• yılmaz erdoğan andropoz'da anlaşılan.

    gerisi spoiler.

    kendine öyle bir karakter yazmış ki yaşlısı genci herkes aşık oluyor.

    pavyondaki borderline konsomatris aşık oldu buna.

    sonra ders verdiği kızın evindeki 21 yaşındaki hizmetçi kızın bi anda kanı kaynadı buna.

    en son da ders verdiği kızın anası rolündeki selma ergeç buna vuruldu.

    dudağını ısırıyor falan.

    of senaryo zaten sıkıntılı ama yönetmen de yönetememiş.

    yılmaz'ım rambo okan gibi o daracık omuzlarıyla vurduğunu deviriyor boyuna posuna bakmadan.

    testesteron falan alıp biraz kas yapsaydı da hapisteyken çalışmış kas yapmış derdik.

    ulan andropoz sen neler yapıyorsun insana.
  • yılmaz abicim, sen gençliğinde de çok yakışıklı değildin. bir demet tiyatroda sevgilin asuman yani deniz özermandı, manken değildi yani. vizontelede sevgilin yoktu, tuubada sakat bir kız aşık oluyor gibi oldu ama bir şey yaşanmadı. organize işlerde ebru akelle sevgiliydin ama kadın seni terk ediyordu. yani rollerinde hep bir yanı kırık kadınlarla sevgili olan yakışıklı olmayan bir adamı oynuyordun.

    ne zaman 50yi geçtin bir hareketlenme geldi. önce sazan sarmalında ezgi molanın biricik aşkı oldun, şimdi de bu dizide neredeyse kızın yaşındaki hazal ergüçlü ve milyoner selma ergeç sana ilk görüşte aşık oldular. tamam senaryoyu sen yazıyorsun falan ama biraz abartılı olmuyor mu?
  • azem isimli karakterin; hizmetçiden tut, eczane kalfasına kadar dizide bulunan bütün alt kesim tabaka ile bile ilgi alakadar olması, hoşbeş etmesi veya bunun çabasında olması, ancak kendisine her anlamda yardımcı olan, gördüğünde ayağa kalkan, saygıda hiç bir şekilde kusur etmeyen ve heves ile onunla sohbet etmeye çalışan, otelde ki resepsiyon görevlisi izzet'i her defasında s.klememesi bir tek benim mi canımı sıkıyor? işim var işim var. ne işin var lan! haftada iki saat ders veren adamsın. bu kadar yoğun ne işin olabilir, şu ağzının içine bakan çocuğu iki dk dinleyemeyecek?! suç o çocukta. şoför gibi "sen kimsin mk" der gibi yüzüne bakmalı ki her seferinde selam ve espri ile yaklaşmalısın, muhabbet kurmaya çalışmalısın dimi? deveye diken.. sinirlendim gece gece:)
  • şunu öğrenmiş olduk; bir diziyi yılmaz erdoğan yazıyorsa ve o dizide yılmaz erdoğan oynuyorsa:

    1- bütün kadınlar yılmaz erdoğan'a aşık olur.
    2- yılmaz erdoğan herkesi dövebilir.

    mesela gençler bilmez, bu olay ibrahim tatlıses'in yazdığı ve oynadığı dizilerde de vardı. dizideki bütün kadın karakterler ibo'nun aşkından dolayı hastalanıp yataklara düşerlerdi ve ibo kendi dizilerinde john wick gibi bir şeydi.

    ama eğlenceli bir şey yani, ben de yazdığım dizide oynasam böyle yapardım. sonuçta bu hayata bir kere geliyoruz, tadını çıkarmak lazım.
  • azem iğrenç bir karakter. yazsa yazsa yılmaz erdoğan yazardı.

    yalanı sevmeyen ama yalan söylemekten çekinmeyen,
    yanındaki kızı sürekli oyalayıp niyetini belli eden başka kadınlarla yemek yiyen,
    insanlara sürekli üst perdeden bakan,
    masadan kalkalım telkinlerini duymayıp en yakın dostlarının zarar görmesine sebep olan,
    kendini öğretmen diye tanımlamasına rağmen kavgadan dövüşten asla uzak durmayan,
    asla başka insanların zevklerine ve fikirlerine saygı göstermeyen bir tip.

    o arkeolog çocuk, bu diziye azem’den çok daha faydalı bir görüntü katarken asla çocuğu dinlemiyor.
    kadına kendi dinlediği müzikleri dinletirken, hadi bu sefer de caz dinleyelim demiyor.

    ama birisine selam verdi mi o kişiden almasını bekliyor.

    bu karakteri bu ülkede yılmaz erdoğan’dan başkası oynayamaz. çünkü kendisine çok benziyor.
  • y.e : içkinizi hep buzlu mu içersiniz
    s.e : evet. buzsuz içemem ben.
    y.e : içkilerinde buzu eksik etmeyen kadınların yarası çoktur.
    s.e :nasıl.. anlamadım.. neden öyle söylediniz?
    y.e : çünkü buzdur yaraya ilk dokunan ve yarayla alay eder yaralanmamış olan..
    s.e :sonunu alıntı yaptınız ama yakaladım sizi..
    y.e : şimdi alındım size ama ha ha ha
    s.e : hay senin yapaçağın kelime esprisine sokayım
    y.e : sokmayı bilen kadı
    s.e : lan sus pezevenk.. siktir git burdan
    y.e : skilmeden gitmektir zor olan skildikten sonra ne eylesin mahmut..
  • yılmaz erdoğan sürekli şiir kitabı okuyo gibi mi konuşacak acaba, cinnet geçiriyoruz da.
  • vıcık vıcık içi boş yılmaz erdoğan romantizmi.
  • sürekli olarak aşağıladığı, sözcüklerle ifade etmese bile mimikleriyle tepeden baktığı insanlarla yakınlık kurmaya devam eden tutarsız ve kibirli bir karakterin başından geçenleri anlatan dizi.

    en çok da arkeolog çocuk tam ilginç bir şeyler anlatacakken burun kıvırmasına ve çok kaba bir şekilde susturmasına gıcık oluyorum. bir kere, iki kere moralin bozuk olur ama bu sürekli dizideki tüm karakterleri terslemeye başladı. bırak hocalığını, isterse edebiyat nobeli alsın böyle kibirli ve küstah bir adama saygı duymam ben. diğer karakterlerin de saygı duymayıp muhatap almamaları için bu sebep yeter de artar. ama ne hikmetse sürekli aşağılanmalarına rağmen hepsi etrafında dört dönmeye devam ediyor. oradan anlayın kurgunun absürtlüğünü.
  • en gıcık olduğum şey eczacı kasım'ın hiçbir sorusuna cevap vermiyor azem mi adem mi ne skimse artık. amcık adam gibi cevap ver işte yok adamı terslemeler, yok edebi siksok cevaplar antin kuntin sözler. kasımın yerine olsam dükkandan kovarım pezevengi.
hesabın var mı? giriş yap