ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 mayıs 2015 cumhuriyet'in dünyayı sarsan haberi
-
"tırda silah varmış" denileceğine "tırda makarna varmış size vereceklerine suriye'ye yollamışlar; hem de fiyonk makarna olm!" deselermiş daha büyük tepki alabilirlerdi. bu haliyle kimsenin sikinde olmaz.
24 ocak 2020 corona virüsünün türkiye'ye gelmesi
-
bize gelmeyecek olmasının imkanı yok zaten kötü bir şey olacak ve biz yaşamayacağız öyle mi?
ronaldo luis nazario de lima
-
"ronaldo uce bir yakaladi!!!" sozunun sebebidir.
albert camus
-
"insan parası warsa çalışmak zorunda kalmaz.böylece zamanı satın alır.bu kalan zamandada kendini mutlu edebilcek şeyleri yapar.yani para mutluluğu satın alır."
laplace'ın şeytanı
-
yaratıcısı laplace gibi o da klasik fizik dünyasında doğmuş ve ölmüş bir şeytan.
klasik fizikte parçacığın ilk konumu ve hızını biliyorsan, geleceğini de kesinlikle hesaplayabilirsin.
fakat klasik mekanikte bile bu çok da olası değil, çünkü ortaya çıkan denklemler çoğunlukla lineer olmayan diferansiyel denklemler ve lineer olmayan diferansiyel denklemlerin çözümünü bulmak çok zor yada imkansız. bu nedenle genelde olayın durumuna göre approximation'lar (yaklaşımlar) yapılır, bazı şeyler ihmal edilir, bazı açıların küçük olduğunu varsayılır vs ve sonuca öyle gidilir. varsaydığımız şeytan kainattaki tüm parçacıkların konum ve hızlarını bilebilecek kapasitedeyse, nonlineer denklemleri de çözebilecek kapasitededir herhalde denebilir.
fakat böylesine bir şeytanın quantum dünyasında yaşama şansı hiç yoktur. en başta heisenberg belirsizlik ilkesine göre şeytanımız parçacıkların konumunu ve hızını aynı anda yeterli kesinlikte ölçümleyemeyecektir. öte yandan zaten konumları bilmesi için gerekli olan ölçümleme sistemin durumunu değiştireceğinden sistemi bizzat kendisi bozmuş olur. konuyla doğrudan bir ilgisi olmasa da üstat max planck reyiz der ki "bilim, doğanın nihai gizemini çözemez çünkü biz, çözmeye çalıştığımız gizemin bir parçasıyız."
öte yandan quantum dünyasında her şey yine olasılıklara bağlıdır. bir parçacığı bir noktadan belli bir ilk hızla bir yarığa doğru gönderdiğimizi varsayalım. yarığın arkasında da bir algılayıcı ile parçacığın geldiği yeri tespit edelim. aynı kaynaktan aynı hızla başka bir parçacık gönderdiğimizde, o parçacık bir öncekiyle aynı yere düşmez. başlangıç koşulları aynı olmasına rağmen ikinci parçacığın düşebileceği yerlere dair bir olasılık dağılımımız vardır elimizde fakat bu, sadece ihtimalleri ortaya çıkarır. hangi ihtimalin gerçekleşeceğine, yani ikinci parçacığın tam olarak nereye düşeceğine dair elimizde kesin bir sonuç olamaz.
bir başka örnekte de en basitinden bir parçacığı bir kutuya hapsedersek*, söyleyebileceğimiz şeyler yine sınırlıdır. birincisi, eğer gerçekten eminsek, parçacığın o kutunun içinde olduğu. ikincisi ise parçacığın kutunun içerisinde nerelerde bulunabileceği. bunun dışında "parçacık tam olarak şurada" diye kesin bir şey söylemek imkansızdır. bunu bilmediğimizden değil, bunu bilemeyeceğimizden. fizik kuralları bunun bilinemez olduğunu söylediğinden, yada en basit ifadeyle doğada gerçekten de böyle olduğundan. hatta, gerçek hayatta, birinci ifademizdeki parçacığın o kutunun içerisinde olduğu bile tartışmaya açılabilir. çünkü her ne kadar parçacığı kutunun içine hapsettiğinizi, parçacığın kutudan kaçamayacağını düşünsek de, o parçacık belli bir olasılıkla o kutudan quantum tünelleme ile kurtulabilir.
bir diğer ilginç şey ise quantum ölçeğinde cisimlerin hareket yolu yoktur. bir parçacığı a noktasından hareketine başlatıp, sonra da b noktasında gözlemlediğimizi varsayalım. klasik fizikte parçacığın a'dan b'ye nasıl gittiğini hesaplama şansımız var. fakat quantum fiziğinde alınan yol hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz.
dahası, bir sistemin durumuna dair tam bilgiye erişilemez. ölçüm, sistemin quantum durumuyla ilgili yalnızca küçük bir miktar bilgiyi açığa çıkarır.
kısacası laplace'ın şeytanına, veya onun sahip olduğu özelliklere sahip bir şeye, quantum dünyasında dolayısıyla da gerçek hayatta yer yok.
en neşeli klasik müzik eseri
-
en hüzünlü klasik müzik eseri listelerinden seçmeler dinleyip boğazınızda bir şeyler düğümlenmesini istemiyorsanız... zaten mutlu değilseniz... bu nedenle hayatınıza film, resim, müzik gibi yollarla hüzün katmak aptalca geliyorsa... datlu bir şeyler duymak istiyorsanız...
arada sürprizli videolarıyla pandastic top 10;
* johann strauss - radetzky marsch => https://www.youtube.com/…=eab_efttkfs&nohtml5=false
* johann strauss jr - tritsch tratsch polka => https://www.youtube.com/watch?v=u5yr-r3gkw4
* brahms - hungarian dance no. 5 => https://www.youtube.com/watch?v=shlio1plu9c
* julius fuçik - entry of the gladiators => https://www.youtube.com/watch?v=_b0cyoao8y0
* mozart - a little night music => https://www.youtube.com/watch?v=fvtxlrxvdey
* johann strauss jr - kaiserwalzer => https://www.youtube.com/…vmzk&feature=youtu.be&t=22
* dmitri şostakoviç - russian waltz => https://www.youtube.com/watch?v=vauo4o-exoy
* rossini - william tell => https://www.youtube.com/watch?v=j3t8-aeorbg
* emile waldteufel - the skater's waltz => https://www.youtube.com/watch?v=zirn3m3ewqc
* lıszt - hungarian rhapsody no 2 => https://www.youtube.com/watch?v=e1jkd1c7izq
allegro panpalar!
edit: link yenilemece.
hacı sabancı öpüşü
-
kız sadece paraları harcasak ama hiç öpmesek olmaz mı gibisinden duruyor.
var mı öyle...
ingilizce yetmiyor artık 4-5 dil biliyor millet
-
hangi millet lan bu ? siz kimsiniz olm ?
yumurtalı patates
-
yaşım 41, ilk kez rendelenerek yapıldığını duyuyorum.
25 sene boşuna mı küp küp ya da üçgen üçgen doğradık lan biz bu patatesleri???
hocamız mı kötüydü dicem ama anamın börekleri de burnumda tüttü bak şimdi. yok yok o bana yanlış öğretmiş olamaz, kıyamaz oğluna bence :/