türkiye yüzyılı maarif modeli

• direkt tarikat şeyhlerini derslere koymak gerekirdi. böyle olmamış.
  
  integral türev out - peygamberimizin hayatı in. (bazı kalın kafalı bilmem ne mezunu eksiciler de bunu savunmuş:)
  
  en kısa sürede afganistan yapıp şeyhlik krallık ilan etmek için uğraşıyorlar ha tabi mozambik de bunların hepsi.
  
  şimdiki sistemle siyasal islam'a hizmet edecek ve oy verecek yeterli insan yetişmiyor çünkü.
• merak etmediğim, kalitesizliğinden ve eğitimle uzaktan yakından alakası olmadığından emin olduğum modeldir.
  
  elimde daha makul bir alternatif varken çocuğumu bu ülkenin eğitim sistemine maruz bıraktığım için kendimi asla affetmeyeceğim.
• rezalet bir eğitim modelidir. ak parti gitmeden türkiye'deki eğitim sisteminin dünyadan 1000 yıl geride takılacağının kanıtıdır.
  
  tüm hayatım ak parti iktidarında geçti. biz mezun olurken yaşıtlarımız yurtdışına gitmek istiyordu. sonra daha gençler yurtdışında üniversite okumayı istemeye başladı. 2-3 yıl önce liseyi bile türkiye'de okumak istemeyen insanlarla tanışmaya başladım. artık ilkokulu da türkiye'de okumak isteyen kalmayacak galiba.
• allaha soven bır nesıl yetıstırmek ıcın guzel bır calısma.
• sırf bu model bile akp'nin artık gitmesi gerektiğinin kanıtıdır.
  
  hoş onlar ne kadar dini hayatın ve eğitimin temeli noktasına getirmeye çalışsa da dine inanmayan nesiller yetişmeye devam edecek ki zaten hiçbir zaman dindar ve kindar nesiller yetiştiremediler.
• din
  dinn
  dinnn
  dinnnnn
  dinnnnnnnnn
  dinnnnnnnnnnnnn
• henüz detaylı inceleme fırsatı bulamadığım model.
  
  sınıf mevcutlarının 50'ye dayandığı bir ortaokulda görev yapmaktayım. sınıf içerisinde hareket etmek bile oldukça güç. öğrencilerimizin çoğu orta ve alt gelir grubundaki ailelerden geliyor. aşırı kalabalık, sürekli gürültü ve kaosun hakim olduğu sınıflarda sınıf hakimiyeti kurmak büyük problem. disiplin ve yaptırım konusunda elimizde hiç bir güç yok. öğrenci davranışları konusunda büyük sıkıntılar var. tüm bu şartları düzeltmeye yönelik somut adımlar atılmadığı sürece istedikleri kadar akademik süslü eğitim modelleri getirsinler zerre faydası olacağını sanmıyorum. umudum yok.
• artık devlet okulları radikal islamcı yetiştiriyor. aklınız varsa çocuklarınızı devlete vermeyin.
• peygamberimizin hayatı, kuranı kerim gibi dersler yıllardan beri var olan, imam hatiplerde zorunlu, diğer okullarda seçmeli olan dersler. bunlara takılmak anlamsız. ancak yukarıdaki bir yazarın söylediği gibi inkılap tarihi dersinde cumhuriyete karşı tehditler kısmındaki şeyh sait isyanı, menemen olayı gibi konular çıkarıldıysa niyetleri bu vatanın düşmanlarını, hainlerini gizlemektir. türk çocukları devletine yönelik tehditleri ve bu tehditlerin geçmişini iyi bilmek zorundadır. yoksa bu ülke daha çok 15 temmuz yaşar. türkçe dersinde de atatürk konularının sınırlandırıldığını okudum. bu da başka bir ihanet olur. peygamberimizin hayatı dersi seçmeli veya zorunlu ortaokuldan liseye her yıl konulmuş bir ders, hem de bomboş içeriğiyle. oysa atatürkün hayatını anlatan bir ders de yok. bana göre bir yıl atatürkün 1881-1919 arasındaki hayatını, bir yıl 1919-1923 arasındaki hayatını, bir yıl da 1923-1938 arasındaki hayatını anlatan bir ders olsa bu ülkenin evlatları ülke nasıl sevilir, nasıl korunur, nasıl yükseltilir daha iyi öğrenirler, çok daha faydalı olur. hadi onu da geçtim yazılıma, sanata, spora dair daha fazla seçmeli dersler olsa bak işte o zaman bu ülke gelişir. biyoloji dersinden de evrim atılalı yıllar oldu. hadi tamam çoğunluğu müslüman ülke. ama kardeşim bu sonuçta bir bilim. bilim ile dini ayırt edebilmeyi bilin kardeşim. kur'an bile, peygamber bile, 1300 yıl önceki müslüman bilim adamları, filozoflar bile din ile bilimi ayırt etmeyi başarabilmişler. ayırt edemeyen kilise, tek otoritesi kilise olan hristiyan alemi en karanlık dönemini yaşamış o dönemlerde. siz hristiyan mısınız? siz nerenin ruhbanısınız? daha az bilimsellik, daha az vatan ve tarih bilinci, daha fazla softalık ile koca bir ülkeyi yeni yüzyıla mı taşıyacaksınız? evet softalık, çünkü bunların maneviyat, ruh, kalp gibi kelimelerle süsledikleri şeyin adı düpedüz softalık. hayır nesil softa da olmuyor. softalık da bir meziyettir ama onu da olamıyorlar. yıllarını bomboş sistem içinde heba edip ne bilim, ne tarih, ne şuur, ne din, ne de ahlak öğrenemeden heder olup gidiyorlar. bakan tekin gitsin bir okula bir yıl geçirsin okulda. derslere girsin, öğrencileri gözlemlesin, zorunlu yaptığı klasik sınavlarda değil iki kelimeyi, iki harfi bir araya getiremeyen öğrencileri görsün. suriyelilerin başarıyı aşağı çektikleri yetmezmiş gibi başarılı olabilecek potansiyelleri de erittiğini görsün. yetkisiz, otoritesiz çocuklara bir şeyler kazandırabilmek için yırtınan öğretmenlerin perişanlığını görsün. ama yok, takmışlar atatürke, evrime, integrale; kafayı da bozmuşlar maneviyatla. bakın ahlaksızlığın kaynağı cehalettir. cehalet toplumu bozar. cehaletin bozduğu toplumu din kurtaramaz. hayatta en hakiki mürşit ilimdir. bunu bilir bunu söylerim. ama onların da niyetlerini bilirim. ülkeyi daha ileri götürmek değil mesele, daha geri götürmek. ancak çağımızda ülkeyi eğitimle geri götüremezsiniz. çünkü insanlar çıkar senin öğretmediğini başka yerden öğrenir. sadece teori ve pratikle beslenmeyen neslin ilerlemesini durdurursun. onu da ancak bir süre başarırsın. ilerlemeye karşı direnemezsin. sen de sistemin de gidersin ve hiç de iyi hatırlanmazsın. bir hasan ali yücel gelir, aziz sancarlar, gazi yaşargiller, oktay sinanoğlular, halil inalcıklar yetişmeye devam eder.
• sahipsiz bir program, hiçbir derste kimin yaptığı yazmıyor.
  
  biz küçük bir makalede bile kaynakçaya bakıyoruz, yazarın yetkinliğine bakıyoruz; koca müfredat yapmışlar sahibi yok. kim yazdı bunu?
  
  arkasında durmayacaksanız neden yazdınız? eğer arkası yoksa biz değerine nasıl inanalım?
  
  tanım: ömrü 4 yılla sınırlı olacak programdır. tabi bakan daha önce kovulmazsa.