• fırça gibi takma bıyıklarıyla evinden kaçarak, istanbul'da farah zeynep abdullah'ı arayan 15 yaşındaki arabesk sevdalısı bir bebenin arandığı sürreal program.

    ülke fabrika ayarlarına geri dönüyor, memleketin absürdlük seviyesi bir süredir çok düşüktü.
  • an itibari ile (bkz: farah zeynep abdullah)’ın fanatiği 15 yaşında bıyıklı bir bebeğin ortalıklarda dolanmasın işliyor . bergen filminden etkilenmiş . komik gibi duruyor ama anlatılanlardan durum vahim gözüküyor.
  • kestiği saçını bıyık olarak taktığı düşünülen 15 yaşındaki çocuğun arandığı program. o kadar kişi görmüş, biri de polisi aramamış.
  • antalya da şüpheli kayıp :

    yahu kayıp kadının kocası na takıldım ben evde netflix de kanepede yayarken bu kadar rahat değilim.
  • akaretler'den ortaköy'e 10 dakikada yürünebilecegini öğrendiğimiz program. helal olsun ne diyeyim
  • üstteki yazar arkadaşla aynı şeye takıldığımızı görünce sevindim, allahım benim zihnimde hiç mi harita yok yoksa ben tosbağa mıyım diye uzun uzun düşündürmüştü. en hızlı yürüyen 25-30 dk ancak gider ortaköy'e.

    neyse ben asıl başka bir şeye takıldım, çocuğun ruh sağlığı iyi değil anlaşılan ama ailesi bunu nasıl fark etmemiş, nasıl alıp tedaviye götürmemiş. şaşkınlıkla karşıladığım durum açıkçası. allah evladını takip edebilmeyi, ruhunu hissedebilmeyi nasip etsin.
  • öğrendik ki nişantaşı civarı sosyete muhitlerinde müge anlı seyredilmiyormuş. çocuğun haberi cuma günü verilmişti, hafta sonu kadar kişi karşılaşmış ama kimse bu programda aranıyordu bir şekilde tutalım polise haber verelim falan dememiş demek ki izlememişler haberleri yok.
    ayrıca üstte ki yorumlarda belli psikolojisi bozuk 15 yaşında bir çocuğun kaybıyla ilgili kendilerince komik olduklarını zannedenlerin sözde dalga geçtikleri mesajlarına çok üzüldüm.
    inşallah sağ salim bulunur ve ciddi bir tedavi uygulanır.
  • kadını, saç ve kıyafetleriyle kocakarıya çevirmekten ne zaman vazgeçeceklerini bir türlü kestiremediğim program. bugün buna taktım ben, işlenen konulardan ziyade. belki okuyorlardır da üzerinde düşünürler diyerek yazmaya karar verdim.

    programda giydiği giysileri, isteyen kişilere göndermeleri iyi hoş da, giysilerin modelleri ve renkleri korkunç be anacım! üzgünüm ama mezuniyet töreninde falan giymek için fazlasıyla da kütük gibi ve yaşlı işi hepsi. biz mezun olurken genç işi, uçuş uçuş şeyler giymiştik.

    bunların zaten modelleri tornadan çıkmış gibi birbiriyle aynı. yetmezmiş gibi bir de renkleri ve belden üstteki ya da yakalarındaki dantelli, desenli kısımlar hepten korkunç. keşke şöyle renkli rünklü altlı üstlü pantolon takımı, pileli etekli elbiseler falan görsek üzerinde biraz da içimiz açılsa. şöyle şeylerden bahsediyorum:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    boyu posu, kilosu itibarıyla gayet de yakışır bunların hepsi kendisine.

    saçlara gelince... biz küçükken kuzey kalesi diye bir oyuncak vardı. belki hâlâ vardır, bilemiyorum. bilenler hatırlar; bunun askerlerinin saçlarını böyle kalıp hâlinde kafalarından çıkarabiliyor ve yeniden takabiliyordunuz. işte saçları öyle, tek parçadan oluşan bir kalıp gibi görünüyor. renk olarak zaten benim nefret ettiğim bir ton, o ayrı da bu modelleri -eğer ısrarla kendisi istemiyorsa- kim yapıyor acaba? bazen düz fön çekiyorlar mesela. çok güzel görünüyor ya da kuyruk yapıyorlar, yakışıyor ama şu (bugün de yaptıkları) önleri geriye geriye doğru olan, edip akbayram saçı gibi ortadan ayrılmış model tek kelimeyle korkunç! renk de fazlasıyla yaşlı gösteriyor. keşke şöyle vişne kızılı falan görsek biraz da. beyazı bol olan bir insan olarak anlıyorum, belli bir yaştan sonra beyazlar nedeniyle sarı boya çok daha fazla işine geliyor insanların ama bir de yakışma meselesi var. onu da hesaba katmak gerekmez mi?

    bilemiyorum altan. kıyafet ve saç işine kim bakıyorsa umarım tez zamanda değişir.

    ***

    mevzuya gelince; bir an önce bu çocuğu tedavi ettirin. yarın öbür gün kızın evini bulup oraya girmeye falan da kalkabilir. serseri mayın gibi dolaşıp olmadık birine patlamasını beklemeyin.

    edit: şu alkışçı tayfadan usandım.
  • 15 yaşındaki kaan'ın hikayesi, anxious generation kitabının yazarı jonathan haidt`'in beyin gelişimi ilkelerine göre sosyal medya hesabı açmak için yasal yaşın en az 16 olması gerektiği gerçeğinin bir yansıması oldu aslında…

    bu çocuğun yaşadıkları bize her ebeveynin, 21 ekim 1998 yılında 13 yaşından küçük çocuklar için yürürlüğe giren ancak 13 yaşın beyin gelişimi ilkeleri veya olgunluk açısından oldukça alt bir sınır olması nedeniyle 2023 yılında gayri resmi bir şekilde güncellenerek çocuklar ve gençlerin çevrimiçi gizliliğini koruma yasası olarak kapsadığı yaşın 13'ten 16'ya çıkarıldığı, ticari web siteleri için geçerli olan ve bu sitelerin kişisel bilgileri toplamasını sınırlayan, ebeveynlerin içeriklerde kısıtlama yapabildikleri ya da içerikleri devre dışı bırakabildikleri, veri koruması sağlamaları için şirketlere sorumluluklar yükleyen coppa yasası hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini açıkça gösteriyor...

    başına kötü bir şey gelmeden bulunmasına çok sevindim…
hesabın var mı? giriş yap