• kendisi osmanlı tarihinin gelmiş geçmiş en iyi padişahıdır.

    sevin veya sevmeyin genç yaşta böyle savaşçı olup bu kadar vizyon ve sanat sahibi bir insan bırakın osmanlı devletini dünyada görülmemiştir.
  • dehasının en büyük göstergesi; devlet kademelerinden türkleri uzaklaştırıp devşirmeleri getirmesidir. mevcut siyasete bakılınca bu kararın ne kadar doğru ve gerekli olduğu görülülebilir.
  • atalarımız istanbul gibi bir yeri almış ve giriş yaptığı yerin portresi dahi var lakin bugün o giriş yapılan yer eğer başka bir ülkede olsa fotoğraf çekilmek için, gidip görmek için sıra olacakken çoğu insan bugün ne yerini biliyor ne de o kısıma devlet gereken özeni göstermemiş. türkiye'nin turist çekme, tarihine ve tarihi değerlere sahip çıkma konusunda devleti idare edenler tarafından ne kadar kötü yönetildiğini instagramdaki bu videodan görebilirsiniz...

    osmanlı imparatorluğu'nun hükümdarı olarak tüm batının destek verdiği istanbul'u devirip alan adını tarihe yazdıran efsane kişi. aynı kişi avrupa'da olsa herkes sahip çıkardı lakin bugün ülkemizde hâlâ padişahlık geri gelsin diyen tipler yüzünden insanların çoğunluğu geçmişimizi bile anmak istemez olmuşlar. italyanlardan daha çok roma inparatorluğunu över ve anarız ama kendimizi görmezden geliriz ne acı.
  • çok büyük bir lider,insani vasıfları kenara koyup kardeş katli yasasını ortaya atmış.akabinde kendi kardeşlerini taht için katletmiştir.her yöneticinin liderin yapacağı şeyler değildir bunlar.
    tabi ne kadar acımasızca gelse de,babadan oğula geçen saltanat sisteminin dez avantajlarından birisi de bu olaydır.padişahın çocuğu padişahı öldürerek tahta geçebilir.böylece nizamı bozar.padişahta yerinden edimiş olur. 1.ahmette bu düzeni bozup 20 sene 30 sene kafes hayatına sürgün ediyorlar adam bir dışarı çıkıyor kafayı yemiş.akabinde devlet bozulma sürecine girmiş oluyor bile.

    ilave olarak mükemmel zekası olan savaş oyununu çok iyi kuran bir padişah.sanıldığının aksine aşırı dindar bir kişiliğinin olduğunu düşünmüyorum.neymiş tarikatlara çok önem vermiş onu yönetime almış resmen devleti paylaşmış zart zurt.he amk adam devleti tehtid eden kardeşini bile öldürtmüş.devletin yerinde payesi olana kimbilir neler yapar.gerisini siz düşünün.
  • uzay-zaman'da yol alan top mermisinin isabet oranının düşük olduğunu ama düzlem-zaman'da giden top mermisinin çok daha isabetli olacağını keşfetmiştir. (böyle yazınca anlaşılmamış olabilir. )

    rumeli hisarından ateşlenecek toplarla boğazdan geçecek düşman gemilerini vurmak zordur. (serbest düşüşle tam geminin üzerine mermi düşürmek gereklidir. üstelik geminin hızı, manevrası, boğaz akıntısı vb. etkenler var) fatih sultan mehmet, belirli bir açıyla denize doğru ateşlenen top mermisinin su yüzeyinden sekerek gittiğini keşfetmiştir. buna göre düzenlenen bataryalar sayesinde boğazdaki düşman gemileri leğendeki ördek kadar basit hedef olmuştur. zaten bizansın yardımına karadenizden tek bir gemi gelmiş, o da bu şekilde vurularak batırılmış, mürettebatı esir alınmıştır.

    dahi ve vizyoner padişahımızın gemileri karadan yürütmek, anadolu hisarını inşa ettirmek, devasa toplar döktürmek, batı ülkeleriyle diplomasi yürüterek bizansı yalnız bırakmak benzeri bir sürü farklı operasyonu vardır. ve daha gencecik bir delikanlıdır. osmanlı'nın şehzadeleri nasıl eğittiğine dair önemli bir örnek.
  • mehmet the conqueror

    the best turkish leader all time

    21 yasında yeni bir çağ açmış, dünya tarihinde dengeleri değiştirmiş ve bizans imparatorlugu gibi kadim bi imparatorlugu tarihe gömmüştür.
    mkemal iyi bir asker olabilir ama asla fatihin seviyesine yaklaşacak kadar olamadı.
    ünlü tarihciler bir bütün olarak bakıldıgında gerek askeri gerek devlet adamlıgı gerekse bilgi birikimi entellektüelitesi acısından .. vs en etkili ve en büyük türk lider olarak mehmet the conqueror u gösterirler.
    maalesef kemalist düzen tarafından osmanlıya yapılan sistematik unutturulma çabası nedeniyle kendisine yeterli degeri veremedik. sadece bir kişiyi bütün türk tarihinin atası kabul etmek kadar aptalca , bagnazca, çağ dısı bir düsünce olamaz. gelişmiş medeniyetlerde bütün toplum cok cok önemli işler dahi basarmıs olsa bir kişiye indirgenemez. örnegin napolyon fransa tarihindeki önemine bakın , mkemalden kat be kat önemli şeyler başarmıştır. fransada kimse ona fransızların atası deyiminde bulunmamıştır. daha böyle nice liderler var, başardıkları karşısında mkemal yaptıkları hiç bir şeydir. ama çoğu ileri medeniyet mkemal gibi kimseyi ilahlaştırmamışlardır.

    ama illa birine atam denilmesi gerekiyorsa eger benim atam kesinlikle mehmet the conqueror olurdu.
    dünyadaki cogu tarihci adamı en büyük türk lider olarak kabul etmis. kemalist biatciların ne düsündukleri umrumda değil.
  • hükümdarlığı boyunca; iki imparatorluk* * , dört krallık, on bir prensliği ortadan kaldırılan 3 mayıs 1481 günü maltepe'de vefat eden osmanlı hükümdarı.

    vefat sene-i devriyesi bahanesiyle analım.
  • başbuğ başkomutan demektir. yani bütün orduları yöneten kişiye normalde başbuğ denir ancak bizdeki siyasal kavramı birazcık milliyetçilikle karışım yaşadığından ötürü alparslan türkeş sağ olsun bağlamından kopartıldı.

    teknik olarak bakarsak fatih sultan mehmet başbuğdur. lakin siyasal olarak bakarsak fatih sultan mehmet başbuğ değildir.

    1. fatih sultan mehmet tabir olarak emperor yani imparatordur. bizdeki adı peder-i şah yani şahın (kralın) babası olarak padişahtır.

    2. fatih sultan mehmet sadece osmanlı imparatoru değildir. zaten imparatorluk diyorsan işin içerisinde mutlaka ama mutlaka roma vardır. batıdaki karşılığı roma iken doğudaki hanlık yani imparatorluk karşılığı çin, hun ve cengiz dönemi moğollarıdır.

    3. fatih hem batının hem de doğunun imparatorudur çünkü kendisi hem kayzer-i rum yani romanın sezarıdır (roma imparatoru) hem de ''han'' yani doğunun imparatorudur.

    4. avrupa rönesansı oturmamış daha emekleme vaziyetindeyken hem doğuda hem batıda vizyon, misyon, kültür ve ilimde yönetici olarak aşırı ileridedir. kanuninin şarlkeni vardır, selahaddin eyyubi'nin, baldwin'i vardır, yıldırım bayezid'in timuru vardır lakin hem güç olarak hem ilim olarak hem kültür olarak hem vizyon ve misyon olarak fatih sultan mehmet'in döneminde kendisinin rakibi yoktur. bu yüzden batılılar fatih sultan mehmet'ten it gibi korkarlar ki döneminde desteklenenler hünyadi, skanderberg (iskender, büyük olan değil arnavut olan) ve vlad tepeştir. (kazıklı voyvoda. bir şey çağrıştırmadıysa kont drakula diyeyim daha açıklayıcı olur. )

    - iskender bey yıllarca gerilla taktikleriyle osmanlıyı zorlamış ama finalinde vefat edince topraklar elinden gitmiş, hünyadi yardımcı birliklerin yetişmesiyle paçayı sıyırmış, vlad tepeş ise finalinde yok olmuştur. bakın burada fatih'i askeri olarak yenebilenler vardır ama bunlar totalde fatih sultan mehmet'in rakipleri değildir. böyle bir şeyin olması da zaten mümkün değildir. ikinci mehmet bunların ve dahi kara avrupasının fersah fersah ilerisindedir.

    5. işte tam da böyle bir dönemde fatih sultan mehmet üniversite seviyesinde medrese açıyor, kadınların problemleriyle ilgileniyor, bilim insanlarını merkeze alıyor, bizans'ın son döneminde çığırından çıkmış, savaş dolayısıyla da bitmiş istanbul'u kısa sürede dört başı mamur bir hale getiriyor ve multikültürel bir kimlik kazandırıyor, birçok tarikatı dizginliyor, devlete tam bir imparatorluk hüviyeti kazandırıp devşirmeleri yönetime kanalize ediyor, resmini yaptırıyor, freskolar yaptırıyor, heykeller getiriyor, fetihlerle ülkeyi hem batıda hem doğuda genişletiyor vs. derken finalinde ölüyor ve kurumsallaşma bıçak gibi kesiliyor.

    6. ha fatih'in hatası yok mudur? 30 senelik taht devrinde bu kadar macera yaşamış bir adamın elbet ki hatası olacaktır. hiçbir şey olmazsa hızından ötürü olacaktır. yani celal şengör olmak istemiyorum ama fatih sultan mehmet'in 30 senelik iktidarındaki hem siyasi hem idari hem hukuki hem kültürel hem sosyal hem de askeri alandaki baş döndürücü hızının bir benzeri ülkede atatürk ile yaşandı.

    ancak bugüne bakarak atıp tutmak da kolaydır. ben bir misal vereyim. kanuname-i ali osman adındaki fatih kanunnamesi olarak bilinen bir yazılı hukuk hatta bir nevi temel bir anayasacık kitabı vardır. ceza hukukundan girer, medeniden çıkar, idari hukuktan girer, ekonomiden çıkar vs. böyle dümdüz gider. örfi kanunların derlenmiş, eklenmiş ve yazılı hale getirilmiş halidir. bir nevi romanın justinianus kanunlarıdır.

    atıyorum bu bir devlet değil resmi olarak imparatorluk geçişi kanunlarıdır ki zaten romadan da ilham alınmıştır. hem devletin işleyişini değiştiren hem de güçlendiren kanunlardır lakin çok fazla güçlenmiştir devlet burada. mesela öncesinden başlayıp fatih zamanında güçlendirilen üç yapıya bakalım.

    1. devşirmenin en üst kademeye getirilmesi. evet tam bir liyakat sistemi olmakla beraber aynı zamanda türklerin en üst kademeden çıkartılmasına da sebebiyet vermiştir. bunun çandarlılı ailesi gibi çok önemli bir sebebi olmakla birlikte kısa vadede birlik, dirlik ve merkeziyetçilik de getirmiştir. lakin hepimiz biliyoruz ki gelişim uzun vadede rekabet ile olur. yani tarih bize bunu göstermiştir hep. osmanlı imparatorluğu hem hanedanda rakipsiz kalmış hem de yönetimde rakipsiz kalmış. dediğim gibi bu kısa vadede belki orta vadede getirdiği istikrardan ötürü başarı getirmiş olabilir ama uzun vadeli olarak da rahatlık getirmiştir. ekonomide rekabet ne kadar önemliyse idarede de rekabet önemlidir çünkü rekabet gelişimi tetikler.

    2. kardeş katli fetvası. bunun da tarihsel bir sebebi var. fatih sultan mehmet 1432 doğumlu. fetret devrinin bitiminden (1413) sadece 19 sene sonra doğmuş. fetret devri neydi? timur bizi ankara savaşında tokatladıktan sonra yıldırım bayezid'i, mustafa çelebi ve musa çelebiyi esir eder. (karısı ve kızları da dahil) neyse işte timur'un meşhur anadolu macerası başlar ve finalinde biter. direkt olarak işgal yerine bağlılıkları alıp giderler ve finalde dört kardeş birbirine dalar. işte bu inişli çıkışlı tahtlı hilatlı, hutbeli para bastırmalı 11 senelik döneme fetret devri denir ve finalinde mehmet çelebi herkesi elimine ederek tek başına tahta oturur ama osmanlının da ömründen ömür gider. onbinlerce kişi bu taht mücadelesi sırasında hayatını kaybeder. işte bu idari anlamda bir travma yaratır. kardeş katli fetvası birazcık da bu travmanın yansımasıdır.

    şehzadeler padişah belli olduktan sonra rekabet edip kendilerine ordular toplayıp kırım yapacaklarına tahta ilk çıkış için mücadele etsinler. tahta çıkan da risk almadan kardeşlerini kırsın ve bu iş uzamadan bitsin mantığı vardır. buram buram fetret devri travmasıdır bu. peki bu çözüm müdür? bizim anlı şanlı ''fatih kendisine garındaş mı yoksa devlet mi diye sordu? ve en zor kararı verdi. canından vazgeçip devleti seçti.'' gibi romantik ve bir o kadar da abuk bir anlatım yarattılar. halbuki kardeş katli fatih devrinde başlamadı ki. zaten taht mücadelelerinde eski zamandan beri birçok kardeş, dayı, amca, yeğen vs. birbirini kırıp yok etmeye çalışır. fatih sultan mehmet'in yaptığı kanun bir nevi tavsiye niteliğinde yazılı bir haldedir.

    dediğim gibi aslında bu bir doğa kanununun devlet kanununa uyarlanmış halidir. finalde güçlü kalan güçsüzü ezer. hem rekabet hem liyakat hem strateji hem network hem zeka var. lakin fatih sultan mehmet zekasından beklenen sonuç bu mu? bu sorunu köküyle çözmez. sadece sonradan oluşacak bir problemi en kısa ve basit haliyle önceden çözmeye çalışmakla alakalıdır.

    bunun da ilk fatal error'u mesela bayezid'in tahta çıkmasında yaşanır çünkü direkt seyfiyye, kalemiyye ve ulema denkleminde kamplaşma başlar ve işlerine gelen bayezid'i başa getirirler. cem sultan da yok olacağını bildiği için hemen topuklar. hemen akabinde kardeş katli zorunluluğu bambaşka bir noktaya ulaşıp oğlanın babasını idarede yediği başka bir sonuç doğurur. (yavuz sultan selim'in babası ikinci bayezid'e karşı darbe tertipleyip çok çok yüksek bir ihtimalle de öldürtmesi.) peki burada biter mi? bitmez. bu sefer babasını yiyen oğlan öldükten sonra tahta başka kardeşi olmadığı için tek başına geçen öbür oğul geçmişin hayaletlerinden korktuğu için kendi oğlunu öldürtür. (kanuni sultan süleyman'ın, şehzade mustafa'yı boğdurtması.) o onu beriki öbürünü derken en son 3. mehmet 19 kardeşini boğdurtunca, 1. ahmet kafayı çizip kardeş katlini kaldırdığını duyurur ama finalinde yine bir şekilde iş devam eder. neyse bir zaman sonra mevzu komple durur.

    dediğimiz gibi oğlunu ilk öldürten kişi kanuni değil birinci murattır ki oğlu savcı bey gerçekten isyan edip babasının üstüne yürümüştür. kardeşini de ilk öldüren fatih değildir daha önceden çok yapılmışlığı vardır lakin bu kanunname işi öyle bir legalize eder ki rekabet kurumu keskin ve net bir hale sokulur. devamında da işin suyu çıkmaya başlar.

    bir mevzu da müsadere sistemidir. hatta ilk defa çandarlı üzerinde uygulanmıştır. osmanlı'nın gayr-ı meşru? bir şekilde zenginleşen memurlarının bütün servetini söküp almasına müsadere denir. lakin bu da bir şekil başka bir silaha dönüşmüştür. yani kim kimi neyle suçlayacağı, bu suçun ispatı vs. o kadar kaotik bir hal alır ki iş uygulamada neredeyse miras hukuku ve sermaye birikiminin baltalanmasına kadar gider. ikinci mahmut döneminde tamamen kaldırılır.

    işte güçlenmenin de bir başka bedelini öder osmanlı zira padişah da tek kalır. aristokratik türk beylerin yönetimleri döneminde hep bir denge unsuru vardır. sadece padişah ve türk beyleri arasında değil aynı zamanda türk beyleri ve devşirme kökenli yöneticiler arasında da vardır. üçlü bir tehdit ortaya çıkar. lakin fatih buradaki ağırlığı tamamen devşirmelere bırakınca liyakat daha ön plana çıksa da yönetim tamamen memuriyet mantığına bırakır kendini.

    zira padişahın bir aristokratik türk sadrazamını öldürmesinin bir bedeli vardır. o aşireti karşına almak, gerginliklerin yükselmesi, bazı türkmen beylerinin sana karşı dönebilme ihtimalinin olması gibi. ancak onun yerine no name devşirmeleri sadrazamlığa ve vezirliğe getirirsen bu iş öyle olmuyor. bunları ne ailesi ne aşireti ne de arkadan aldıkları bir destekleri var. bugün var yarın yoklar. bunun da faydası olduğu kadar zararları da oldu. evet çok daha yüksek potansiyelliler zira dip dalgadan geliyorlar ve zamanlar dişleriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya bugünlere geliyorlar. evet daha eğitimliler, kültürlüler zira bugünler için yetiştirildiler ama harcanmaları da bir o kadar kolay oldu.

    atıyorum pargalı ibrahim paşayı ele alalım. fatih sultan mehmet gibi bir adam. birçok dil biliyor, okumaya ve öğrenmeye meraklı, sanatsal zevkleri var, bilime karşı duyarlı, rönesans mantığını baz alıyor, enstrüman çalabiliyor ve kanuni'nin uzun dönem arkadaşı. lakin tak diye harcanabiliyor. şimdi pargalı ibrahim'i değiştirelim ve türkmen bilmem ne beylerinden ibrahim bey yapalım ve yine aynı makama getirelim. harcanabilir mi? evet yine o ihtimal var. peki kolay mı? heh işte o kadar kolay değil. fatih sultan mehmet gibi stratejiler kurup büyük sükseli zaferler yapıp sadrazamı değersizleştirirsen çandarlıyı harcarsın. ancak o şekilde harcarsın zaten. ancak burada kanuni'nin direkt olarak muhteşem stratejiler, zaferler ve değersizleştirmeler sonrası pargalı ibrahim'i anca harcadığı söylenebilir mi? söylenemez.

    atıyorum burada da birçok padişahı tehdit olarak tutabilen bir yeniçeriler var. onlar da aşırı vizyon sahibi adamlar değiller ama bir şekil tehdit altında tutabilmişler. lakin bu tehditlerin çoğu ufak şahsi çıkarlardan ötürü olmuş. daha büyük bir resme hizmet etmeye kalksalar (zaten doğası gereği pek mümkün değil ya) bambaşka durumlar yaşanabilirmiş.

    neyse fatih sultan mehmet dehasında birinden belki her alanda ve yapıda zamanının ötesini düşünüp uygulamasını beklemek haksızlık olur ama o kapasiteye çok rahat bir şekilde de sahip biri. benim lakırdılarım o yüzden. yoksa mevzu ikinci mehmet'i bedavaya eleştirmek değil.

    keşke kurumsallaşma şahıslardan çok sistem üzerine olabilseymiş ya da fatih sultan mehmet çok daha uzun seneler yaşayıp bu sistemleri kendi oturtabilseymiş. o kadar hızlı bir hayat yaşayıp her alana koşmaya çalışmış ki ne halk ne de devlet bu hıza yetişememiş. finali de ikinci bayezid ile bitince osmanlı'nın kaderi bir anda terse dönmüş.

    ama bu böyledir. efendim yavuz daha fazla yaşasaydı, fatih ölmeseydi, kanuni şöyle olsaydı, tahta cem sultan geçseydi, şehzade mustafa ölmeseydi, ikinci mahmut devrimlerini çok daha sağlam yerleştirseydi, atatürk siroz olmasaydı, tayyip erdoğan futbolcu olsaydı vs. böyle tarih mi yazılır allah aşkına? nenemin sakalı olsaydı dedem olurdu hesabına dönüyor iş. belki bunlar olsa sonrasında tersten de şu şöyle olsaydı bu böyle olsaydı da çok daha iyi yerlerde olabilirdik cümlesi dudaklarımızdan dökülebilirdi. bunun sonu yok.

    ruhun şad olsun büyük türk, büyük kartal. nice fatihlere inşallah.
  • türk devletinden imparatorluğa geçişi sağlayan padişah.devşirmeler kullanılarak türkmen aristokrasisinin etkisini azaltmış ve hanedanının iktidarını pekiştirmiştir.devşirme dediğin düşmanının çocuğu, kaçırırsın ve yetiştirir hizmetine alırsın.haliyle içten içe sana öfkeli bir gruba en azından öfkesini dışa vuracak kadar bir iktidar verirsen hem devşirmeyi hem türkmeni kontrol edersin.işte fatih'in yaptığı budur.osmanlı anadolu'da şimdiki ecdatımız diyen muhafazakarların aksine pek tutulmazdı, devşirme paşalardan çok çekmiştir.hanedan tarih olup aradan çekilince (bkz: cumhuriyet) devşirmenin öfkesi ile türkmenin hıncı serbest kaldı.bir de tabi yavuz selim'in halifeliği alması ve arap coğrafyasından getirdiği ulema var.islam'ın doğduğu yer olması sebebiyle heterodoks osmanlı'ya selefi hareketlere daha meyyal bir kesim selim'in islam coğrafyasındaki fetihleriyle geldi.kemalizmin gerilemesiyle bu kesimde serbest kaldı.
    devşirmeler(batıcılar),türkmenler(milliyetçiler), islamcılar.3 tarz var.güncel politik durumlara göre kendi aralarında konumlanıyorlar, ittifak kuruyorlar veya bozuyorlar.
    fatih bu 3 tarz içinde en çok batıcılara benziyor diğer 2 tarzı keskin bir şekilde dışlamasa da.
hesabın var mı? giriş yap