rahatla bence ?
    sapık inşaat işçisi neden olamaz yukarıda yazdım ama diyelim o , ortamda mutlaka sperm bulunurdu. ama varsa bağlanın tanıdığı içerde tartışacağı , solak bir inşaat işçisi onu da ihbar edin. ama mustafa şekeroğluna değil polise bildirin olur mu?

    --- spoiler ---

    20-) son ihbarda adı geçen şahıslar, katiyyen alelade isimler değiller. cinayetin işlendiği 2000 yılı itibarıyla, çiğdem apartmanın hemen karşısında ve bir iki blok ötesinde ikamet eden tipler bunlar. cinayetin işlendiği tarih itibarıyla, 18 yaşından büyük olan suça meyilli genç erkekler. hele ilkay t adlı şahsın, çağla'nın katledildiği evin hemen karşısındaki apartmanda ve dairede oturuyor olması ve cinayetten sonra eskişehir'e taşınması ve orada vahşice katledilmesi bir tesadüf olmasa gerek.
    --- spoiler ---

    demek ki bir sürü detay varmış ve bakılamamış .kimse de tamamen aklanamamış değil mi? demek ki dosyada bazı eksiklikler var ve hepsi değerlendirilmeli. şu maddede katıldığım bu olayların tesadüf diye geçilemeyeceği ve detaylı araştırılması gerektiği. civarda ev kiralayana da bakılsın ama olur mu? herkes nerde olduğunu beyanla değil net ispatlasın. anlattığı olay tutsun . sonuçta ışınlanma diye bir teknoloji yok. saatlere takılmayın cinayette söylenecek en komik ikaz olurdu değil mi? o zaman bahsettiğin isim ilkay t de çıkar sana konuma takılma der . biz ona da deriz yok öyle iş diye . ama diğer her isme de aynısını deriz. kusura bakmayın minik bir çocuk katledildi. kimse ben mi şüpheliyim diye gücenmeyecek ispatlayacak . saatlere de takılacağız , konumlara da , çelişkilere de ..

    --- spoiler ---

    21-) cinayetin işlendiği çiğdem apartmanı, hem konum hem de mimari olarak enteresan bir yapıya sahip. bir defa bu apartman, kuryelerin bile bulmakta zorlandığı sote bir lokasyona sahip. birkaç farklı çıkışı olan, enteresan bir apartman. apartmandaki dairelerin kapı deliğinden baktığınız vakit, merdivenden inip çıkan kimseyi görme şansına sahip değilsiniz. konum olarak merdivenler tamamen kör bir noktada bulunuyor. dairelerin kapısı, merdivenleri görmüyor yani. ayrıca, apartmanı ilk olarak inşâ eden aile, en alt katta oturuyor. zamanla tüm apartmanın sahibi bu aileymiş. ancak yıllar içinde, ekonomik durumları bozuldukça tek tek tüm daireleri satmış ve elden çıkarmışlar. sonunda en alt kattaki daire ellerinde kalmış. işte bu en kattaki daire, aynı zamanda çift kapılı bir daire. bir kapı mehmetçik caddesine çıkıyor, diğer kapı nar çiçeği sokağa.
    --- spoiler ---

    madde madde çelişkileri düzeltip yazacağım deyip bu maddeyi neden yazdın? bu hangi çelişkiyi düzeltti? kim aksini iddia etti? öldüren kişi tanınıyorsa apartmandan nasıl görünmeden çıktı bunun ispatıdır bu. olay örgüsü net . ilk alt kat komşunun ifadesinden başlayıp süreci değerlendirelim . zaten net belli olan kısımları olaydan çıkarmak çözümü imkansızlaştırır. saat olarak çağlanın geliş saati aşağı yukarı belli.geldiğinde kapıyı anahtarla açtığı net. içerde komşunun duyumuyla teyitli birini görünce şaşırıp tartışma yaşadığı net. tartışma sonrası bir anda alt komşuyu paniğe sokan koşturmaca ve sonra sesler kesiliyor. bu kısmı unutmayacağız. yabancı biri olsa çağla durup tartışmak yerine imdat derdi değil mi? çağlanın arkasından merdivenden çıkıp gelse kapıyı kapama aşamasında bağırış olurdu değil mi? bir de tabi ayak sesleri duyulurdu o da yok . katil evdeydi yani.

    işte olduğum için kalan kısımları akşam güncellemeyi planlıyorum. yazar arkadaşlar lütfen başlığı gündemde tutalım
  • sanchez morales uçurulmalıdır.

    yazdıklarında kennedy cinayeti vs gibi örneklerle odak saptırma safsatasına giriyor. ama şimdiye kadar yazdığı en korkunç şey:

    "siz hem rahmetli çağla için güzel diyorsunuz. ondan sonra da kalkıp, bu kız çocuğuna takıntılı bir erkeğin, saplantılı bir aşığın, pedofilin ve sapığın mevcut olma ihtimalini hiçe sayıyorsunuz. halbuki türkiye'de işlenen kadın cinayetlerinin 1 numaralı nedeni eski sevgililer, kocalar, saplantılı aşıklar ve sapıklardır.. bu gerçeği bildiğiniz hâlde, ne hikmetse iş çağla cinayetine gelince aileden başka kimseyi suçlamıyorsunuz. şimdiye nazaran hayli kalabalık ve genç erkek nüfusun fazla olduğu fulya semtinde, çağla ve ailesinden başka kimse yaşamıyormuş gibi konuşuyorsunuz."

    bu paragrafta yapılan en iğrenç şey odak saptırma değil üstelik. çağla'nın güzelliğini vurgulamak, çocuk olduğunu unutturmaya çalışmak ve kadın cinayeti sınıfına sokmak.

    çağla bir çocuktu. 25 sene önce bir çocuk öldürüldü ve öldürüldüğü yaşta kaldı. çağla benden 5 sene önce gelmiş dünyaya. zaman içinde önce küçük kardeşim oldu. zaman geçtikçe evladım olacak.

    çağla çocuktu. güzel bir çocuktu. güzelliğinin hastalıklı insanların nefsini uyandırması normal değil anladın mı? normal değil. "hayranının çok olması" normal değil. gerçekçi olan bu değil anlıyor musunuz sapık savunucuları. gerçekçi olan çelişik ifadelerin altında bir bokluk olabileceği.

    çağla güzeldi, anası kolejliydi, abisi sosyaldi bunları geç.

    * çağla'nın sarkık anası neden bi muayene oldum bi muayene olmadım diyor?

    * bu karı neden olayları anlatırken hikâye yazıyor "doktor randevularını bilirsiniz, bazen iptal olur." aq çenesi yerdesi, neyin girizgahını yapıyosun kimi manipule etmeye çalışıyorsun?

    * bu karı neden kızı öldürüldükten saatler sonra 5 dk'lık mesafeden gelebiliyor? o esnada silik karakterli kocasını işliyor olabilir mi? sadece aklıma geldi.

    * neden hiç kimsenin otobüs camını tıfıl koluyla indiren teenager ilker anısı yok? neden ilker'i o gün otobüse bindiren polisler ortalıkta hiç görünmedi?

    buraya bin tane şey yazarım, herkes de yazmış. neden bu sorulara ve yazılan bin tane soruya cevap vermek yerine tiyatro oynuyorsun?
  • sanchez yani ilker tuğaltay kes sesini artık kel aynak seni. yazdıkların zıvırtıları okumuyoruz zaten herkes gerçekleri biliyor. ne delili sayıyorsun sen daha bu davayı rüşvetçilerin kararttığı meydana çıkalı çok oldu.

    ulan yemiyorsun içmiyorsun canhıraş buraya kendini savunmaya geliyorsun. bi s. git şu başlığın altında katil görmek istemiyoruz. neyse çırpın çırpın bunlar son çırpınışların ama artık kimse yemiyor gördüğün üzeree hdjs

    edit: ayrıca başka arkadaşımızın entrysindeki spoilerdan gördüm ne diyorsun sen katil kesin solak değilmiş arkada ise sağlak önde ise solak. at yalanı belki inanan çıkar. *katilin solak olduğu sadece öldürme şeklinden değil evdeki cifi sıkış şeklinden, yaranın açılış şeklinden, aşağıya inerken damlayan kanlardan bile solak olduğu kesin olarak belirlenmiştir* siktir git şimdi küçük beyninle, sıktığın yalanlarla bizim aklımızla oynayamazsın hadi yallahh.

    edit2: o saydığın savaş ay, uğur dündar be müge anlının ilk programını neden yayından kaldırttınız ve hiçbir sosyal mecrada yok? çünkü bunların en baş şüphelileri sizdiniz. evet mustafa şekeroğlu'nun bu davaya tek katkısı dava süresini uzattırmak oldu onun da ne amaçlı olduğu şaibeli. onun dışında aile bizim izleyebildiğimiz tüm programlara kendi isteği ile değil çağırıldıkları için şüphe çekmemek adına zoraki olarak katıldı. abi kan örneğini isteyerek değil 17 yıl sonra serap paköz'ün örnek vermediğine dair tespiti ve ricası üzerine gitti verdi. o programda “veririz tabii ki ne demek” diye konuşan anne başka bir konuşmasında “lanet olsun gitti verdi” dedi. ve serap paköz'ün isteği üzerine kan örneği vermesi adına 2 kişi adına daha duyuruda bulunacaktı. sonradan koşa koşa o istekleri çekti. çünkü oğlu harici şüpheliler aklansın istemiyor ki hep şaibe yaratsın. oğlunun kan örneği temiz midir orası da meçhul zaten sebebi malum.

    dava uzasın isteyen abi o yüzden mi zaman aşımına son 6 gün kala imza kampanyası başlattı?

    *abinin burnunun sürekli kanadığı biliniyor anne kendisi söylemişti. o hengamede böyle bir durum vuku buldu da buzluktan buz alırken bulaşan kanlı izler sebebiyle mi baba buzlukta bile ve odada tuvalet kağıdı olduğu için özellikle banyoda tuvalet kağıtlarının olduğu dolaba dokunarak katili aradı? sadece meraktan sesli düşünüyorum :)
  • başlığı lütfen, lütfen gündemde tutalım.

    cinayetten birkaç ay önce ilker tuğaltay'ın kendi evlerine yakın akat apartmanında ev tuttuğu iddiası var. hatta iddiadan öte, tespit edilmiş durumda.

    1)peki neden gizlice kendisine ev tuttu ya da tutuldu? bu durum gizli miydi, aile tarafından biliniyor muydu?
    2)aile tarafından biliniyorsa neden aile, ifadelerinde bu çok önemli husustan bahsetmedi? bahsedilmediyse, demek ki gizliden gizliye kendine ev tuttu. peki niye tuttu? ya da aile biliyor ama sakladı. niye sakladı?
    3)gülnur saygı ve delilleri mahveden sevgili eski eşi, komşu kadın kendilerini arayıp acilen gelmelerini istediğinde neden 5 dakikalık mesafeyi 1.5 saatte geldi? boş zamanlarında kaplumbağalık işiyle iştigal etmiyorlarsa kaplumbağa hızıyla eve ulaşmalarına cinayet büroda mantıklı nasıl bir açıklama getirdiler?

    ve dahası... binlercesi. bazıları canhıraş bir şekilde aileyi savunmak için paragraf paragraf saçmalasa da bugüne kadar sorulmayan her şey sorulmaya başlandı.
    aile üzerindeki soru işaretleri maalesef kalkmadığı için, şüphelenmekte herkes haklı sonuna kadar.

    unutmayın ki, bir olaya dışarıdan müdahale edilemiyorsa içeriden mutlaka bir müdahale vardır!

    her kim ya da kimler bu yavrucağı hayattan kopardıysa artık rahat rahat ge-ze-me-ye-cek! rahat uyuyamayacaksınız.
    cinayetin tekrar zaman aşımına girmesine 6 yıl kaldı. 6 yılda da çözülmezse yine, yine zaman aşımı durur ta ki siz çürümek üzere hapse girene kadar bu kızımız için mücadelemiz devam edecek.
  • farklı düşünen insanlara her türlü iftiranın atıldığı ve hakaretin edildiği cinayettir. orada 30 maddelik kapsamlı bir cevap yazdım ve tüm iddialarınızı çürüttüm. ancak sizin fikrinizi desteklemeyen hiçbir görüş ve teoriyi okumaya bile tenezzül etmediğiniz için bu kadar saldırgan davranıyorsunuz. ayrıca aileden biri olmadığımı, o mahallede hiçbir zaman ikamet etmediğimi ve bu cinayetin detaylarını aradan yıllar geçtikten sonra gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'nun paylaşımlarından öğrendiğimi söylemem iktiza ediyor.

    bir de kalkıp kel falan diyorsunuz. insanın ağzını zorla bozdurmayın. bir insanın fiziksel kusurları ve hastalıkları ile dalga geçmek, katiyyen tasvip edemeyeceğim bir hadsizliktir. bir defa kellik, genetik bir kusur değil erkek vücudunda tabii olarak bulunan testosteron ve dht hormonlarına, saç foliküllerinin gösterdiği yüksek afinitenin doğal bir neticesidir. kel olduğu hâlde oldukça yakışıklı ve çekici olan erkekler vardır.

    her neyse. hakaret ve küfürlere daha fazla cevap vermeyeceğim. zira özel mesaj kutum da küfür, hakaret ve tehdit mesajları ile dolmuş durumda. hiçbiriyle muhatap olmuyorum. neticede havlayan bir köpeğe, havlayarak cevap verilmez.

    konuya gelecek olursak. bir defa siz dosyayı görmediniz ki.. hangi sıfatla göreceksiniz zaten? o ayrı mesele ancak dosyayı, maktulenin vaziyetini ve başta cinayetin işlendiği oda olmak üzere evin her tarafının kapsamlı fotoğraflarını görmeden, nasıl böyle kesin hükümlere varabiliyorsunuz? gerçekten anlamak mümkün değil.

    sizin gördüğünüz fotoğraflar, gazeteci yazar mustafa şekeroğlu'nun yayınladığı kadardır. medyaya servis edilmesinde yasal bir mahsur olmayan fotoğrafları gösterdi mustafa bey. sırf karşılıklı olarak fikir yürütelim ve olayın görgü tanıkları varsa, yeni ihbarlar gelsin diye bunu yaptı.. pandemi döneminde, ailenin müsaadesi ve desteği ile o yayınları yaptı. maalesef karşılığı da bu oldu işte. iyilikten maraz doğuyor. bu insanlar, evlatlarının katillerini ararken, bir anda kendilerini çocuk kasabı olmak ile suçlanırken buldular. üstelik ortada hiçbir bilimsel delil olmadan.

    ailenin zerre-i miskal kadar çekincesi olsa, gazeteci yazar mustafa şekeroğlu ile işbirliği yaparak, bu dosyanın zaman aşımı engelini aşmasını sağlamazlardı. gülnur hanım, dosyanın zaman aşımı engelini aşması için müge anlı dahil olmak üzere tüm programlara katıldı ve cumhurbaşkanlığına defalarca ulaşmaya çalıştı. bir çekincesi olan insan, uğraşır mı hiç bunlarla? dosyayı kendi hâline bırakır ve otomatik olarak dava düşer zaten. bu insanlar, art niyetli olsalardı bu cinayetin sosyal medya ve televizyonda tetkik edilmesine de müsaade etmezlerdi.

    çağla'nın ailesinin onayı ve desteği olmasaydı, hiçbirimizin bugün bu cinayetin varlığından bile haberimiz olmayacaktı. bunu niye hiç düşünmüyorsunuz?

    bu dosyayı polis muhabiri, gazeteci ve yazar mustafa şekeroğlu senelerce inceledi. emekli cinayet büro amiri orhan kemiksiz inceledi. emekli emniyet müdürü metin örel ve mustafa bayram da inceledi. hepsi dosyayı detaylıca tetkik etti. faili meçhul cinayetler hakkında malumat sahibi olan çok sayıda yerli yabancı uzman polise, dedektife, adli tıp uzmanına ve bilirkişiye danıştılar. herkesin ortak kanaati, bu cinayeti dışarıdan gelen yabancı bir katilin veya katillerin işlediği gerçeğidir.

    mesleğinde mümtaz bir konuma sahip olan bu kadar başarılı ve dürüst insanın, savunmasız bir kız çocuğunun öldürüldüğü bu kadar vahşi bir cinayeti örtbas ettiğine inanmak için gerçekten müthiş bir komplo teorisyeni olmak veya art niyetli olmak gerekiyor. bunun başka izahı yok.

    katıldıkları yayınlardan izlediğim kadarıyla çağla'nın annesi emekli bir ev hanımı. ağabeyi ise büyük bir şirkette üst düzey bir konumda bulunuyor ve hayli meşakkatli bir mesleği icra ediyor. baba nedim bey ise emekli olmasına rağmen çalışıyor.

    yani bu insanların ne iş yaptıkları, nerede çalıştıkları, ortalama gelir durumları falan her şeyleri belli. geçinmek için emekli oldukları hâlde çalışmak zorunda olan bu insanları, karun kadar zenginlermiş gibi tasvir etmek tamamen art niyetin bir tezahürüdür.

    koskoca polis teşkilatını ve devleti parmağında oynatacak ekonomik ve mafyatik güç bu insanlarda yok. hiçbir zaman da olmadı. öyle bir şey zaten mümkün değil ama varsayım üzerine konuşuyorum.

    ancak o mahallenin bazı ağır toplarında, darphane kadar para, lüks araba koleksiyonu, otomatik tüfekler, bıçak ve kılıç koleksiyonu ve o biçim bir mafyatik güç var. son ihbarda değinildiği üzere.
  • (bkz: #163870540) nolu entryde bahsedilerek yazılan 30 maddenin tek 1 tanesinin bile doğru olmadığı cinayettir.sırayla açıklıyorum . yarım kalma sebebi işte olmam . çağlanın ailesi değil müge anlı ve basın desteğiyle oldu bu gündem. zaten zaman aşımına çok çok az kala aile başvurdu. kaldı ki kimse kesin aile demiyor. ailenin açıklayamadığı çok net çelişkileri soruyor.
    neymiş bizim bilmeyip senin bildiğin , eve ,aileye hakim olduğun konu?
    --- spoiler ---

    mesleğinde mümtaz bir konuma sahip olan bu kadar başarılı ve dürüst insanın, savunmasız bir kız çocuğunun öldürüldüğü bu kadar vahşi bir cinayeti örtbas ettiğine inanmak için
    --- spoiler ---
    nerde hangi ülkede yaşıyorsun ? bir de neden özellikle bu faili meçhul için aile olamaz diyorsun?
    bak hele şu kısım --- spoiler ---

    konuya gelecek olursak. bir defa siz dosyayı görmediniz ki.. hangi sıfatla göreceksiniz zaten? o ayrı mesele ancak dosyayı, maktulenin vaziyetini ve başta cinayetin işlendiği oda olmak üzere evin her tarafının kapsamlı fotoğraflarını görmeden, nasıl böyle kesin hükümlere varabiliyorsunuz? gerçekten anlamak mümkün değil
    --- spoiler ---
    sen nasıl vardın bu kadar net kanılara? aile yapmadı belki ancak dünyada ailesi , abisi , babası vs tarafından öldürülen çocuk yığınla varken seni bu konuda bu kadar fanatik yapan nedir?
    çok komik bir detay var . ailenin çelişkilerini geçtim. sadece abinin kendi ağzından açıkladığı çelişkileri bilimsel olarak bize izah etsene ? bilelim . .
    hala daha aile suçlu olsa tv'ye çıkmazsı safsatasına kimse inanmaz . başka argüman lazım . bu konu için demiyorum . tv katillerin programlarda cirit attığı bir yer . yukarıda da yazdım saatlerce ağlayıp , başvuru yapıp katil arayan (!) katiller var ... bu argüman da tutmadı.
  • up arkadaşlar.
  • üzerinden 24 sene geçse de bu abinin cinayet günü ordu'da olduğunu gören bir sınıf arkadaşı ya da komşusu, tanıdığı biri yok mu? ya da otobüste olay çıkardı camı kırdı deniyor. böyle bir olay olup da otobüste buna şahitlik eden ve daha sonraki canlı yayınlara bağlanıp bunu anlatan tek bir kişinin olmaması da garip. bir şeyler anlatılıyor ama ne gören var ne duyan.

    annenin elini parmağına götürmesi bile birçok şeyi anlatıyor aslında.
  • liseye giderken ilk kez bu cinayeti duymuştum. umuyorum ki yanlış hatırlamıyorumdur, okulun olmadığı veya okuldan geldiğim bir gün - sene 2002 veya 2003 olmalı- çağla’nın annesi serap ezgü’nün programındaydı. o zamanlar müge anlı yoktu ve yine yanlış hatırlamıyorsam bu tarz programların çıkış ismi serap ezgü’ ydü. annemle konudan çok etkilenmiştik çünkü ortada bir anahtar mevzusu vardı. annem de ben küçüklüğümden beri kendisine anahtar veren tüm komşuların anahtarını alırdı. bazıları tatile çıkarken, bazıları köye giderken, bazıları da yakın bir yere gittiğinde okuldan veya işten eve gelecek çocukları varsa anahtarlarını bize bırakırdı. çağla’nın annesi o programda anahtarlarınızı kimseye bırakmayın, ben bıraktım şimdi aklımda şüphe kaldı, keşke bırakmasaydım tarzı bir tavsiyede bulunmuştu. bu bizi o kadar etkilemişti ki annem bir daha hiçkimsenin anahtarını almadı. ben de yetişkin olduğumda, tatile giderken evlerine göz kulak olayım diye anahtar bırakmak isteyen hiçbir arkadaşımın anahtarını almadım, hala da almıyorum, ki daha geçen gün birisi rica etti.

    şimdilerde hiçkimsenin o yıllarda ailenin bu programa çıktığını söylediğine denk gelmedim. biz bu kadar, yani annem ve ben, anahtar mevzusuna odaklandığımıza göre; demek ki o programda anahtarı alan aile üzerindeydi şüphe. hatta annemle belki de anahtar birinin eline geçti, çoğalttı da eve girdi mi acaba diye konuştuğumuzu anımsıyorum. çünkü o zaman alt komşu kızının verdiği ifade vs daha piyasada yoktu. programın bizde düşündürdüğü şey, birinin anahtarla eve girip kızı beklediği ve katlettiği yönündeydi çünkü annesi tanımadığı kimseye kapı açmaz demişti. o yüzden ya tanıdığı birini eve aldı, kapıda zorlama yokmuş dendi, ya da birisi eve girip bekledi. bizdeki intiba bu yöndeydi. hatta annem hep başımın etini yerdi tanımadığın kimseye kapı açma diye, bu olaydan sonra artık çok daha sık söyleyip beni bunaltırdı.

    son olarak şunu söyleyeyim… o yıllarda bu programı sunan kişiyi ben serap olarak hatırlıyorum. yanlış mı hatırlıyorum acaba? yaşı yeten ve bilen yazarlarımız muhakkak bu programı hatırlıyorlardır diye düşünüyorum.
532 entry daha
hesabın var mı? giriş yap