hesabın var mı? giriş yap

  • son derece elim olan bu olay karşısında gereken cevap mutlaka verilecektir, müsterih olunuz. kimse türkiye'yi denemeye kalkmasın, gazabımız şiddetlidir, herkes haddini bilsin, gereken yapılacak, sen kimsin be! gereken.

  • liseyi beraber okuduğum bir arkadaşım vardı, büyük hedefleri olan çalışkan bir arkadaşım. mühendis olmayı liseye başlar başlamaz aklına koymuştu, sıraya da mühendis olacağını, istediği üniversiteyi yazdı, teknik üniversitesi inşaat mühendisliği.

    garip bir çocuktu. sessiz, sakin, hayatında kavga bile etmemişti. derin bir havası vardı, altını kazdıkça daha derine indiğini görüyordum. rahatsız oluyordu sorularımdan, üstüne gitmiyordum. lisede aynı ranzada altlı üstlü yattık. önceleri üstte yatıyordu, geceleri haykırarak uyanıyordu, uyuyamıyordu çoğu zaman, üzülüyordum, anlat derdini diyordum, susuyordu. yer değiştik, ben üst ranzaya geçtim. daha rahat uyumaya başladı. sebebini sorduğumda daha az sallanıyor, ben rahatsız olmuyorum ama istersen değişelim tekrar dedi. yok dedim. konuyu da daha fazla irdelemedim. telefonla konuştuğunu neredeyse hiç görmedim, bazen telefonla uzun süre konuşup döndükten sonra yatağına geçip ağlıyordu. okulun kütüphanesine ve bilgisayar laboratuvarına sık sık giderdi. geçmişi de hep silerdi. ne baktığını ne araştırdığını bir türlü anlayamadık. zamanla hocalarında dikkatini çekti, psikolojik destek aldı. okul müdürü çocuğun geçmişini biliyordu ama bize söylemiyordu.

    ikimizde üniversiteyi aynı şehirlerde okuyacaktık. heyecanıyla bir şeyler yapma peşindeydik, ben gezmeye çok meraklıydım, o kitap okumaya. daha büyümüştük, zaten olgun olan arkadaşım daha olgundu. artık yüzündeki hüzünün yerini hırs almıştı. daha çok çalışıyordu eskisinden. başarılı oldu, büyük şirketlerde staj yapma imkanı buldu. bir gün bir kafede otururken tuvalete gitmişti, telefonu da masada. tanıştığımızdan beri telefonuna şifre koymazdı. açtım hemen, safariye girdim. yer imlerine baktım, kandilli rasathanesi, en sık tıklanan sayfaydı. önceleri bir şey demedim. evine gittiğimde bilgisayarına baktım, yine aynı şekilde. evde 1999 senesine ait gazeteler, kitaplar. kandilli rasathanesi yine yer imlerinde. sürekli son depremlere bakıyor.

    soramadım yine kendine. lisedeki müdürü aradım, tam bir hafta sonra ulaştım. sordum arkadaşımı, önce hatırlayamadı, sonra hatırlayınca okula davet etti. tüm hikayesini dinledim arkadaşımın. 99 depreminde ailesinin hepsini kaybetmiş, amcası büyütmüş hep, yatılı okumuş hayatı boyunca. inşaat mühendisliğini neden seçtiğini, telefonuna neden şifre koymadığını, geceleri neden haykırarak uyandığını, neden üst ranzada yatamadığını o an anladım. her şey bir anda gözümün önünden geçerek anlam kazanmıştı.

    bunları kendine anlatamadım, eğer bilseydim daha çok yanında olurdum. keşke daha çok yanında olabilseydim.

  • --- spoiler ---

    nihal (tekneden denize bakarak) : şimdi bu sakinliği bırak bir sürü işle uğraş.

    --- spoiler ---

    lan kızım sanki uğraştığın bi iş varmış gibi.össye bile tam girmedin lan.üniversite stresin bile olmadı.ekmek elden su gölden yaşıyosun.ulan sevgili bulmak için bile çabalamadın aynı evde yaşadığın herifle evleniyosun.ne işi çok pardon?

  • çok saçma bulduğum bir yarışmaydı.. ta ki annemi kanser yüzünden kaybedene kadar.

    sağlığında annem sürekli izlerdi. ben de çok sıkıcı ve saçma olduğunu söyleyerek sürekli eleştirirdim. annem ise "ben eğlenmek için izliyorum, seviyorum" cevabını verirdi her seferinde.

    anneme ağustos ayı başında lösemi teşhisi konuldu ve o zamandan sonra kalan ömrünü hastanelerde geçirdi. hasta olduktan sonra hiçbir şekilde televizyona dönüp bakmadı. yaşamak için bir nedeni olsun, o hastane odasında yaşama bağlansın diye elimizden geleni yaptık. kitap, müzik, elişi, boya... ama televizyondaki hiçbir programa dahi dönüp bakmadı.

    sonra ölmeden bir kaç ay önce kafasını dağıtması için televizyon izlemesinin yararlı olacağını söylerken "survivor başlasa izlerdim. o beni eğlendiriyor" dedi. o günden sonra survivor başlasa diye dört gözle bekledim. neredeyse acun ılıcalı'ya bir şekilde ulaşıp ne olur başlatın, annemi eğlendirecek bu programa çok ihtiyacım var diye yalvaracaktım. gazetedeki "survivor şubatta başlayacak" haberini anneme müjde diye verdim.

    ama olmadı. annem survivor başlamadan bir kaç hafta önce öldü. şimdi ne zaman televizyonda görsem başımı çevirip bakamıyorum. acaba annem bu programı izleyebilseydi ölmeden önce, biraz olsun o hastane odasında eğlenebilir miydi merak ediyorum sadece.

  • - 7 ocak 1961 gecesi rhode island polisi, soteye yattıkları yer civarında turlar atan şüpheli bir aracı durdurur .. silahlarını çekip araca yaklaşan polisler aracın içinde siyah maske ve eldivenler takmış 3 şahıs farkeder .. araçta yapılan aramada ayrıca ruhsatsız silah da bulunur .. şahıslar silahlı soyguna teşebbüs süphesiyle gözaltına alınır, kefalet 2.000 dolar olarak belirlenir ve elemanlarda bu para olmadığı için tutukluluk halleri devam eder .. 3 gün boyunca tutuklu kaldıkları süreçte yapılan sorgulamada polisi, oyunculuk eğitimi aldıklarına ve o gece de bir oyunda rol almak üzere yola koyulmuş olduklarına, araçtaki silahın da oyun ile alakalı olduğuna ikna ederler sonunda .. şahıslardan en genç olanı 21 yaşındaki 'al pacino'dur .. görsel

    - 'the godfather' ile dünya çapında üne kavuşmuş aktördür .. romanda ve senaryoda, tamamen kurgu olan mafya ailesinin kökeni, baba 'vito corleone'nin çocukken kaçarak çıktığı ve 'new york'a vardığında da ona soyadı olarak kayıtlanan sicilya'nın ünlü kasabası 'corleone' olarak resmediliyor .. kasaba gerçek hayatta da çok ünlü mafya patronlarına ev sahipliğiyle tanınmakta .. gerçek hayatla alakalı bir diğer detay da al pacino'nun anne tarafından dedesi ve anneannesinin de (james ve kate gerardi) 'corleone' orijinli olup, oradan amerika'ya göç etmiş olması .. görsel

    - gerçek adı 'alfredo james pacino' .. çocukluğundan itibaren lakabı da 'sonny' .. 'the godfather'da hayat verdiği karakter 'michael corleone'nin erkek kardeşlerinin adları da ilginç şekilde 'sonny' ve 'fredo' .. görsel

    - serinin ilk filmindeki rolleri için akademi, 'al pacino'yu 'en iyi yardımcı erkek oyuncu' ve 'marlon brando'yu da 'en iyi erkek oyuncu' dallarında oscar'a aday gösteriyor .. al pacino bu duruma içerliyor ve törene, akademiyi protesto ederek katılmıyor, gerekçesini de filmde marlon brando'dan çok daha fazla sahnesi olmasından mütevellit, adaylığının 'en iyi erkek oyuncu' dalı olması gerektiği şeklinde açıklıyor .. marlon brando oscar ödülüne layık görülüyor ama al pacino ödülü kazanamıyor .. bu arada aynı törene marlon brando'nun da farklı gerekçelerle katılmadığını hatırlatmakta fayda var .. görsel

    - serinin ikinci filminde de (the godfather 2) 'oscar' detayı mevcut .. baba vito'nun gençlik zamanlarını canlandıran 'robert de niro' 3 saat 22 dakika süren filmin yalnızca 46 dakikasında görünür .. 'robert de niro', 'en iyi yardımcı oyuncu' dalında aday gösterildiği oscar ödülünü kazanırken 'al pacino' bu sefer 'en iyi erkek oyuncu' dalında aday gösterilir ama yine ödül nasip olmaz .. geçmiş-gelecek örüntüsünün resmedilmesinden mütevellit filmde paylaştıkları hiç sahne yok, çekimlerde bir araya gelmemişler .. öte yandan ikili, gençlik yıllarından (60'lardan) bu yana çok yakın arkadaşlar .. görsel

    - 80'lerin sonuna kadar günde 4 paket sigara tüketiyor .. 90'larda günde 2 pakete iniyor ve nihayet 1994'te doktorların 'devam edersen sesini kaybedersin' uyarısıyla tütünü bırakıyor ama zaman zaman bitki özlü sigaralar içtiği biliniyor .. sigaraya 9 yaşında başladığını not edelim .. görsel

    - 1973 yılı yapımı 'serpico' filminde bir gerçek hayat karakteri olan polis memuru 'frank serpico'yu takdir edilesi bir inandırıcılıkla canlandırıyor .. şimdi yazacağım anekdotu kesin teyid eden bir kaynak yok ama dilden dile dolaşan efsaneye göre kendini role öyle kaptırıyor ki karakteri çalışmak amacıyla şehrin kimi tehlikeli semtlerinde gerçek bir polismiş gibi dolanırken bir kamyon şoförünü durdurup araçtan indiriyor ve eksoz muayenesinin eksik olduğu bahanesiyle adamı tutuklamakla tehdit ediyor .. görsel

    - 13 yaşında tanıştığı alkolü 1977 yılında bırakıyor .. bir röportajında, '70'leri pek hatırlamıyorum' diyor, alkolizmin pençesinde geçirdiği yılları kastederek ..

    - 'scent of a woman' (kadın kokusu) filmindeki rolüyle ilk ve tek oscar ödülünü kazanıyor .. filmin unutulmaz tango sahnesinde rol arkadaşı olan 'gabrielle anwar' ile 2 hafta boyunca dans provaları yapıyorlar .. bir kaç dakikalık sahnenin çekimleri 3 gün sürüyor .. scent of a woman tango sahnesi

    kaynak : soberinfo, quora, imdb, en.wikipedia, mirror.co.uk, newyorker, messynessy, godfather.famdom.. kaynaklar teyid amaçlı kullanılmıştır .. görseller için herhangi bir telif problemi göremedim ama eğer hak ihlali söz konusu ise lütfen uyarın, kaldırırım .. kastı aşan amacım yoktur ..

  • trafikte nasıl insanlarla birlikte sürüyoruz işte kanıtı. kadın resmen zombiye dönüşmüş. yanında birisi olsa boynundan et koparması işten bile değil.