18606 entry daha
  • - geçen yıl ligde tüm sezon 22 gol atmış, şu anda 21 golde.

    - kritik maçlarda sadece feneri boş geçti ( beşiktaş ın kendi kalesine attığı golde eleman top icardi ye gelmesin diye müdahale etmeye çalışırken attı kendi kalesine, icardi ye yazıyorum bu sebeple), o maçta da kafa göz daldılar, neredeyse pekmezi akıyordu. (fenerbahçe nin 50 sn de gol yediği kupa komedisini saymıyorum)

    - geçen yıl yapmadığı kadar orta sahaya destek oluyor, istatistikleri bulamadım ama kesinlikle maç başı kat ettiği ortalama mesafe daha fazladır bu sene.

    - avrupa kupası maçları yüzünden geçen yıl yapmadığı kadar fazla maç yaptı, çok kritik goller attı.

    - sakat sakat oynamasını hiç saymıyorum.

    özetle;

    - kilo fazlası var mı bilmiyorum ama performans olarak geçen yılın üzerine koymuş durumda.

    - sözleşme imzaladı yatıyor diyeni allah çarpar dedirtecek bir performans ortaya koyuyor.
  • futbol seleksiyon’una maruz kalmamasını umduğum futbolcudur. galatasaray için konuşmak gerekirse, prime döneminde ilah gibi görülen (bkz: selçuk inan), (bkz: hasan şaş) gibi yıldızlar ıslıklandı, sonrasında son dönemlerini hatırladığımızda buruk bir tat bıraktılar ağızda, galatasaray taraftarına futbolun son 20 yılın en güzel ve tutkulu anını yaşatan bu büyük topçu ile benzer durum yaşanmadan en uygun şekilde vedalaşılmayı bilmelidir yönetim. vedalaşılsın ki 2 sezon muazzam ve üst düzel futbol oynayan bu büyük topçu efsaneler arasına girmelidir. zira futbol nankördür seneye sahaya dökülen 3 maç üst üste kötü oynayan icardi futbol realitesine maruz kalacaktır. efsane olmak için yıllarca o klüpte görev yapmaya lüzum yoktur, lüzumlu olan oynadığı süre kısa dahi olsa iyi iz bırakmaktır.
  • kilo anlamında inter&psg zamanındaki haliyle şimdiki hali arasında bariz fark var. o zamanlar daha fitmiş şu anda ipin ucunu kaçırsa dombili olacakmış gibi hali var. zaten futbolu bıraksa wesley sneijder gibi götü göbeği salacak. yemeyi ve içmeyi (alkol) seviyor ve tembel de.

    benim asıl anlamadığım galatasaray teknik ekibi. yurtdışında oynayan futbolcular anılarını anlatıyorlar. her idman öncesi tartılır sonra idmana çıkarlarmış. hadi icardi neyse de lan ndombele'ye nasıl aylarca kilo verdiremedi bu teknik ekip? ya arkadaşım eğer talimatlarınıza uymuyorsa futbolcu, kadro dışı bırakır geçersin. dingo'nun ahırı mı amk bu kulüp?

    icardi'yle ilgili merak ettiğim diğer mesele yaz kampı. malum bu sene şampiyon olucaz bir mucize olmazsa ve cl'ye direkt katılıcaz yani ön eleme olmadığı için sezonu erken açmak zorunda değiliz. ilk sene psg oyuncusu olarak son dakika kampa katılan, geçen yaz da transfer görüşmeleri nedeniyle yine yaz kampı yemeyen icardi, bu sene sözleşmeli oyuncu olarak kampa zamanında mı katılacak yoksa geç gelip arkadaşlarını enayi yerine mi koyacak? bakalım.

    düzeltme: lig şampiyonu play off oynuyormuş.
  • yaşı genç değil kilo veremiyor dememek gerekiyor. kasım ayından itibaren 84 kilodan 72 kiloya düşebilen beyaz yaka garibanı bendeniz bile başarıyorsa o da yapabilir.

    t: takımımızın olmazsa olmazı gol kralı.
  • real madrid'li federico valverde'nin the players tribune'e yazdığı bir yazı var oradan bir kısmını paylaşayım

    "doktor, hamileliğin çok riskli ilerlediğini ve hamileliği sürdürmemiz durumunda oğlumuzun yaşama şansının çok düşük olduğunu, sonraki ay için durumu takip edeceklerini ve o zamana kadar beklemekten başka bir şey yapılamayacağını söyledi.

    o sözleri duyduğunuzu hayal edin…

    “bebeğiniz muhtemelen yaşamayacak.”

    yaşadığım acıyı tarif edemiyorum.

    eşim fiziksel ve mental olarak zor günler geçiriyordu. ben ise kendimi tamamen kapattım. her şeyi içine atan biriyim. sağlıklı olmadığını biliyorum ama gerçekten böyleyim. kimsenin beni ağlarken görmesini istemem, ailemin bile, asla.

    annem ve babam bize akşam yemeğine gelirdi ve annem “bak fede…” diye söze başlardı.

    işte o an masadan kalkıp yalnız kalmak için odama gidiyordum. gün içinde futboldan uzak olduğum 20 saat boyunca kendimi soyutluyordum. telefondan, ipad’den uzak, sadece sessizlik…

    herkes acı çekiyordu ve kaya gibi sağlam durmak zorunda olduğumu hissettim. bir karakteri oynuyordum aslında, güçlü ve acıya dayanıklı adam. eşime “her şey tanrı’nın istediği gibi olacak”, diyordum.

    ancak kendi başıma kaldığımda saatlerce ağlıyordum. 15 dakika lavaboda kalıyordum ve bunun 10 dakikası boyunca başım ellerimin arasında ağlıyordum. maç sabahları konsantre olmam ve sakin kalmam gerekirken oğlumuzu düşünüp yatakta dönüp duruyordum…

    bazen iyi oynamıyordum ve taraftarlar beni ıslıklıyordu. maç sonrası ise medyanın sorularını cevaplamak zorundaydım, insanlara duygularımı belli etmek ve yaşadıklarımdan bahsetmek istemiyordum.

    cehennem gibiydi…

    benzer durumları yaşayan insanlara tavsiye edebileceğim şey benim kadar inatçı olmamaları olabilir. tek başınıza acı çekmek zorunda değilsiniz.

    nisan ayında villareal’e karşı oynadığımız bir maçta her şey çığrından çıktı (villareal’in 3-2 kazandığı maçın ardından valverde, rakip takım oyuncusu alex baena’yı yumruklamıştı). herkes olanları ve hikâyenin iki tarafını da biliyor. o çirkin şeyleri tekrar konuşmak istemiyorum, sadece şunu söylemek istiyorum.

    sahadayken bana istediğinizi söyleyebilirsiniz, beni rahatsız etmez. uruguaylıyız en nihayetinde. ancak aşmamanız gereken bazı sınırlar vardır. futbolcu olarak değil, insan olarak.

    ailem hakkında konuşmaya başladığınız an futbol bir kenara bırakılır.

    o gün sınır aşıldı.

    tepki vermeli miydim? belki hayır. belki de eve gidip, oğlumla bir burger yiyio çizgi film izlemeliydim. ancak ben de bir insanım ve bazen kendinizin için veya ailenizin hakkını savunmanız gerekir.

    basının beni saldırgan biri olarak yansıtması canımı yaktı. birçok yalan söylendi ve sonradan doğru olmadıkları ortaya çıktı. ancak dürüst olarak söyleyebilirim ki hiçbir şeyden pişman değilim. bu olay beni daha güçlü biri yaptı ve aile içinde bizi birbirimize daha fazla yakınlaştırdı.

    tanrı’ya şükürler olsun ki o karanlık günden sonra her şey çok daha güzel oldu.

    eşim içinde bulunduğumuz durumu herkese duyurduktan sonra bizim için her şey değişti. takım arkadaşlarımın ve real madrid taraftarının bize gösterdiği desteği asla unutmayacağım. benim ve ailemin sonsuz saygısını kazandılar. pasa hatası yaptığımda bile tribünlerde adımı haykırdılar. bernabéu gibi beklentilerin çok yüksek olduğu bir ortamda bu küçük bir mucizedir.

    hayatımın en zor günlerinde 80.000 insanın desteğini hissetmek 80.000 kişiye sarılmak gibiydi.

    hepinize teşekkür ederim."

    ve eşi hasta. adam geçen sene temmuz ayında eşinin tedavisi için gerekirse futbolu bırakırım dedi. geçen sene berbat biten sezon sonrası tüm camiayı avucuna aldı, şampiyon yaptı sene başında molde maçlarında seni şampiyonlar ligine soktu bu sene de sakatlandığı beşiktaş maçına kadar fena gitmiyordu. sonrasında zaten sakat sakat oynadı, bu yüzden çoğu zaman kendine kimi zaman da takıma zarar verdi. daha 2 hafta önce okan buruk icardi için 'henüz tam iyileşmedi, ağrıları var, antrenmanları tamamlayamıyor' demişti.

    bazı şeyleri çok çabuk unutuyoruz. icardi 2 sene boyunca üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. şimdi destek olma sırası bizde.

    tanım: eşini çok seven arjantinli.
  • sevgili galatasaraylılar youtubeda gördüğünüz her spor programını izleyip her dediklerine inanmayın.youtubedaki spor kanallarının yüzde 90'ı direkt ya da endirekt ali koç tarafından fonlanıyor ve son dönemde hedefleri erden timur ve icardi gibi duruyor.bu kilo muhabbeti nerden çıktı,bayram değil seyran değil.icardi inter'de prime döneminde bile atik,hızlı olarak akıllarda kalmamıştır hiç.bu adam ceza sahası golcüsü,geçen seneden tek farkı ön alanda daha az pres yapıyor bunun sebebinin de okan hocanın taktik anlayışında farklı bir çözüm üretmek adına icardi'yi orta sahaya pas istasyonu olarak çekip rakip defansın dikkatini dağıtmak istemesi olarak düşünüyorum ve son maçlatda bunun meyvelerini de topladı,son 6 maç 7 gol adam daha ne yapsın.
  • (bkz: kortizon tedavisi)

    tanım arjantinli topçu
  • geliyor gelmekte olan... geçen sene tüm takım ona çalışırken bu sene herkes kendini göstermeye çalışıyor. ona rağmen icardi an itibariyle gol krallığı sıralamasında 1. yok kilosu varmış, yok eskisi gibi değilmiş... adam orta sahadan pozisyon yaratıp ceza sahası dışından gol attı daha ne yapsın. ceza sahası içinde ittirildi, ayağına basıldı hakemler gık demedi... okan da böyle değerlendiriyor. ayrıca icardiden muhteşem bir vücut, serilik beklemeyin. adam zeki, top nereye gidecek biliyor. ayağını nasıl kullanacak biliyor. büyük bir görsel şölen aslında. tüm futbolcuların oturup izlemesi lazım. umarım 1 sene daha kalır.
  • çok ağır ve hantal fakat iyi pozisyon alıyor, gerekirse çakılı 10 numara gibi oynuyor; bir şekilde golünü atıyor.
  • dün oturdum geçen sezon galatasarayın attığı bütün golleri izledim. 7-0 biten başakşehir maçında rashicanın rakip defansa çarpıp gol olan yerden ortasında rashicaya eliyle yavaş yapıp rakibinin yakın direğe koşması için bekliyor. ardından uzak direğe zıpkın gibi bir koşu atıyor. bu sezon o koşuyu atma ihtimali yok. golleri izleyince daha net anlıyorsun şu anki icardi geçen sezonki icardinin durarak oynayanı. bu adam geçen sezon defans arkasına falan koşu atıyormuş lan.

    adana demir maçında hobi olarak futbol hayatına devam eden balotelli kendisine kıyasla pır pır 18'lik delikanlı gibi kaldı. şu haliyle bile ligin üzerinde bir santrafor. ama geçen yıl cidden bambaşka seviyede oynuyormuş.

    lakin daha fazlasını yapma kudreti varken yapmayan, bunun için kendini zorlamayan adamla duygusal bağ kuramıyorum. icardi babanın önce ligi sonra bizi pek ciddiye almadığı, önem listesinde altlarda kaldığımız işine gösterdiği ya da göstermediği özveriden anlaşılıyor.

    ama anlaşılabilir. mental olarak sağlıklı bir insan olsa en üst seviyede çok uzun yıllar oynar, bu dokuz numara kıtlığında adını tarihe bambaşka şekilde yazdırabilirdi.

    ben gelecek sezon kendisiyle yolların ayrılmasının, kendisini ilerde güzel anmamız için gerekli olduğunu düşünüyorum. sakatlık muhabbetlerine pek inanmıyorum.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap