• başarı da bir ihtiyaçtır. mesela oyun bağımlılığının altında yatan faktör de budur.

    soyut zevklerin de akla dair ihtiyaçlar olduğunu düşünüyorum. mesela biraz oyun oynamak zevkli ki adamlar hayatını buna adıyor. lakin asıl ihtiyaç bu mu? bir başarı hissininin tatmini var ve bu çok kolay bir oyunda. ee ne kötülük var bunda derseniz aslında pek yok benim düşüncem ama bunu alkol bağımlılığına benzetiyorum o boyuttaysa asıl ihtiyaç karşılanmıyor ve hatta acizlik oluşuyor asıl ihtiyaç konusunda gördüğüm. günün büyük bölümü oyun oynamak çok zevklidir ama bir ihtiyacın manipülasyonudur ve her dengesiz karşılanan ihtiyaç gibi zararlıdır sağlığa. gerçek başarı olayından uzaklaşır belki de oyun bağımlıları. peki başarı neden bir ihtiyaç olsun? tahminim bu cinsellik ve hayatta kalma ihtiyaçlarının bir uzantısı ki tahmin edersiniz başarısız insanlar ikisinde de zorlanır. yani akla dair ihtiyaçlar da dolaylı olarak var olabilme gereksiniminin dallanmalarıdır ihtiyaçlardaki.
  • hamileliğe benzeyen süreç. herkes göbek şişince görüyor kimse oraya gelene kadar ki sevişmeleri görmüyor
  • zaman, bilim, rakam, tutku, inanç gibi saçmalıkların özkardeşi. bu başarı denen zırva, canlılar içinde tek insana özel olan şeytanın ta kendisidir. hangi durum,yer ve anda olursanız olun, ne halde olursanız olun başarıyı aklınızdan çıkardığınızda efsane olursunuz işte başarı böyle saçma ve hayat denen sayılı nefesin eğlencesidir. kumar gibi, lunapark eğlencesi gibi, fentanil gibidir. kısacası başarı denen şey koca bir hiçtir...
  • surekli bir seyleri basari kisvesi altinda anlamlandirmaktan nefret ediyorum. bu cok sig bir dusunce ve anlamsiz. bir seyleri sonucuna varmiyoruz hicbir zaman. basari sonlandirdigimiz anlamina geliyor ve gerceklikle ortusmuyor cunku basari dedigin beceri duygusu hayatin hergunune sirayet etmeli. bu baglamda baski yaratan igrenc bir kelime. hayatin icerisinde cokta yer almasina gerek yok.
  • bilhassa bağımlı amerigan sinemasının veya idealojik yoldan benzerlerinin dikte ettiği bir parametre, bir araç, ulaşması zorunluymuş gibi gösterilen bir ürün. bu ürüne ulaşamayanlar sisteme görece negatif bir yerinden dahil olmayı mecburen kabullenmekteler çünkü başarısız olduklarının bilincine varıyorlar.

    bir insan evde otururken durduk yere aa ben - tırnak içinde - biri olmayı beceremedim, tüketim ve üretimden ibaret olan dışarıya çıkayım da oraya en vasıfsız - esasen en vasıflı, en piyon - yerinden dahil olayım diye düşünmez. ona sürekli başarılı insanların hikayeleri anlatılmalı, bu hikayeler onun o " uyuşuk " gözlerine öyle sokulmalı ki o da bu kıymetli düşünceye varabilisin. kurulan tezgaha düşsün bir nevi.
  • topluma kendini olduğu gibi kabul ettirebilenden daha başarılısı yoktur.
  • bazen başarılı olmak için başarısız olmalısınız :)
  • başarı takıntılı insan iticiliği diye bir gerçek var
  • (bkz: #163858045)
  • çocuklar her gün başarır. istisnasız her gün.

    yürümeyi, koşmayı, konuşmayı, oyunları, olayları, olguları.

    bazen yolu unutur bazen yürümeyi bazen ismini.

    ama tekrar ve tekrar. başarana kadar.

    ve sonunda mutlaka yapar.

    çünkü hiçbir zaman içindeki aslanın sesi kısılmaz.

    utanç nedir bilmez. etrafla ilgilenmez.

    odağı içindeki ve önündekidir.

    denerken o kadar çok şeyden bilinçsizce sıyrılır ki, onun -başarıya giden- yolu hep düz bir çizgidir.

    bir süre sonra büyürler.

    etraflarına odaklanırlar. çekinir, utanır ve içlerindeki aslanın sesi kısılır.

    daha az yazar, daha az yapar, daha çok okur, daha çok izlerler.

    çizgi artık düz değil. başarmak zor. yol kıvrılır.

    oysa dünya hala -ve dahi bin yillardir- aynı. değişen sensin.

    ödün kopuyor yolu unutacaksın, düşeceksin, gülecekler diye.

    yolu bozan zihnin. mesele hala içindeki ve önündeki.

    ne kadar çocuksan, o kadar kolaydır başarmak.

    ve zor olan, çocuk olabilmek.
hesabın var mı? giriş yap