hesabın var mı? giriş yap

  • insanların aylar sonra nefes almak için kendilerini dışarı atmasını fırsat bilen uyanıklardan kaynaklıdır. şimdilik herkes çıkmışken yiyelim içelim kafasında olduğu için mekanlar affetmiyor. insaflı olan işletmecilere lafım yok ama bir porsiyon kebabın fiyatını tam iki katına çıkaran bir restorana bugün gözlerimle şahit oldum. gitmeyin arkadaşlar. fırsat vermeyin böylelerine. biz bu durumu normalleştirdikçe daha da bokunu çıkaracaklar. kitlesel tepki görürlerse biz değil paşa paşa onlar normalleşecek.

  • annem kendisine ingilizce ogrenmeye gidiyorum diye evden cikar babamla bulusurmus yil 1972. ingilizce yalan olmus ben gercek...

  • daha çok beklerler.

    birebir yaşadığım olaydır, rivayet falan değil...

    bundan daha üç gün önce, akşam üzeri bilgisayar başında vakit öldürüyorum. bir anda bir patlama ile bulduğum oda, bilgisayar masası falan sarsıldı. noluyoruz diye dışarı fırladım, birine bir şey oldu mu, bir yardımımız dokunur mu diye düşünüyorum. dışarı çıktığımda gördüğüm manzara şu idi...

    http://m.imgur.com/hbg7r2n

    http://m.imgur.com/uhdp0ci

    http://m.imgur.com/zdewy1g

    oturduğum binaya yakın bir polis karakoluna pkk bomba atmış. şans eseri kimseye bir şey olmamıştı ama; binanın ve binanın önünde park halindeki arabaların camları patlamıştı.

    tekrardan yukarı çıktım, koridorda öğretmen bir kız panik halinde çömelmiş ağlıyor, arkadaşları da onu teskin etmeye çalışıyordu. bulunduğu odanın camı patlamış, eli ayağı birbirine dolanmıştı.

    lafı fazla uzatmadan sadede geliyorum. ben doktorum ve hipokrat yeminim var, yarın gene hiçbir şey olmamış gibi hastaneye gideceğim, hiçbir şey olmamış gibi hasta bakacağım. hatta belki de o bombayı atan teröristi getirecekler, ona da bakacağım.

    ama o öğretmen kızdan ya da canına kast ettiğiniz o polislerden ne empati, ne merhamet, ne acıma hiçbir şey beklemeyin.

    zira hiçbir varlık, kendi canına kast eden biri ile empati kuramaz...

  • güzel kız: pardon mehmet akif mahallesi nerde acaba?
    erkek: şimdi şu okulu biraz geçin, sağa dönün, bir beş dakika ile..(kız keser)
    güzel kız: ayy çok şeker yaa gerçekten bunun olabileceğine inandın mı?
    erkek: neyin?
    kız: sana adres sorabileceğime...
    erkek: anlamadım?
    kız: of ya sana adres sorar mıyım ben gerizekaaalı
    erkek: kendinde misin sen?
    kız: üff sanane be salak.

    sonuç olarak yine erkeğin mallığına çıkan bir amaçtır.

  • bu aralar canım sıkkın. en çok da, "neden?" sorusuna sıkılıyor. dün gece kaçış edebiyatına dalmak istedim bu yüzden.

    beceremedim ama. kaçamadım. ellerim hep geride kaldı; kurguladığım hikaye zihnimde olup bittikten çok sonra, ancak bir tarihçi gibi kayda geçirebiliyordum. yapamayacağımı anladım ve kariyerimi yarıda bırakmaya karar verdim, ama tek neden elbette bu değildi.

    ismi çok garip geliyor. inşaat inşa edicisi veya tost pişirici makinesi gibi. edebiyat, kaçmak için değilse ne için var? romain gary de uzaklaşma ihtiyacımı karşılıyor, jrr tolkien de. burada ve şimdi varolmak istemediğim için kitap okuyorum. başka dünyaların, başka insanların varolma ihtimaline esir oluyorum kitap okurken. ne mutlu bir esaret o!

    hayır ben bu işi yapamayacağım. "belki" cevabını sevmediği için dünyanın en güzel kadınlarını elinden kaçıran benim gibi insanların, daha net bir iş tanımına ihtiyacı olur hep. esnaf olmaya karar verdim; brülör satacağım. üçe alıp beşe satacağım.

  • -gece birde evde ol.
    -neaaa??15 yasındaki çocuklar bile o saatte girmiyolar eve .
    -onnarın babaları zengin o zaman.
    -ne alaka ya..
    -o saate kadar içki sigara masrafını karşılayamam ben senin, evine vakitlice gel, tassarruf et.