hesabın var mı? giriş yap

  • hava soğuktur...
    sen de küçük olmalısın.
    baban,annen yanında.
    ne derdin var ne kederin.
    belki de içerde yer yatağında yatıyorsundur he?
    akşam fındık falan konmuştur sobanın üstüne.
    o soba seni ısıtsın diye çalışan baban,oturmuş çay içiyordur.o kadar da keyif yapsın değil mi?
    sonra ışıklar söner,
    tavanda kırmızı bir gölge...
    sobadan gelen çıtpıt sesler...
    annen yatmamıştır daha.sobanın içindeki odunun,kömürün tamamen yanmasını bekler.
    belki de yanına uzanır.
    mutlusundur işte.
    huzurlusundur.
    büyüyünce,o günleri bu kadar çok özleyeceğini hiç düşünmemişindir.
    sobadan yansıyan ateşin kırmızısı,yerini kömürün rengine bırakır büyüdükçe.
    üzülürsün.

  • bazen bir vedalaşma sahnesinde izlenir bu duygu. 'görüşürüz' denir istemsizce her harfinde azalan bir sesle. bilirsin bir daha görmeyeceğini ama kabullenirsin, uzaktan uzağa gidişini seyredersin. bazen de bir otogara konuk olur. otobüsten el sallarsın bir daha göremeyeceğini bile bile. ağırdır, bir süre boşluğa bakarsınız ağlamaklı. dağılır elbet zamanla, geriye kalan hafızada canlanan bir bakış olur.

  • şüphesiz ki pluton'dur. gezegenlikten çıkartmaya çalıştılar ama o çizgisini hiç bozmadı: mesafeli ve istikrarlı. yürü be pluton!

  • 2018 yılında black panther en iyi film dalında oscar'a aday olduğunda bir çok kişi şaşırmıştı. ondan önce çekilmiş daha iyi çizgi roman uyarlaması filmler hep görmezden gelinmişti. kararın politik bir tarafının olduğu açıktı. büyük ihtimalle black lives matter hareketinin etkisiydi. black panther'ın adaylığı kadar the dark knight'ın aday olmamasının sebebi de politikti.

    uç noktalara varan ahlakçılığıyla batman zaten sağcı bir karakter olarak görünüyor. bu çizgi romanlarda da filmlerde de böyle. devlet kurumlarına güvenmeyip adaleti kendisi sağlar. silah kullanmaya karşı olsa da bu yalnızca çocuklara kötü örnek olmaması için yapılmış bir hareket. tabanca falan kullanmıyor olmasına rağmen adamları zaten haşat ettiğinden arada çok fark olmuyor. batman begins'ten the dark knight rises'a kadar üç filmde de polisin ve hükümetin zayıflığını görüyoruz. bu dönemde amerika'da başta genellikle demokratlar vardı. akademi de zaten yıllardır liberal kesim ağırlıklı insanlardan oluşuyor. hal böyle olunca, devleti ve ona bağlı kurumları bir yana atıp adaleti kendisi sağlayan bir kahramanın olduğu filmin zaten en iyi film dalında kazanması değil, aday bile olması imkansızdı. two-face lakaplı harvey dent'i de unutmayalım. açık biçimde liberal olan bölge savcısı, lakabını yüzünün yarısının yanmasından çok önce almıştı. amerika'nın aydınlık yüzüdür sözde, batman gibi sivil olarak değil, devleti arkasına alarak suçlularla savaşır. mahkemede kendisine silah doğrultan adamı da yumruğuyla halleder. iki yüzlü olmasının sebebi ise batman'i desteklemesidir. güven veren demokrat kimliğinin altında maskeli bir intikamcıyla iş birliği yapan, sinirlendiğinde joker'in adamının ağzına silahı dayayan ve suçlularla savaşı kaybettiğinde çıldırıp onlara katılan biridir.

    joker: yine batman gibi devlet ve kurumlarının zayıflığını gösteren sempatik bir anarşist
    harvey dent: iki yüzlü zayıf bir demokrat
    batman: her türlü fedakarlıkta bulunan kahraman bir sağcı
    işte bu üçgen filmin oscarlarda görmezden gelinmesinin sebebi.

    frank miller'ın the dark knight returns'ü de işte bu yüzden aslına sadık kalınarak sinemaya uyarlanamadı. sağcı kimliğiyle bilinen miller bu romanda batman ve superman'in gölgesinde cumhuriyetçiler ve demokratları savaştırmış, ülkedeki yozlaşmaya dayanamayıp 60 yaşından sonra kostümünü üzerine geçiren batman, amerikan hükümetinin köpeği olan demokrat superman'i ayağının altına almıştı. zack snyder kendi dc filmlerinin çekerken doğal olarak bu hikayeye sadık kalmadı. zaten en başında hollywood'daki en güçlü liberallerden ben affleck'i rol için seçmelerinden bu belliydi. snyder'in filmlerinde affleck'in batman'inin hükümet ile sorunu yok. alien olarak gördüğü, göçmen kimlikli superman'in vereceği zarardan korkuyor ama sonrasında gürültülü bir mücadelenin ardından kanka oluyorlar. göçmen sorununa bakış açıları bu olsa gerek.

    nolan'ın çoğu filmi ana kategorilerde es geçilirken obama'nın seçilisi sonrası kölelikle veya devlet kurumlarının gücüyle ilgili filmler adaylığa boğuldu mesela. aklınıza direk the hurt locker, argo, zero dark thirty, lincoln, 12 years a slave, django unchained falan gelebilir.

  • "açık sözlü olmak iyidir. en kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini en başta kaybedersin."

    hayat felsefesi yapılası bir söz. kaybetmek degil, fazlalıklardan kurtulmaktır belki de...

  • ilk kez 1979'da yayınlanmasına karşın japonya'da 1986'da popüler olup, dünyayı peşindenkoşturmaya 2005 yılında başlamıştır. sudoku japonca'da "yalnızca rakamlar" anlamını ifade etmekte ve isim babası japon bulmaca yayıncısı nikolidir. sudoku, 9x9 boyutundaki kutulara rakam yerleştirme oyundur. amaç boş kareleri her satır, her sütun ve 3x3 boyutundaki kutularda 1'den 9'a kadar birer tane olacak şekilde doldurmaktır. kitabın arkasında "sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği uyaruıyoruz: dikkat, bağımlılık yapabilir!" şeklnde bir uyarı cümlesi vardır ki haklılar da... bir yere giderken, yatmadan önce, bulduğunuz bir boş zamanda bitirmeden, bütün kutuları doğru doldurmadan içinizi rahat ettirmeyecek bir oyundur. sabırsız bünyelere göre değildir, aman diyim...