• en güzeli ibaresi ile hafif bir anlam kayması içerisinde olsa da benzeşen tümce.. "ahanda en güvenli yol şudur ki biz onu yapalım" anlamındadır..
  • aman aman bir tatsızlık çıkmasın da küskünlüğünü giderebilecek bir diğer laf.
  • zaman zaman ikili konuşmalarda karşı tarafı rahatlatmak amacıyla da söylenir, bir nevi gerçek düşünceyi saklamak amaçlı. örneğin yeni tanıştığınız biriyle sohbeti ilerlettiniz, evli misiniz diye bir soruyla karşılaştınız. bekarım cevabını verdiğinizde en iyisi valla, boşversene evlenip ne yapacaksın cevabı alabiliyorsunuz. neyi boşveriyorum, madem en iyisi bekarlık da neden bu toplum bekarlara ahh yazık gözüyle bakmakta o zaman lann!! diye bağırasınız gelse de bir şey diyemeyip başınızla onaylarsınız, barış sağlanır.
  • okadar ağza sakız ediliyor ki -ben de ediyorum- anlamını, ciddiyetini, barındırdığı karşılaştırma anlamını yitiriyor. yerine sinir bozucu bir "ben bildim" imajı koyuyor. gıcık ediyor.
  • (bkz: pencere)
    (bkz: orhan veli)
  • herhangi bir şeyin/kişinin, alanında veya segmentinde en yüksek kondüsyonda/kalitede olduğunu belirtmek için kullanılan söz
  • huzursuz, endişeli kardeşlerimizin merak ettiğidir. çocuklukta başlar bu. mesela hangi arabada kilometre göstergesi daha yükseğe çıkıyor? van damme mı döver bruce lee mi? malmsteen mi daha iyi gitar çalıyor yoksa joe satriani mi? en iyi fotoğraf makinası hangisi? hangi gitarı alınca çok mükemmel çalıcam? en süper hangisi? en güzel yemek hangisi diye arayanı bile gördüm. bu arkadaşlar ekseriyetle en son "en iyisi"lerini de çok gözetirler. onu bilmeyeni tahkir ederler. onun "en iyi"liği üzerinden kendilerini yüceltirler falan :) sevimli bi yerde.

    hayır yani bi yolculuğa sebep olarak olsa anlıycam da böyle quantifiable arayışlar halbuki hep hüzün be güzelim. halbuki en iyi yoktur. ihtiyaç ve arzu vardır. her konuda böyledir bu. o bakımdan rahadol. en iyisi senin en sevdiğin. en iyisi senin en çok ihtiyaç duyduğun. onu da sen bileceksin.
  • şapşik doktor asteğmen: "allahtan assubay olmuşuz. bu 100 yaraklı sker* hastanesinde asteğmen olmak da vardı, halimiz nice* olurdu? bu askerlikte en iyisi geri hizmette olmak."

    türkiye'de çingene çiçekçiler kdv ödüyor, gelir vergisi ödemiyorlarmış. devlet yaptırım uygulamıyor, üstlerine gitmiyormuş. ticari olarak saçma, kültürel olarak çingen şansı. ödedikleri kdv'ye de laf ediyorlar tabii. çingeneyi susturamazsın, küfürün de alasını, en iyisini bilirler. bizim bir düğünümüzde çingen delbekçiler çok güzel betimleyerek "dünya kazan biz kepçe*, her şeyi görür biliriz," demişler. çingene toplumu büyükşehirde fazla suça da bulaşmıyor sayılır; biraz fuhuş, biraz esrar, hafif tertip uyuşturucu ticareti. dünya çingenelerini bilmeyiz, bunlar yarı türk halini almış yurdum çingenesi.

    "j*: ben amerika'yı değiştiren adamdım, vinnie. bunu da tam burada yaptım: brooklyn'de. ah, suratıma tükürdüler, brla okudular, hayatımı sonsuz bir cehenneme çevirdiler... kavga etmeme de izin vermediler. bir şey uğruna acı çekmenin sonuçları kısa zamanda görülüyor, otuz üç yaşında öldüm. vinnie, senin şu anda olduğundan daha genç yaşta. ama canavar gibi oyuncuydum, öyle değil mi?
    v: en iyisiydin, jackie. sen gelmiş geçmiş en iyi oyuncuydun." paul auster - blue in the face

    (ilk giri tarihi: 27.2.2019)

    (bkz: en iyi)
    (bkz: en güzeli), kimden kötü
  • bülent ortaçgil'in elli buçuk albümüne yıllar önceki kayıtlardan dahil edilmiş şarkısının sözleri şöyle:
    en iyisi
    gündüz oturup koltuğuna
    gece uzan yatağına
    bi' taş gibi
    en iyisi
    ne zaman yemek geldi
    aç ağzını
    ne zaman uykun geldi
    kapa gözünü
    bi' kuş gibi
    en iyisi
    unutulmayı
    unutmayı öğren
    en iyisi
    en iyisi mi?
hesabın var mı? giriş yap