• vize ücretinin değil, vize başvuru ücretinin iade edilmemesidir.
    bu vize başvuru ücret uygulaması etik midir dersen, bence hiç etik değildir.
    bazı arkadaşlar, "bu konsolosluklar da su yakmıyor" diyerek anlayış göstermiş bu ücretlere. ben şahsen bu açıklamayı gayet ikiyüzlü buluyorum. birincisi, alınan vize başvuru ücretleri işlem ücreti olarak değerlendirilemeyecek kadar yüksektir. gerçekten o işlem için yapılan masrafın yansıtılması olsa idi, ücretlerin çok daha az olması gerekirdi. bir ikinci konu ise, ben niye elin ingilizinin konsolosluk masrafını karşılıyorum acaba? bana vize uygulamaya karar veren kendisi, o vizenin değerlendirme ve uygulama masrafını karşılayacak götü yoksa, vize uygulaması yapmasın. vizesiz alamıyorsa, bu ülkeden kimseyi ülkesine almasın o zaman, kuzey kore kafasına gelsin. ama bunu yapmak türkiye ve benzeri birçok ülke ile ticari ilişkisini de yok edeceği için onu da yapmıyor. masrafı sana-bana yansıtıyor. yani ortada bir win-lose durumu var, kendisi için uygulama elbette çok mantıklı da, bizim açımızdan hiçbir mantığı yok bu durumun.
    bir uygulamanın uygulayan tarafından bir mantığı olması, onu etik veya doğru yapmıyor ki. ben ki batı hayranlığında bir zirveyi temsil ettiğimi düşünüyorum, benden beter durumda insanlar da varmış vesile ile bunu gördüm.
  • hayatımda gördüğüm en saçma, en insanları düdükleme odaklı -üstelik uluslararası- uygulamalardan biri.

    bir vize başvurusunda buluyorsunuz, "vize ücreti" ödüyorsunuz. başvurunuz reddediliyor, ama "vize ücreti" iade edilmiyor.

    açıklama olarak, "işte biz de belli bir prosedür işletiyoruz, burada bu başvurular için insan çalıştırıyoruz" diye bir açıklaması var.

    "yersen" diye yapılan bir açıklama.

    ben az çok bu işlerin içinde olduğum için mağrudiyetlerle biraz daha fazla karşılaşıyorum. misal vatandaşın biri ingiltere vizesi almak istiyor, konsolosluk ona seçenek sunuyor, 6 ay, 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl diye.

    vatandaş "almışken 5 yıllık alayım" diyor, 925 dolar ödeyip 5 yıllık vizeye başvuruyor, ama bu başvuru daha önce vizesi olmadığı için reddediliyor. aslında bu vatandaşın, daha önce vizesi olmadığı için 5 yıllık vizesinin reddedilme olasılığı % 99. ama bunu ona kimse söylemiyor başvuru sırasında.

    "benim ülkeme girmen için vize alman lazım, onun da ücreti var. ama vizeyi verebilirim de vermeyebilirim de. ücret bana kalır."

    mantık bu. anlayan beri gelsin.
  • "adamlar beni ülkesine almak için yedi ceddimin kaydını sorsun, bankada kaç param olduğunu bile onlara açıklamak zorunda bıraksın, bankada param olsa bile çalıştığım şirketten dilekçe istesin, üstüne bir de haraç kessin, ben de onları bayrak taşıyarak savunayım" diyenleri sıraya sokan mevzu.
  • yahu bırak oraya ödediğin parayı, adam "herşeyini hallet, öyle vize iste" diyor. gidiş dönüş uçak biletini almışsın, otel rezervasyonlarını yaptırmışsın..yani tatili ödemişsin zaten anca ondan sonra başvurabiliyorsun. e bokoğlan, kabul etmezsen noolucak? ben başvurayım, de bana kabul edicem ya da etmiycem diye, ona göre masraf yapayım, insanları niye strese sokuyon?

    komple götlük bütün süreç zaten..

    edit: yalayıcılara ithafen; booking.com u herkes biliyor yavrum, havalanma. elbette öyle halloluyor, bunu herkes gibi konsolosluk da biliyor. e istenmesinin sebebi ne o zaman? uçak bileti de, malesef "az bi farkla" kurtarılmıyor. ryanair, easyjet, wizzair hadi neyse zaten ucuz da, pegasus, sunexpres gibi güya low-cost firmalar en düşük ücretli promo biletlerini nah geri ödüyor. en ucuz yurtdışı bilet fiyatı 300 lira, gidiş-dönüş 600 lira.

    olayın işleyişi, mantığı yanlış. o kadar ciddi bir karar vermiyorum, ülkende tatil yapmaya çalışıyorum, neden tüm adanmışlığımı isteyip ondan sonra bir de tonlarca belgeyle uğraştırıp, görüşmeye çağırıp haftalarca vize için bekletiyorsun?

    ha bundan memnun olanlar varmış, şaşırdım.
  • hizmet bedelinden çok daha fazlasıdır o bedel. türkiyeye gelmek isteyen ingilize 20 pound, ingiltereye gitmek isteyen türke 136 dolardır, o da en ucuzu! üstelik türkiyeye gelenin önceden hiçbir başvuru yapması gerekmez, havaalanında vize alacağı garantidir.
  • arkadaş bir de işin mülakata gitme kısmı var. benim olduğum şehirde konsolosluk yoktu mesela. kalktım ankara'ya gittim mecburen. masrafa bak anasını satayım. zaten neyimiz var neyimiz yok belgesini istediler, bin tane uğraş verildi o süreçte ve her adım masraftı. ilk başvuruda aldım ingiltere vizesini ama o kadar uğraşmanın üzerine vermeselerdi ''amaan olsun be adamlar çalışıyorlar sonuçta'' nah derdim afedersin. aldığım halde diyemiyorum. ''gidip dönmeyen olursa diye araştırıyorlar...'' bik bik. adamların standardı ne belli değil ki. ben rahatça aldım, benden daha ''kesin geri döner ülkesine'' denen bir sürü insan alamamış işte, okuyoruz buralarda. bir ingilize bu kadar kök söktürülmüyor. bize dağ kadar prosedür, adamlara şipşak. normal mi yani? kendinizi elin ingilizinden düşük seviyede görüyorsanız, ona insan hakları bana dağlar taşlar olsun kabulüm diyorsanız bilemem... lafa gelince amerikalılar salak, avrupa bokuyla oynuyordu bi bilmem ne, konu buralara gelince ''ay adamlar almaz tabii bizi, haklılar'' hadi ya? sen kendine değer vermezsen, elalem hiç vermez. tepemizdekiler de bu kafada olduklarından kimsenin çıtı çıkmıyor havaya saçılan paralara.
  • salliyorum;

    3 aylik vize bedeli 50 dolar,

    6 aylik 90 dolar,

    1 senelik 150 dolar,

    5 senelik 500 dolar olsun.

    böyle bi fiyat cizelgesi belirlediginde acik acik hangi miktar hangi hizmete karsilik istenir aciklaman lazim.

    misal basvuru bedeli fix:30 dolar, geriye istenen ücret, vize bedeli. alamazsan basvuru bedelin yanar, islem yapildigi icin. ama vize bedelini geri alirsin, cünkü ortada vize yok.

    basvuru ücreti/vize ücreti cok farkli seyler. ülkeden disari cikip avrupada yabancilar bürosuna gittiginizde kimse sizden "basvuru ücreti" diye sikimsonik bir bedel talep etmez. 1 sene oturma iznin uzatilacaksa gerekli belgeleri getirirsen vizeyi alirsin parasini da ödersin. ha yok talebin rededildiyse, atiyorum sen 1 sene istemisken sana cikarir 1 aylik gecici izin verirler onun da ücreti ayridir.

    böyle "basvurdunuz. ama kabul etmedik" demek bu anca tr gibi, gelismis ülkelere gitmeye vize gerektiren, yurtdisina cikan adami keriz gibi görüp "zaten para harcayacak, dur bari ilk siken ben olayim" diyen adamlarin o parayi "hizmet bedeli" gibi gösterip cakala yatmasidir. bunlar da havaalaninda bi bardak sallama caya 8 tl isteyen güruhla ayni kafadadir. bu da anca bizde olur.

    misal,

    o zaman arabani arac muayene istasyonuna götürdügünde de senden her seferde "muayene" ücreti almiyorlar. arabayi tamir edip ikinci kez götürdügünde para ödemiyorsun. o zaman orda da alsinlar "ilkinde gecemedin muhittin, bir daha ödeyeceksin" deyince de burda basligi acan adama aklinca ayar veren lavuk cikipta diyebilecek mi, "dogru bi daha ödeyeyim ilkinde red edildim" diye.?

    ya bak almanya'da alman vatandasligina/pasaportuna basvuru bedeli bile 255 euro. ebenin hörekesine kadar 6 ay boyunca arastiriyor adamlar kimsin, nesin diye. arkadasin almak istedigi gibi sikindirik turist vizesi degil.

    simdi bana de ki adam haksiz. sen bunu basvuru bedeli olarak ödüyorsun. onun bedeli de 925 dolar. ben de 3 aylik vizeye basvuruyorum 50 dolara. benim basvurumun "iscilik bedeli" de 50 dolar, ama onunki 925 dolar. ve sen diyorsun ki bu adam parasinin tek kurusunu bile alamayinca "haksiz".

    bi siktir git allasen..
  • paranın geri verilmemesinden daha üzücü olan birşey ise bunu savunan malların olması.

    adam sana 2. sınıf muamelesi yapıyor, insan yerine koymuyor, didik didik araştırıyor ve üstüne para alıyor; bizim mallar gelmiş bunu savunuyor.

    sebep?

    bu araştırmalar için masraf yapıyorlarmış.

    zaten vize çıktığı zaman gidip adamların ülkesinde hayvan gibi para harcıyorsun. ben burda benim seceremi çıkartan adamın parasını vermek zoruda mıyım? her yıl yüzbinlerce kişi vizeye başvuruyor. adam bırak masrafını çıkartmayı üstüne hayvan gibi kar ediyor.

    ama suç bizde. 3-5 ay boykot uygulayacaksın o zaman görecekler masraf çıkartmak nedir.
  • doğduğu gezegende bir yerden bir yere gitmek için izin alırken, oraya gitmesinin ne kadar mantıklı olduğunu açıklaması istenirken kesilen haracın iade edilmemesidir. çünkü sadece sikinin keyfine gitmek (haşa) mümkün değildir. evet paranızı geri alamazsınız, çünkü siz gerizekalısınız. sorumlusu da dışişleri değil, doğrudan vize alamayan ekşi sözlük yazarlarıdır.
  • bazı sözlük yazarlarının, vize ücretlerindeki ve vize onayı/reddi konusundaki keyfiliğin ne kadar insan haklarına aykırı bir şey olduğunu idrak etmeleri için, önce avrupalarının bizim maruz kaldığımıza benzer bir davranışa maruz kalmaları, sonra bunların aslında ne kadar da insan haklarına aykırı davranışlar olduğuna kanaat getirmeleri gerekmektedir. ancak ve ancak o zaman (yani avrupalılar bu durumun insan haklarına aykırı olduğununun farkına varıp bunu dile getirdiğinde) bizim bu yazarlar da, benzer ifadeler kullanırlar..
hesabın var mı? giriş yap