12311 entry daha
  • kendisine özür borçlu olduğum teknik direktör.

    transferler ne kadar göz kamaştırıcı olursa olsun, yeni kurulmuş kadronun başına getirildiğinde bir galatasaray taraftarı olarak sezonu çantada keklik görüyordum.

    kariyerinde hiçbir başarısının olmaması, iletişimde yaşadığı problemler, kendi taraftarınca bile burun kıvrılan bir hoca olması bu düşüncemin en temel gerekçeleriydi.

    elde edilen şampiyonluğun getirdiği motivasyon, kadronun korunması ve hatta fenerbahçe'ya atılan görece transfer çalımlarıyla daha da güçlenen galatasaray karşısında, sistemi ve kimin nerede nasıl oynayacağı belli olmayan, adeta her şeye sil baştan başlamak zorunda kalan ismail kartal yönetimindeki fenerbahçe'ye hiç ama hiç şans vermiyordum.

    ama öyle olmadı...

    en kısa zamanda ideal 11'i bulan kartal, takımını oyun olarak geliştirirken aldığı galibiyetlerle de kafasında soru işaretleri olan taraftarı ve onu harcamaya hazır medyayı susturmayı başardı. kim ne derse desin, bugün elde edilen 2.61 puan ortalamasını, konferans ligi'nde grubu lider bitirerek avrupa'nın en formda takımlarından belçika lig liderini eleyip çeyrek finale kalacak bir fenerbahçe yaratacağını kimse ismail kartal'dan beklemiyordu.

    ilk yarıda rakiplerine fark atan takımdan geriye şu an maçları sadece tek farkla kazanan bir fenerbahçe kalmış olsa da geriye düştüğü halde bile çözüm üreten ve kırılmayan bir takım var karşımızda.

    yüksek formuyla dikkat çeken ferdi, djiku, osayi, ismail; kariyerinin belkide en iyi futbolunu ortaya koyan irfan can, takım içinde özellikle hücumdaki yönlendirmeleriyle kilit rol oynayan fred, ilerleyen yaşlarına rağmen harika istatistiklere ulaşan tadiç ve dzeko ile doğru zamanda cengiz'i, mert hakan'ı ve batshuayi'yi kullanarak kendilerinden maç çevirecek verimi alan ismail kartal'a hakkının yeterince teslim edildiğini söyleyebilir miyiz?

    bir zamanların daum'lu ve kocaman'lı takımına benzetiyorum bu takımı. kötü oyun olsa da geriye düşmesine rağmen bir şekilde geri dönüp kazanan, ısrarından vazgeçmeyen bir takım bu.

    ismail kartal'ın en büyük şanssızlığı böylesine formda ve güçlü bir galatasaray'a denk gelmiş olmasıdır. gerçekçi olalım, bu takım daha kaç puan alabilirdi?

    guardiola olmasaydı klopp'un liverpool'u acaba bugün sadece bir şampiyonluğa mı sahip olurdu?

    ismail kartal bize şampiyonluğun birçok dinamiğe bağlı olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor. bugün bu takımın başında jorge jesus olsa bu oyuncuları kullanır, onlardan bu yüksek verimi alabilir miydi? sene başında ismail kartal yerine mesela fernando santos ismi alternatif sunulsaydı kamuoyunun tercihi acaba ne yönde olurdu?

    şampiyonluğun kaçtığı artık ortada. önümüzdeki sezon muhtemel gelecek yeni teknik direktörün yeniden yapılanmayla birlikte, sistemini oturtmuş ve geçen sezondan ders çıkararak yapacağı transferlerle güçlenecek galatasaray karşısında işinin bugünden daha zor olduğunu söylemek zor değil. ancak zamanında dalga geçilen, küçümsenen ismail kartal'ın taraftarına ve rakiplerine hiç unutmayacakları bir sezon yaşattıklarını söylemek zor olmasa gerek.
  • israil tarafından müslüman olduğu için başarısı engellenen teknik direktörümüz. bizi bu yoldan döndüremezler en kısa sürede 5 yıllık sözleşme yapıp siyonistlere gereken cevabı vermeliyiz.
  • cengiz aşkı ile takımın pas oyununu bozmuş , düşüşün ateşini yakmıştır. gs maçında cengiz sevdasına hem sağ kanattaki irfan performansından olduk, hem de orta sahada bir kişi eksik kaldık.
  • adam da bi kere tip olarak t. d tipi yok.rize liyim diyor ama karadenizli lerde böyle kara adam olmaz.
    diksiyon rezalet
    bi adam a takım elbise yakışıyorsa eşofman yakışmaz. eşofman yakışıyorsa takım elbise yakışmaz. ismail e her ikisi de yakışmıyor.
    devamlı takdir edilmeyi bekliyor. bu halden dolayı anlaşılan yaptığı işten o da emin değil.
    gece yatarken ben nasıl f. b t. d oldum ya diyordur.
  • kendisinden kesinlikle ümidim hiç yoktu. hiçbir zaman olmadı. ama bir ekip kurarken yanına kenarına köşesine yıldız oyuncu ile anlaşabilen, taktik geliştirmesi gerektiğinde destek olabilen, aslında başka bölgede oynayan oyuncular ile bambaşka bölgede oynayanlar değiştirilebilir konusunun bir gerçek olduğunun tff de böyle bir yasak olmadığını hatirlatabilen, oyuncuları farklı bölgelerde denemenin gunah olduğu şeklindeki fetvanin gercek olmadığını gösteren, hocanin çalışmalarını doğal olarak az bulup bi duran top denesek deyip en azindan 1-2 çalışma yaptıran birileri teknik ekibe şart idi.
    görüntüde yine ismail kartal kırsın "güya" kırılmadık tüm rekorları ama arka planda çok deneyimli bir ekip işi yürütmeliydi. ancak işin teknik boyutu da kendisine bırakıldı. asıl kırılma burada başladı. o anda aslında zaten bu senenin sıfır kupa ile tamamlanacağı kesindi.
    bu oyuncu grubu hiçbir teknik taktik olmadan da bu puanların tamamını alırdı.
    üstüne alınacak olan puanlar zaten teknik ekibe ve bir oyun planına bir taktiğe bir çalışmaya ihtiyaç duyardı. fenerbahçe asıl ihtiyaç duyduğu bu puanları/maçları zaten alamadı. alamayacak da.
    geçen sene de tam tersi jesus sokaktan çevirdiği 10 adamla da takımı 2. yapardı. üstünü oyuncu kalitesi koyması gerekiyordu ancak çok vasat bir oyuncu profili vardı.
    adam fred'le tadicle symanski ile değil araolu,rossili henriqueli altaylı takımı 2. yaptı.
    ki bu senenin transferlerine de bakılırsa (sabuncuoğlunun ve ali koç'un dediklerine istinaden) fenerbahçe istanbul'a inenleri toplamış onu da alalım bunu da alalım yapmış gibi gözüküyor.
    tadic ve djiku ile beşiktaş görüşmüş fenerbahçe almış , syzmanski ile galatasaray görüşmüş fenerbahçe almış, bi ryan kent bir de dzeko herhalde fenerbahçenin direkt transferi. ali koç'un dediğine göre m.united fred ile görüşmek istiyorsanız gelin demişler ona da almaya gitmişler.
    hiçbiri anlatılana göre planlı gözükmüyor. çünkü ismail kartal'da bunu yönetebilecek durumda biri değil. takımda hiç stoper olmasaydı da birşey diyemezdi.
    keza sezon ortasında zaten adamları bir dönem tutmuşsun tut bir dönem daha ikinci yarı daha çetin geçecek ilk yarının belki 2 katı maçı daha kısa sürede oynayacaksın diye düşünecek kadar bile öngörülü olamadı "kurt hoca".
    ne gerek var bonucci'ye crespo kalsın diyemedi. devre arası transferleri sorunlu olur krunic yerine lincoln'ü kazanalım ferdi'yi hatta irfan'ı bile belki ortada oynatırız diyemedi, emre mor'un bile zamanı gelir daha fazla yerde kapanan takımın üstüne gideriz diyemedi.
    ancak iki iyiliksiz bir dünya dediğimiz şekilde, fenerbahçe'de ne zaman hoca iyiyse takım çok kötü, ne zaman takım çok iyiyse hoca çok kötü, veya hoca yok.
    şu anda hoca yok.
  • fenerbahçe matrix ise onun merovingian'i ismail kartal'dir.
    organize kötülük, mutlak bir düşman yapı ile mücadele edildigini iddia edip ilk olumsuz durumda kendisini günah keçisi ilan etmek, eleştirmek nasıl bir akıl tutulmasidir. yaklaşan hac mevsimini fırsat bilerek dünya üzerindeki en yüksek puan ortalamasi ve hacı unvanına birlikte sahip futbol antrenörü titresini ele geçirmesini umduğum fenerbahçe efsanesidir.
hesabın var mı? giriş yap